Hız çağı olarak adlandırdığımız zaman diliminde koşuşturmalar arasında kendimizi sağlıklı bir zihinde tutmak zor oluyor. Sürekli bir şeyleri yetiştirmeye çalışıp, zamanın kısıtlılığından şikâyet ediyoruz. Maddi ve manevi olarak her şeyle mücadele içerisindeyken, stresi her an yanımızda taşırken anksiyete bozukluğunu da hayatımızın merkezine koyuyoruz.
Stres ve anksiyete aynı zamanda; yüksek kalp atış hızı ve tansiyon, uyku zorluğu, yeme alışkanlıklarındaki değişiklikler ve baş ağrısı gibi aynı semptomları paylaşarak benzer belirtileri göstermektedir. Bunları birbirine karıştırmak ile beraber kendi kendimize sorunu belirliyoruz. Bu da gerçekten bu durum ile uğraşan insanların gerçek mücadelesini yok saymak oluyor. Hangi durumu yaşadığımızı gerçekten bilmek ve sonuca yönelik davranışsal durumları düzeltmek için gelin 3 temel farka odaklanalım.
1) Stres, durumlar düzeldikten sonra her zaman son bulur. Kaygı durumunda ise endişe her daim oradadır.
Stresli zamanlar için sadece durum belli olana kadar sorunu yaşarız. Zorlu bir sınavı atlatana kadar, bir görüşmeyi gerçekleştirene kadar bu durum geçerlidir. O zamanlar için uykusuz geceler geçirip odaklanma sorunları yaşarız. Ancak olay geçtikten sonra, stres birkaç gün içerisinde tamamen ortadan kalkacak. Kaygı ise sinsidir. Olaylar geçse dahi durumları sürekli olarak farklı açılardan ele alırız. Üstelik kaygı duymak için dışarıdan bir etken olması zorunlu değildir. Konu ne olursa olsun sürekli endişeleniyor, uyuyamıyor ve kalbiniz yerinden çıkacakmış gibi hissedebiliyorsunuz.
2) Stres faydalı olabilir. Anksiyete ise faydalı değildir.
Stres tehlikeye karşı doğal bir duygu seleksiyonudur. Kalbimizin daha hızlı atmasına, tehlikeye karşı gardımızı almamıza yardımcı olan birçok semptomun artmasını tetiklemek için vücudumuza bir miktar hormon salgılar. Stresi, kendi kendimize tedavi edebiliriz. Tabii ki ileri boyutlar için mutlaka yardıma başvurmamız gerekir. Anksiyete ise, tehlikeye karşı bir yardım aracı değildir. Yaşam kalitemizi düşüren bu kaygı bozukluğu sorunu genel kanılara bakılarak; su içerek ya da meditasyon yaparak tedavi edilemez. Tamamen profesyonel yardım sonucu iyileşme sağlayan bir sorundur.
3) Stres yaşam tarzımızda küçük değişikler yapılarak giderilebilir. Anksiyete için ise daha fazlasını gerektiriyor.
Stresin günlük yaşantımıza girmemesi için iş hayatımıza, özel yaşamımıza belirli sınırlar koyarak kendimizi rahatlatabiliriz. Buna ek olarak günlük hayatımıza egzersizler ekleyerek rahatlayabilir, yeme alışkanlığımızı değiştirerek iyileşme sürecine yardımcı olabiliriz. Anksiyete için ise bunlar sadece azaltıcı bir durum olabilir. Ancak tamamen geçici bir sonuç elde etmez. Anksiyete ile başarılı bir sonuç elde etmek profesyonel yardım gerektirir. Terapi, anksiyete için bir kriter olarak kabul edilir ve birçok durumda bir çeşit ilaç da uygulanabilir.
Bu içerikler de ilginizi çekebilir:
Yorumlar (0) Yorum Yap