Siz de görüşmeye gitmeden günler öncesinden gerilip heyecanlananlardan mısınız? Eğer mülakatın her aşamasını kafanızda canlandırıp, soracakları soruları tahmin etmeye çalışıyorsanız tam size uygun bir yazı okuyacaksınız.
Görüşmelerin korkulu rüyalara dönüştüğü maalesef bir gerçek. Bazen karşımızdaki kişiden çok çekiniriz, vereceğimiz yanlış bir cevabın her şeyi mahvedeceğinden korkarız. Ancak bu gibi durumlarda o insanların da tıpkı bizler gibi birer insan olduğunu unuturuz. Aslında herkes gibi, görüşmeyi yapan kişilerin de bazı ön yargıları var ve psikolojik olarak etkilendikleri durumlar mevcut.
Tüm bunları göz önünde tutarsanız, karşınızdaki kişiye psikolojik açıdan yaklaşabilir ve rakiplerinizin aksine bir adım öne geçebilirsiniz.
1) Pazartesi Gününe Randevu Vermeyin
Yüz yüze görüşmelerden önce genellikle telefonla bir görüşme yapılır ve mülakat tarihi netleştirilir. Eğer size “Görüşme yapmak için hangi gün uygunsunuz?” gibi bir soru sorulur da saat ve günü seçme şansınız olursa çok erken ya da çok geç saatlerden kaçınmalısınız. Günlük işlerin bir kısmının halledildiği öğle saatleri görüşmeler için en uygun zamanlardır.
Bunun yanı sıra rahatlatıcı bir tatilin ardından pazartesi günü insanlar işe dönmekten pek de memnun olmayabilirler. Bu nedenle pazartesi yapılan mülakatlardan kaçınmak sizin için daha etkili olacaktır.
2) Doğru Renkleri Kullanarak İstediğiniz İzlenimi Yaratın
Farkında olun ya da olmayın, kullandığınız renkler insanlar üzerinde birtakım etkilere sahiptir. Giydiğiniz mavi tonlarındaki giysi, mülakat yaptığınız kişide ekip üyesi izlenimi verirken turuncu tonları profesyonellikten uzaklığı temsil eder. Bunların yanı sıra, siyah içinizdeki lideri, giysiler aracılığıyla karşınızdaki kişiye anlatır. Bu yüzden genellikle mülakatlarda siyah renk tercih edilir.
Ancak tabi ki siyah giyilecek diye bir zorunluluk yoktur. Kırmızı, güçlü kişiliğinizi ortaya koyarken, beyaz bir bluz ise düzenli birisi olduğunuz izlenimini yaratır. Giyindiğiniz gri bir gömlek ya da ceket ise mantıksal analizinizin yüksek olduğu düşüncesi uyandırır.
3) Mülakat Yaptığınız Kişinin Yaşını Aklınızda Tutun
Birçok insan için görüşmeyi yaptığı kişinin yaşı önemli değildir ancak bu konuyla ilgili psikolojik taktiklerle kendinizi avantajlı konuma getirebilirsiniz.
Eğer görüşme yaptığınız kişi Y Kuşağı dediğimiz 20-30 yaşları arasındaysa, sizden çoklu görevleri yerine getirmenizi isteyebilir. 30-40 yaşları arasında bulunan X Kuşağı ise daha çok yaratıcılığa önem verirken iş ve özel yaşam arasındaki dengeyi kurmanız da onlar için önemlidir.
Eğer yaşı 50-70 arasında değişen birisiyle mülakat yapıyorsanız, özellikle çok çalışmanız ve üstesinden geldiğiniz işlerle gurur duymanız beklentileri arasında olacaktır. Sessiz Kuşak diye adlandırılan 70-90 yaşındaki kişiler ise mülakat yaptıkları kişilerden çalıştıkları şirkete sadakat duymalarını beklerler. Bu yüzden bağlılığınızı vurgulamanız, sizi diğer rakiplerinizin önüne geçirecektir.
4) Ortak İlgi Alanları Bulmaya Çalışın
Günlük hayatta, insanlar kendileri gibi olan insanlarla konuşmak isterler. Aynı durum mülakatlarda da geçerlidir. Mülakat yapacağınız kişiyle ilgili önceden yaptığınız küçük bir araştırma sonrası bulduğunuz ortak ilgi alanları, sizi aklında tutmasını ve kendini daha yakın hissetmesini sağlayacaktır.
5) Benzer Vücut Diliyle Konuşun
Bizimle aynı vücut dilini kullanan insanları genellikle kendimize yakın hissetme eğiliminde oluruz. Bu durum psikolojide Bukalemun Etkisi olarak adlandırılır. Bu nedenle görüştüğünüz kişiyi etkilemek için benzer vücut diline sahip olmalısınız. Her hareketini taklit etmek ve fazla abartmaktan bahsetmiyoruz ancak mülakatı yapan kişi bir şey anlatırken ellerini kullanıyorsa siz de ellerinizi kullanmaya çalışın. Böylece şirketin bir üyesi olabileceğinizi ve karşınızdakilerin söylediklerini dinlediğinizi düşüneceklerdir.
Yorumlar (0) Yorum Yap