Bazen davranışlarımız, vücut dilimiz, kelime seçimimiz ya da telaffuzumuz bir başkasının taklidi gibi olabilir. Karşımızdakinin hareketlerine göre davranmak, doğal bir eğilim olsa da aslında beynimiz bunu daha sevimli ve kabul edilebilir gözükmek, rahat etmek için yapar. Çünkü insanlar kendilerine benzeyen kişilerle arkadaşlık kurma eğilimindedirler.
Bukalemun Etkisi (Chameleon Effect) kavramını ortaya ilk atanlardan Chartrand ve Bargh New York Üniversitesi’nde bu konuyla ilgili bir deney yapmıştır. Ne deneyi olduğunu bilmeyen katılımcıların, karşısındakini kişisinin ayak sallamasına göre ayaklarını salladığı, yüzlerine dokunduğu ya da duruşlarını ona göre değiştirdikleri gözlemlenmiştir. Aynı zamanda başkalarının fikirlerine daha açık olan kişilerin, karşısındaki kişiden daha çok etkilendiği de ortaya çıkarken bu etkinin duygusaldan ziyade bilişsel olduğu da kanıtlanmıştır.
Taklit ettiğimiz kişi; çok fazla vakit geçirdiğimiz bir arkadaşımız, düşüncelerinden etkilendiğimiz, tanışmak istediğimiz ya da sıradan birisi bile olabilir. İnsanlar hareketleri taklit edilince beyin bunu başkalarına karşı daha uyumlu olarak algılar ve bu, sosyalleşme açısından önemli bir rol oynar. Fark etmeden yapılan bukalemun etkisi denilen durumla birlikte karşılıklı etkileşimler de kolaylaştırır.
Hareketlerinin benzerini yaptığımız kişi, bu durumu fark ederek bize karşı üstünlük kurabilir ve düşüncelerimiz konusunda yönlendirici olabilirler. Chartrand; insanların mimiklerine daha çok dikkat edenlerin başkalarını daha çok taklit ettiğini de savunmakta ve aynı zamanda da o kişilerin daha çok arkadaş edinebileceğini söylemektedir.
Yorumlar (0) Yorum Yap