İnternet kafe oyunları denilince aklımıza yüzlerce oyun gelmesi mümkün. Bizleri saatlerce ekran başına sabitleyen bu oyunlar, bugün baktığımızda o kadar da ilgi çekici gelmeyebiliyor. Fakat bilgisayar ve oyunlar ile yeni tanıştığımız dönemde deneyimlediğimiz bu oyunlar, her karşımıza çıktığında nostalji yaşamımıza neden oluyor. Bu içeriğimizde bir dönem efsane olmuş oyunları bir araya getiriyoruz. Hazırsanız internet kafe oyunları listemize hep birlikte yakından bakalım.
Masayı yarım saat daha uzattıran nostaljik internet kafe oyunları:
- Counter-Strike 1.6
- Half-Life Serisi
- Call of Duty 2
- Battlefield 1942
- Medal of Honor: Allied Assault
- Return to Castle Wolfenstein
- Need for Speed: Underground 2
- Euro Truck Simulator
- Crazy Taxi
- Re-Volt
- Painkiller
- Max Payne 2: The Fall of Max Payne
- Prince of Persia: The Sands of Time – Warrior Within
- Grand Theft Auto: San Andreas
- Grand Theft Auto: Vice City
- Spider-Man 2
- Fifa 2002 – 07
- NBA 2005
- Football Manager 2005
- Knight Online
- Warcraft III – Frozen Throne
- Age of Empires 2
- Serious Sam 2
- The Lord of the Rings: The Battle for Middle-earth II
- Command & Conquer: Red Alert 2
Counter-Strike 1.6
Counter-Strike 1.6, bir dönem internet kafelerin tartışmasız yıldızıydı. Okuldan kaçanlar, boş 1-2 saat bulanlar ve sıkılan arkadaş grupları birkaç el Counter-Strike oynamak için soluğu internet kafede alırdı. Counter-Strike 1.6, artık yerini CS: GO’ya bırakmış durumda. Yine de Counter-Strike 1.6’ya şu an tarayıcı üzerinden bile erişilebiliyor. Bu sayede arkadaşlarımızla sanal şekilde olsa da bir araya gelip eski günleri yad edebiliyoruz.
Half-Life Serisi
Half-Life serisi Counter-Strike’dan sonra Valve’un yaptığı en iyi oyun serilerinin başında geliyor. Tıpkı CS gibi Half-Life da kitleleri bir araya getiren yegana internet kafe oyunuydu. Biraz daha bilim kurgu havasında seyreden oyun, CS oynamaktan sıkıldığımızda ilaç gibi geliyordu.
Call of Duty 2
Call of Duty 2 internet kafe oyunları arasında CS ve Half-Life gibi özel bir yere sahip. İkinci Dünya Savaşı sırasında geçen oyunun en tutulan modu ise şüphesiz çoklu oyunculu moduydu. Oyunda, seçtiğimiz ülkeye göre farklı silahlara sahip olabiliyor ve meşhur İkinci Dünya Savaşı cephelerinde arkadaşlarımız ile savaşabiliyorduk. Call of Duty 2’nin sunduğu farklılık, tüm gün internet kafelerin boş kalmamasını sağlıyordu.
Battlefield 1942
İkinci Dünya Savaşı sırasında geçen bir diğer oyun olan Battlefield 1942, yine çoklu oyuncu moduyla internet kafelerde meşhur olmuştu. Call of Duty 2’den farklı olarak Japonya, İtalya ve Kanada gibi ülkeler de oyunda yer alıyordu. Ayrıca Conquest modundaki her yeniden doğduğumuzda harcadığımız başlangıç puanları, oyuna ayrı bir heyecan katıyordu.
Medal of Honor: Allied Assault
İnternet kafe oyunları arasında çok oyunculu moda sahip oyunlar her zaman daha çok öne çıkıyor. Medal of Honor: Allied Assault ise aynı zamanda tek oyunculu moduyla da öne çıkan bir oyun. Bunun nedeni ise oyunun hikâyesini Steven Spielberg’ün yazması diyebiliriz. Medal of Honor: Allied Assault’un çoklu oyuncu modunda öne çıkan yanı ise oyuncu sayısıydı. Zira sunucu durumuna göre bu oyunda, aynı anda 64 kişi bir maça girebiliyordu.
Return to Castle Wolfenstein
Wolfenstein serisinin oyun dünyasındaki yolculuğu tahminimizden daha eski. 1981 yılında geliştirilmeye başlanan Wolfenstein oyunları, 2001’de çıkan Return to Castle Wolfenstein ile geniş kitlelere ulaşmıştı. Nazi döneminde geçen bilim kurgu temalı bu savaş oyunu, hem çok oyunculu hem de tek oyunculu modu ile efsane olmuştu.
Need for Speed: Underground 2
2001 yılında çıkan Hızlı ve Öfkeli, oyun dünyasını derinden etkileyeceğinden büyük ihtimalle habersizdi. 2003 yılında çıkan Need for Speed: Underground, yarış oyunları türünü yeniden belirlemişti. Yeraltı yarış dünyasına bir kapı açan Underground serisi, Need for Speed: Underground 2 ile müthiş bir popülerlik yakalamıştı. Yarış dünyasının en arzu edilen araçları ile sokak yarışları yaptığımız bu oyunda, arkadaşlarımız ile aynı LAN ağına bağlanıp yarışlar yapabiliyorduk. Daha sonra 2005 yılında çıkan Need for Speed: Most Wanted da internet kafede saatlerce yarıştığımız bir diğer efsane oyun olmuştu.
Euro Truck Simulator
Kapalı alanda sigara içme cezasından bir yıl önce çıkan Euro Truck Simulator, internet kafelerin 2009’da dumansız hava sahası hâline gelmesiyle bile popülerliğini kaybetmemişti. Sigarasını alan birçok kişi, müziğini açıp Euro Truck Simulator ile saatlerce tır sürüyordu. Tır simülasyon oyunlarının en sevilen yapımlarından olan Euro Truck Simulator, 2012’de çıkan ve efsane olan ikinci oyunuyla da yıllarca internet kafe semalarının en sevilen oyunlarından biri olmuştu.
Crazy Taxi
Crazy Taxi, arcade havasına sahip oldukça eğlenceli bir taksi sürme oyunuydu. Sega’nın geliştirdiği bu efsane oyun, bir hikâyeye sahip olmasa da internet kafe oyunları arasında oldukça fazla popüler olmuştu. Tabii sürüşün bu denli eğlenceli olması da hikâye eksiğini kapatıyordu. Crazy Taxi’de temel olarak müşterilerimizi vaktinde varış noktasına ulaştırmaya çalışıyorduk.
Re-Volt
Re-Volt araba yarışı türüne farklı bir yaklaşım kazandıran oldukça tatlı bir oyun. Birbirinden güzel RC arabalar ile yarıştığımız oyun, özellikle arcade havası ile beğeni toplamıştı. Küçük fakat bir o kadar güçlü oyuncak arabalar ile deli gibi yarıştığımız oyun, ne yazık ki bir süre sonra çağın gerisinde kalarak unutulmaya yüz tuttu.
Painkiller
Painkiller, birçoğumuzun ilk başta “Bu neymiş acaba?” diye bir göz atıp ardından başından kalkamadığı FPS oyunu. Nişancı türünün en garip oyunlarından biri olan Painkiller, oldukça güzel bir hikâye ve hiç görmediğimiz bir atmosfer sunuyordu. Gotik bir dünyada, birbirinden ilginç şeytani yaratıkları adeta mermi yağmuruna tuttuğumuz oyun, yaratıcı silahları ve kabus gibi bölümleri ile oldukça zorlayıcı fakat bir o kadar da eğlenceliydi.
Max Payne 2: The Fall of Max Payne
Neo-noir filmlerde sevdiğimiz her şeyi oyun dünyasına taşıyan Max Payne serisi, hayatımızda 2000’lerin başında girmişti. Devam oyunu Max Payne 2 ise şüphesiz hâlâ efsane statüsünü koruyan bir oyun. Karanlık bir dedektif hikâyesini, kendine has çizgi roman tarzında sunan Max Payne 2; kendinden sonra gelen birçok nişancı oyununa ilham olmuştu.
Prince of Persia: The Sands of Time – Warrior Within
Assassin’s Creed oyunlarının gizli atası olan Prince of Persia serisi, internet kafelerde epey bir popülerdi. Özellikle ilk iki oyun, paramızın yettiği kadar bitirmeye çalıştığımız yegane oyunlardı. Hatta bu oyundaki ilerlememizin kaybolmaması için internet kafe sahiplerinden özel ricalarda bile bulunurduk. Zamanı geriye alabildiğimiz hançerimiz ile bir Pers prensi olarak maceradan maceraya atıldığımız bu seri artık devam etmiyor. Fakat şüphesiz ilk iki oyun hâlâ kalbimizde yaşıyor.
Grand Theft Auto: San Andreas
Grand Theft Auto: San Andreas, internet kafe oyunları denilince şüphesiz ilk akla gelenlerden biri. Şifrelerini bir kağıda yazıp ne olduğunu bile anlamadan başında saatlerce oturduğumuz San Andreas, büyük-küçük herkesin oynadığı bir oyundu. Los Santos’un en büyük çete lideri olmaya çalıştığımız oyunun sunduğu serbestlik hissi ise bambaşkaydı. Filmleri aratmayacak olay örgüsü olmasına rağmen, hiçbir görev yapmadan da süper vakit geçirebiliyorduk.
Grand Theft Auto: Vice City
GTA: San Andreas ile rekabet edebilecek bir oyun varsa o da şüphesiz GTA: Vice City’dir. Birbirinden eğlenceli modları ile saatlerimizi çalan Vice City, heyecanlı hikâyesi ile bizleri adeta koltuğumuza çiviliyordu. GTA oyunlarının asıl özel yanı ise hiçbir görev yapmadan bile deli gibi eğlendirebilmesiydi. Bu oyunlarda bir araba çalıp, birkaç hile yazıp saatlerce şehirde turlayıp ilginç şeyler keşfedebiliyorduk. Açık dünya temasını bizlerle tanıştıran da şüphesiz GTA: Vice City ve San Andreas oluyor.
Serious Sam 2
Serious Sam 2, pek bir şey anlamadan amaçsız yıkım modunu açtığımız bir diğer FPS oyun. Doom ekolünden gelen oyunda, elimize geçirdiğimiz garip silahlar ile ilginç düşmanları yok etmeye çalışıyorduk. Esprili havası, hiç bitmeden üzerinize koşan düşmanlar ve devasa yıkım getiren silahları ile Serious Sam 2, hâlâ ara sıra dönüp göz attığımız bir oyun.
Spider-Man 2
Film serisinin ikinci filmiyle birlikte çıkan Spider-Man 2, hem çizgi romandan hem de filmden karakterler ve olaylar içeriyordu. Televizyonda Spider-Man filmlerini gördükten sonra internet kafede bu oyunu oynayabilmek ise bambaşka bir duyguydu. Spider-Man 2 şu an her ne kadar oynanamayacak kadar eski görünse de internet kafede bizleri ekrana kitlemeyi başarıyordu.
Fifa 2002 – 07
Fifa’nın 2002’den başlayarak 2008’lere kadar uzanan versiyonları, bir dönem internet kafeleri kasıp kavurmuştu. Fifa daha sonra PES ile birlikte PlayStation kafe furyasında da başrolü oynamıştı. Günümüzde hâlâ her sene çıkan Fifa oyunları artık birbirinin kopyası gibi hissettiriyor. Fakat internet kafe döneminde en iyi Fifa 2007 mi yoksa 2002 mi tartışmaları sürekli dönerdi. Hâlâ zaman zaman, efsane kadrolar ile oynadığımız erken dönem Fifa oyunları aklımıza düşüp nostaljik duygular yaratabiliyor.
NBA 2005
NBA 2005, bir dönem basketbol severleri internet kafelerde bir araya getiren oyundu. Sürekli sokakta basketbol oynayanlar, bir de NBA 2005 oynamak için soluğu internet kafede alırdı. Birçoğumuzu bugün NBA hayranı yapan da yine bu efsane oyundur diyebiliriz.
Football Manager 2005
Fifa ve PES kadar popüler bir futbol oyunu daha varsa o da şüphesiz Football Manager serisidir. Serinin efsane versiyonu Football Manager 2005 ise yaşça daha büyük olan oyunculara hitap ediyordu. Football Manager 2005 o kadar bağımlılık yapıyordu ki birçok oyuncu işinden gücünden arta kalan tüm vaktini internet kafede bu oyunu oynayarak geçiriyordu.
Knight Online
Knight Online, bir neslin internet kafelerde uyumasına neden olan yegane oyundur. Oyun hesaplarının arabalar, evler ve yüklü paralar karşılığı satıldığı bu dönemde; birçok internet kafe işletmecisi de Knight Online sayesinde ev, araba sahibi olmuştu. Oyun bağımlılığının farklı bir boyutu olan Knight Online sayesinde internet kafeler sabaha kadar oyun oynayıp, sonra işine gücüne ve okuluna giden insanlar ile dolup taşıyordu.
Warcraft III – Frozen Throne
Warcraft III, Warcraft serisinin dünya çapında popülerlik yakalayan oyunu. Bu oyunun bu denli popüler olma sebebi ise eklenti paketi Frozen Throne’dur. Zira Frozen Throne, dünya çapında fırtınalar estiren Dota haritasına ev sahipliği yapıyordu. Frozen Throne’da bir oyun modu ve harita olan Dota, Garena sunucuları sayesinde arkadaşlar ile oynanabiliyordu. Yani bir nevi LoL ve Dota 2’nin ilkel versiyonu diyebiliriz. Dota, 2010’larda yerini LoL’e bırakana kadar internet kafelerin vazgeçilmez oyunlarından biriydi.
Age of Empires 2
Eski oyunculara strateji oyunlarını nasıl sevdiklerini sorsak, birçok kişi Age of Empires 2 cevabını verir. İnternet kafe oyunları arasında önemli bir yere sahip olan Age of Empires 2, birçoğumuzun bugün bile dönüp oynadığı bir oyun. Age of Empires 2, arkadaş grubumuzla destansı savaşlar yapma imkânı sunuyordu. Aynı zamanda da farklı kültürleri tanıma imkânına sahip oluyorduk.
The Lord of the Rings: The Battle for Middle-earth II
The Lord of the Rings: The Battle for Middle-earth II, Age of Empires 2 ile el ele giden strateji oyunu. Fakat bu oyunu eşsiz kılan yanı ise sevdiğimiz strateji türünü Yüzüklerin Efendisi karakterleri ile deneyimleyebilmemizdir. Yüzüklerin Efendisi serisindeki ırklarla ve kahramanlarla, bildiğimiz film mekânlarında savaşabilmek çok farklı bir tat ve deneyim sunuyordu.
Command & Conquer: Red Alert 2
Popüler strateji oyunlarından bahsedip, Red Alert 2 hakkında konuşmadan listeyi bitirmek olmazdı. Yuri kim olacak? kavgalarının bir hâyli döndüğü Red Alert 2, Soğuk Savaş döneminde geçen efsane bir strateji oyundur. Tarihten birçok devlet adamının ve önemli kişiliğin parodi şeklinde bulunduğu oyunda, Müttefikler ve Sovyetler olmak üzere iki farklı takım vardı. Bu iki farklı takımda ise birçok farklı karakter bulunuyordu.
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz:
Yorumlar (0) Yorum Yap