Mutsuz insanlar olarak (aslında herkes gibi) çoğu zaman mutsuzluğumuza hayattaki bazı koşulların neden olduğunu düşünürüz. Evet bu doğru fakat yaşadığımız mutsuzlukların büyük bir kısmı kendi düşünce, davranış ve alışkanlıklarımızdan kaynaklanır. Bu alışkanlıklar üzgün, depresif ya da endişeli hissetme ihtimalinizi arttırır.
İşte bilime göre, mutsuz insanlar için birer tehlikeye dönüşmüş olan o alışkanlıklar:
Mutsuz İnsanların Özellikleri
1) Sedanter bir yaşam tarzları vardır.
Sedanter yaşam tarzı, düzensiz fiziksel aktivitenin olduğu ya da fiziksel aktivitenin olmadığı bir yaşam tarzıdır. Yani düzenli hareketin olmadığı bir yaşayıştır ve genelde büyük metropollerde yaşayan insanlarda görülür.
Bilimsel bir araştırma ruh sağlığı ile fiziksel aktivite arasında derin bir bağlantı olduğunu ortaya koyuyor. 10 yıl boyunca 6909 yetişkinden oluşan bir grup üzerinde yapılan bu araştırmanın sonuçları fiziksel aktivite arttığında, zihinsel sağlığının zamanla düzeldiğini gösterdi. Fiziksel olarak ne kadar aktif olursanız, ruhsal olarak iyileştiğinizi o kadar hızlı fark edersiniz.
2) Sosyalleşme bakımından zayıftırlar.
Mutsuz hissettiğimiz zamanlarda sosyalleşmek giderek zorlaşır. Ancak insanlardan kaçınmak daha fazla mutsuzluğa yol açabilir. Bir bilimsel çalışma sosyal izolasyonun sağlık riskleri teşkil ettiğini kanıtlamış. Yalnız yaşamak, küçük bir sosyal ağa sahip olmak ve sosyal aktivitelere nadiren katılmak, daha düşük seviyeli ruhsal durum ile ilişkilendiriliyor.
3) Kin ve düşmanlık besliyorlar.
Üzgün insan ve mutsuz insanlar genelde düşmanca davranırlar. Buradaki bir bilimsel araştırma, 171 katılımcıyla, 4 aşamalı düşmanlık ölçütüyle gerçekleştirilmiş. Sonuçlar, düşmanlığın sosyal zorlamanın bir belirleyicisi olduğunu gösteriyor. Bu sosyal zorlamanın düşmanca ruh halini arttırdığı sonucuna varılmış.
4) Karamsarlar.
Buradaki bir diğer araştırmaya göre, aşırı karamsarlık insanı mutsuz ediyor. Kişi karamsar bir ruh halindeyken bu karamsarlığın olumlu yönlerini unutuyor ve olumsuz yönleri hayatını daha fazla etkiliyor. Dahası, kötümser ve karamsar insanlar istenen hedefe giden yolda engellerle karşılaştıklarında kolayca pes ediyorlar. Aynı çalışmaya göre, karamsar düşünceler depresyon ve intihara da yol açabiliyor. İntihar girişimleri, karamsar durumu ve aşırı umutsuzluğu yansıtıyor. Araştırma, karamsar bir düşüncenin kayda değer miktarda korku, endişe ve stres içerdiği sonucuna varmış.
5) Olumsuz anılara gereğinden fazla takılıyorlar.
Bu bilimsel makaleye göre, duygularımız ve hafızamız karşılıklı bir geri besleme döngüsü ile geliştirebilir. Bu, ruh halimizin hatırladığımız hatıraları belirlediği ve bu hatıraların ruh halinizi etkileyeceği anlamına gelir. Duygu hafızası döngüsünü onarmanın tek yolu, mutlu bir şeyi hatırlamaktır. Daha sonra ruh hali onarımı ile sonuçlanacak ve bu daha olumlu bir duygusal duruma yol açacaktır.
6) Besleyici yiyecekler tüketmiyorlar.
Bu araştırma, beslenme değişimlerinin depresyon üzerindeki olası terapötik etkisini incelemiş ve kaygı ile depresyonun besleyici gıdaların eksikliğiyle ilişkili olduğunu tespit etmiş. Deney süresince katılımcılara beslenme danışmanlığı şeklinde müdahale teklif edilmiş. Sonuçlar, beslenme düzenindeki iyileştirmelerin depresyonu yönetmek için kullanılabileceğini göstermiş.
7) Maddi şeyleri önemsiyorlar.
Bilimsel bir araştırmaya göre, materyalist olanların mutsuz olma olasılıkları daha yüksek. Bu araştırmada materyalizm ve yaşam doyumu arasındaki ilişki test edilmiş. Materyalist olanlar “minnettar olmanın zor olduğunu” belirtmiş, bu da onları mutsuz ediyor.
İlgili İçerik: Neden Satın Almak Yerine Tecrübe Edinmeye Para Harcamalısın?
8) Nasıl başa çıkacaklarını bilmiyorlar.
İyimserlik ve bunun zihinsel ve fiziksel refah üzerindeki etkisi hakkında bir araştırma yapılmış. İyimser olmanın hayatın sorunlarıyla baş etmenin harika bir yolu olduğu tespit edilmiş. İyimserlik, stresörleri başarıyla ortadan kaldırmış ya da azaltmış. Öte yandan mutsuz insanlar stres içinde kendini görmezden gelme, önleme veya uzaklaşma eğilimindedir. Ve bu olumsuz başa çıkma stratejileri genellikle yaşam kalitelerini kötüleştirir.
9) Fazla alkol tüketiyorlar.
Bu bilimsel makale alkolün kötüye kullanımı ile mutsuzluk arasında güçlü bir bağlantı olduğunu belirtiyor. Başka bir araştırma depresyonda, içine kapanık veya endişeli olan ergenlerin alkol sorunu yaşama ihtimalinin daha yüksek olduğunu tespit ederek bu yargıyı doğrulamış.
10) Çok şikayet ediyorlar.
Buradaki başka bir bilimsel makaleye göre şikayet çeşitli şekillerde kendini gösteriyor. Birinci tip kronik şikayetçiler olarak adlandırılanlar asla tatmin olmayanlardır. İkinci tip şikayetçilere ise “venting” deniyor. Bu da duygusal memnuniyetsizliğin bilinen bir ifadesidir. Bununla birlikte, şikayetin olumsuz tarafı insanları dinlemeden mutsuz edebilmesidir.
İlgili İçerik: Üç Dakikada Şikayet Ettiğiniz Şeylerin Aslında Ne Kadar Önemsiz Olduğunu Gösteren Konuşma
11) Bir şeyleri gereğinden fazla düşünüyorlar.
Bilimsel bir araştırma, Overthinking‘in (fazla düşünme) mutsuzluğa yol açabileceğini söylüyor. Ayrıca, endişe ve depresyon gibi ruh sağlığı sorunları riskinizi artırabileceğinin altını çiziyor. Asıl tehlikeli olansa bunun kırılması zor bir alışkanlık olması. Akıl sağlığınıza zarar veriyor. Akıl sağlığınız azaldığında, Overthinking artıyor.
12) Çok fazla erteliyorlar.
Mutsuz insan belirtileri arasında bu da vardır. Son 20 yılda, bu davranış deneysel bir biçimde ilgi görüyor. Halbuki insanı ciddi derecede mutsuz ettiği bir gerçek. Psikoloji Uzmanı Eric Jaffe buradaki makalesinde duyguları yönetememenin erteleme sebebi olduğunu söylüyor. Bu yaklaşım ciddi boyutlara ulaştığında anksiyete, suçluluk, utanç ve mutsuzluk ile sonuçlanır.
İlgili İçerik: Hayatı Ertelemeden Yaşamanın Çözüm Yolu Nedir?
13) Başkalarını yargılıyorlar.
Bir diğer bilimsel araştırmaya göre, başkalarını ne kadar pozitif gördüğünüz ne kadar mutlu olduğunuzla ilişkili. Yani başkalarına karşı olan algılarınız kendi kişiliğiniz hakkında çok şey ortaya koyuyor. Bu araştırma için katılımcılardan üç kişinin olumlu ve olumsuz özelliklerini değerlendirmeleri istendi. Toplanan verilerden, değerlendiricinin refahı, ruh sağlığı, sosyal tutumları ve başkaları tarafından nasıl değerlendirildiği hakkında önemli bilgiler analiz edildi. Sonuçlar, bir kişinin diğerlerini olumlu olarak açıklama eğiliminin, kişinin kendi olumlu kişilik özelliklerinden kaynaklandığını gösterdi. Başka bir deyişle, başkalarını olumsuz olarak yargılamak kendi olumsuz özelliklerimizden kaynaklanıyor.
Son düşünceler
Yukarıda belirtilen alışkanlıklar, aslında mutluluğun yaşam koşulları ile ilgili tahmin ettiğinizden daha az ilgisi olduğunun kanıtıdır. Mutluluk senin kontrolün altındadır. Alışkanlıklarınızın ve hayata bakışınızın ürünüdür.
Bir başka makale de yaşam koşullarının, kişinin mutluluğunun yalnızca% 10’unu oluşturduğunu söylüyor.
Gerisi size kalmış.
This post is also available in: English
Yorumlar (0) Yorum Yap