Fazla Düşünmeyi (Overthinking) Alışkınlık Haline Getirenlerin Yaşam Kalitesini Arttıracak 6 Öneri

Bir şey üzerine fazlasıyla kafa yormak, ya da olayları en ince ayrıntıya kadar düşünerek normalden fazla endişelenmek, gün geçtikçe daha fazla kişinin muzdarip olduğu ve kişinin yaşam kalitesini şüphesiz ki oldukça düşüren bir alışkanlık. Her ne kadar hemen herkesin bu konuyla ilgili bir tavsiyesi varmış gibi görünse de, meditasyon yapın ya da nefes alıp verin gibi artık klişeleşmiş öneriler, eğer stresin zihinsel etkilerinin yanı sıra fiziksel zararlarını da deneyimleyemeye başlamışsanız pek de faydalı olmuyor.
Her konu hakkında en ince detaylara dikkat eden ve sürekli endişe ve stresin negatif etkilerini birinci elden tecrübe eden biri olarak, farklı kaynaklarda gördüğüm ve kalıplaşmış ifadelerden daha etkili olacağına inandığım 6 maddeyi sizin için derledim:

1) Olması gerekenden fazla düşündüğünüzün farkına varmak, bu özelliğinizden kurtulmanın ilk adımı.

Bu alışkanlığınızla başa çıkmadan önce yapmanız gereken, fazla düşünmeye başladığınız zamanları tespit edebiliyor olmak. Kendinizi endişeli, şüpheli ya da stresli hissettiğiniz zamanlarda, bir adım geri çekilin ve bulunduğunuz duruma içerisindeymiş gibi değil de gözlemleyen ve yaptıklarınızın sonuçlarından etkilenmeyecek olan dış bir gözmüş gibi bakmayı deneyin. İşte bu anlık farkındalık, aslında sizin konuyu ele alışınızın değişmesinin anahtarı.

2) Durumu farklı perspektifler ve çerçeveler içerisinde ele alın.

Bir şeyleri olduğundan büyükmüş ve kötüymüş gibi ele almak, her zaman daha kolay olandır ve her zaman bu yönde bir eğilim gösteririz.
Pireyi deve yapıyor olduğunuzu fark ettiğiniz sonraki seferde, kendinize beş yıl içerisinde bunun hayatınızda ne kadar büyük bir öneme sahip olacağını sorun. Ya da, duruma bağlı olarak, 1 ay içerisinde. Sadece bu basit soruyla zaman çerçevesini değiştirebilir ve bir düğmeye basmışçasına kontrol edemediğiniz endişeli düşüncelerinizin akışını durdurabilirsiniz.

3) Kendinize fazla düşünmek için belirli bir zaman ayırın.

İlk okuyuşunuzda bu cümlenin size nasıl yardımcı olacağını anlamakta zorluk çekmiş olabilirsiniz. Öte yandan, günlük belirli bir zamanınızı fazla düşünme ve endişelenmeye ayırmak, örneğin yaptığınız bir planın olası sekteye uğrama senaryolarının hepsine kafa yormak ya da geçmişte farklı yapmış olabileceğiniz şeylerin üzerine düşünerek harcayacağınız 20 dakikalık bir zaman dilimi, bu negatif düşüncelerin sizi tüm gün boyunca etkilemesini engellemek açısından düşündüğünüzden daha faydalı olabilir.
Bu zaman dilimi içerisinde ne hakkında endişeleneceğiniz konusunda özgürsünüz, neye kafa yoracağınızın bir sınırlaması yok başka bir deyişle. Lakin bu süre haricinde, bu tarz endişe temelli düşüncelere vakit ayırmak yerine, onları bir sonraki fazla düşünmek için ayırdığınız zaman dilimine erteleyerek günlük işlerinize devam edin. Bastırmaya çalışmak yerine ertelemek, endişeli düşüncelerinizden kurtulmak konusunda kesinlikle çok faydalı olacak bir yöntemdir, zira aşina olduğunuz üzere bir şeyi bastırmaya çalışmak genellikle tam tersi bir etkiyle sonuçlanırken ertelemek yoğunluğunu ya da şiddetini azaltmak açısından oldukça etkilidir.

4) Nesnenizin yerini doldurun, yani odak noktanızı değiştirin.

Bir şeyi ne kadar görmezden gelmeye çalışırsanız, o kadar sık aklınıza gelerek çabalarınızın ters tepmesiyle sonuçlanır. Bu noktada yapabileceğiniz iki şey var: birincisi başka bir faaliyetle kendinizi meşgul etmek (kısa süreli çözüm), ikincisiyse endişelerinizin yöneldiği nesneyi bir başkasıyla değiştirmek (uzun vadeli çözüm).
Başka bir faaliyet kendinizi fiziksel olarak yormak, bir arkadaşınızla sohbet etmek, bir proje üzerine çalışmak, hatta güzel bir uyku çekmek olabilir, öyle ki 20 dakikalığına kestirmek bile iyi gelecektir. Düşüncelerinizin dağılmasını bu şekilde kendinizi meşgul ederek sağlayabilirsiniz.
Uzun vadeli çözüm olarak nesne değiştirmek, endişelerinizin ya da negatif duygularınızın yöneldiği noktayı tespit ettikten sonra atabileceğiniz bir adım. Vefat eden bir yakınınız olduğunu ve onu kaybetmeden önce istediğiniz ilgi ve şefkati ona gösterememiş olmaktan pişman olduğunuzu varsayın. Bu noktada nesne değiştirmekten kasıt, artık pişmanlık duymayı bir kenara bırakıp çevrenizdekilere o kişiye gösterememenin pişmanlığını duyduğunuz ilgi ve desteği göstermeniz manasına geliyor.
Bir arkadaşınızla tartıştığınız için modunuzun düşük olduğunu hissediyorsanız, moral bozukluğunuza odaklanmak yerine çevrenizdeki diğer insanlarla iyi vakit geçirmeniz de bir başka örnek olarak verilebilir.

5) Hint öğretisine kulak verin: sonuçlardan ziyade yaptıklarınıza odaklanın.

Şimdiye kadar yazılmış en uzun şiir olma özelliğini taşıyan Mahabharata destanında genel olarak insan varlığının dört amacından olduğu vurgulanır: erdem ve ahlaki davranış kuralları dharma, gaye, neden ve güdü olarak tasvir edilen artha, duygusal zevkle arzuyu sembolize eden kama ve son olarak kurtuluş ve özgürleşme, yani Mokşa.
18 bölümlük Hint destanının bölümlerinden belki de en çok bilineni Bhagavad Gita’ysa dharma’ya yoğunlaşıyor ve şu mesajı temel alıyor: hayattaki görevimizi yerine getirmenin ve mutluluğa ulaşmanın sadece ve sadece sarf etmemiz gereken emeğe odaklanmakta ve bu emeğin sonuçları üzerine kafa yormamakta yatıyor.
Sonuçlara odaklanmak (bu sınavdan düşük alırsam dersi geçmem imkansız gibi) stresi arttırarak sonucun belirsizliğine olan inancı pekiştiriyor. Diğer bir taraftan yapıyor olduğunuz işe, ya da çalışmanıza odaklanmak, kontrolünüzde olan bir şeye yönelmemiz anlamına geliyor ve böylece gerginliğiniz de bununla paralel olarak artıyor.

6) Başkasının bir problemini çözün ve yeni bir bakış açısı kazanın.

Önce yardımcı ol, sonra düşün mottosunu benimseyerek çevrenizde bir problemi olan herhangi birine yardımcı olmaya çalışarak işe başlayın. Bazen kendi sorunlarınıza, bizzat içinde bulunmanız sebebiyle o kadar odaklanmışsınızdır ki, aslında gözünüzün önünde olan bir çözümü görmekte zorluk çekersiniz. Benzer bir problem yaşayan birine ne tavsiye vereceğinizi de düşünmek, bu noktada işin içinden kendinizi çekerek daha net bir bakış kazanabilirsiniz.

This post is also available in: English

Kategoriler: Gelişim

Yorumlar (0) Yorum Yap

/