Güven Duygusu Neden Temel Bir Liderlik Becerisidir?

Hüseyin GÜZEL

Hüseyin GÜZEL

EEE / PM / MSc / huseyinguzel.net

Neden kurumsal bir güven kültürü oluşturmalısınız?
İşyerlerinin karmaşık ortamlar olduğuna dair hiçbir şüphe yok — çeşitli fikirleri, varsayımları, deneyimleri, beklentileri ve tutkuları olan insanların bir araya geldiği ortamlardır işyerleri.
Fikirlerin yapıcı biçimde zorlandığı ve insanların normların ötesine geçmesi için teşvik edildiği, güven veren bir ilişki kurmak istiyorsanız, o zaman güvene dayalı ilişkiler kurmanız esas olandır.

İnsanlar size güvenmiyorsa, sizinle çalışmak, sizi tanımak veya sizin için çalışmak istemeleri daha az olasıdır değil mi?

Bir Amerikalı yazar ve ayrıca satış uzmanı olan Hilary Hinton’un dediği gibi: “Sizler gibi insanlar sizi dinler, ancak size güvenirlerse sizinle iş yaparlar”
Kurumsal bir güven kültürü oluşturmak:

1- İlerlemenizi hızlandırır

2- Zaman kazandırır

3- Karar vermeyi geliştirir.

İlerlemenizi hızlandırır 

Beynimiz, birisini arkadaş veya düşman olarak görüp görmediğini çok hızlı bir şekilde değerlendirir. Bu kişinin “kabilemde” veya “kabilem dışında” olup olmadığına karar verir. Esasında bu değerlendirmeler birilerine güvenip güvenmeyeceğimize dayanmaktadır. Beynimiz daha sonra, bu kişiden aldığımız bilgileri, onları nasıl kategorize ettiğimize göre işler. Bunun pratikte anlamı; eğer iki kişi bize aynı şeyleri söylüyorsa ve bir kişi güvenilir olarak kabul edilirse, diğerinin bize söylediklerini farklı şekilde yorumlayamayacağız demektir. Bunu, kişiye güvendiğimizde ve sonuç olarak niyetlerine güvendiğimizde yaparız.

 
Güvenilmez olarak görüldüğünde, insanların eylemlerinizin amacını yanlış anlama olasılığı daha yüksektir, bu da fikirlerinizi kabul etmenizi, etkili bir şekilde performans göstermenizi ve ilerlemenizi zorlaştıran anlaşmazlıklara ve verimsiz davranışlara yol açar.

Zaman kazandırır

Organizasyonlardaki en büyük şikayetlerden biri de, liderlerin toplantılarda harcadıkları zamanın miktarıdır.

Meslektaşlarınıza fikirlerinizi ve görüşlerinizi temsil etmeleri konusunda güvendiyseniz, gerçekten orada olmanız gerekir mi? Aynı şekilde, size daha çok güveniyorlarsa toplantılarda çok zaman geçirmeniz gerekir mi?

Çalışma arkadaşlarınıza güvenmediğiniz zaman (ve size güvenmiyorlarsa), bakış açınızın ve görüşlerinizin göz önünde bulundurulması veya ileri sürülmesini sağlamak için her şeye — tüm toplantılara — katılmanız gerektiğini düşünmeniz daha olasıdır.

Ancak, eğer meslektaşlarınızın sizin fikirlerinizi uygun bir şekilde tartışılıp ve tatmin edici bir karara varılacağına güvendiyseniz, o zaman katılmak için başkalarına delegasyon yapılabilecek daha fazla toplantı ya da olması gerekmeyen toplantılar olacaktır.

Toplantılara daha az zaman harcamak istiyorsanız, meslektaşlarınızla nasıl güven oluşturduğunuza ve bunun bir parçası olarak kararların nasıl alındığına açık bir şekilde bakmakla başlamalısınız. Bu, tamamlanması gereken “göreve” eşit ağırlık vermeyi ve bu da görevin verimli ve etkili bir şekilde yapılmasının altını çizmek için gereken güveni oluşturmak için zaman ayırmayı içerir.

Karar vermeyi geliştirir

İnsanlar size güvendiklerinde, size düşündüklerini anlatma ve yardım etmek için daha fazla istekli olurlar. Bunu yaparken, sonuçta farklı açılardan şeyler görmenize ve yeni fikirler keşfetmenize yardımcı olurlar.

Bu, fikirlerin tartışıldığı, üzerinde anlaşıldığı ve ilerletildiği, daha iyi kararlar verilmesine yol açan daha bağlı ve işbirlikçi bir ortam yaratır.
Kaynak: www.theceomagazine.com / Michelle Gibbings
Aşağıdaki yazılarımı da okuyabilirsiniz…
Kategoriler: Gelişim

Yorumlar (0) Yorum Yap

/