Hepimiz zaman zaman zor dönemlerden geçebiliyoruz. Bu zor dönemlerde de karamsar bir ruh haliyle bireysel problemlerimizle ilgili tüm umutlarımızı yitirmiş gibi hissetmemiz gayet normal. Şimdi yaşamınıza dahil edebileceğiniz iki yeni bakış açısı var ve bu bakış açıları böyle durumlarda çok daha iyi hissetmenizi sağlayabilir. Bunlar aslında çoğumuzun bildiği şeyler fakat hatırlamakta ve daha derinlemesine bakmakta fayda var.
1) Dünyadaki herkes belirli zamanlarda küçük ya da büyük olsun herhangi bir şey hakkında mutsuz veya endişeli hissedebilir.
Kimsenin yaşamı hayal ettiğiniz kadar ya da göründüğü kadar muhteşem değil. Bu gerçek ilk etapta gerçek dışı ya da aşırı karamsar gelebilir. Fakat diğer taraftan şöyle düşünün; bütün gün sosyal medyada maruz kaldığınız fotoğraflar, videolar, story’ler takip ettiğiniz insanların en güzel anlarını yansıtıyor.
Lezzetli görünen bir içecek fotoğrafı ya da havuz başında bir story… Mutlu görünen, güzel görünen, sportif görünen insanların eğlencenin tam ortasında çekilmiş milyonlarca fotoğrafları ve videoları… Bunları paylaşanlar da tıpkı herkes gibi inişli çıkışlı bir ruh haliyle yaşıyor. Lütfen bunu sık sık hatırlayınız.
Şimdi kendinizden ve sahip olduğunuz yaşantınızdan yola çıkarak yukarıdaki bakış açısının ne kadar doğru olduğuna karar verebilirsiniz. Kendi profillerinize bakın. Son zamanlarda en son ne zaman kötü göründüğünüz bir fotoğrafı ya da keyifsiz, tatsız olduğunuz bir anı sosyal medyada paylaştınız?
Sosyal medyadaki gerçek dışı yaşamı kendi hayatınızla karşılaştırmayın. Bu haksızlığı kendinize yapmayın. Burada gördüğünüz mutluluk ve mükemmellik gerçeği yansıtmıyor.
2) Kendinize acımak hiçbir sorunu çözmez ve size mutluluk getirmez.
Mutsuz, huzursuz, negatif hissetmek hayatın bir parçası. Yukarıda da bahsettiğim gibi; hiçbir yaşam dört dörtlük değildir ve her bireyin zaman zaman baş etmesi gereken sorunları vardır.
Tara Parker-Pope’un kaleme aldığı ve New York Times’ın gerçekleştirdiği bir araştırmaya göre insanın negatif hislerini de tanımlayarak sahiplenmesi aslında mutluluğa doğru ilerlemenin ilk adımını oluşturuyor. Burada önem verilmesi gereken şey ise bu negatif hisleri doğru şekilde algılayıp benimseyebilmek.
Mesela “bu işte çok kötüyüm” demektense “bu işte birtakım aksilikler yaşadım fakat bu sorunları çözebilecek yetkinliklere sahibim” şeklindeki bir yaklaşımı benimsemeniz kendinize acımak ve kızmak yerine kendinizi geliştirmeniz yönünde size yardımcı olacaktır.
This post is also available in: English
Yorumlar (0) Yorum Yap