En iyi ressamlar, biraz belirsiz ve geniş bir listeyi kaplıyor aslında. Çünkü resim, sonu olmayan, her gün üstüne yeni bir akım eklenen bir sanat dalıdır. Sanatçı her bir fırça darbesiyle yeni dünyalar yaratır ve biz bu dünyaların kapısından içeri bakarız. Bu yazımızda da dünya tarihine adını yazdırmış, her biri birbirinden değerli birçok ressam ve eserlerine yer verdik. En iyi ressamlar listemizi keyifle okumanız ve incelemeniz dileğiyle!
1) Pablo Picasso (1881 – 1973)
Picasso, Fransa’da yaşamış ünlü İspanyol ressam, heykeltıraş, sahne tasarımcısı, şair ve oyun yazarıdır. Her ne kadar kişiliği tartışmalı olsa da kendisi en iyi ressamlar arasına adını yazdırmıştır. Georges Braque’la birlikte kübizm akımının temelini atmıştır. Kolajın icadında yer almış ve birçok çeşitte tarzın gelişimine katkı sağlamıştır. Bilinen eserleri arasında Avignonlu Kızlar, Guernica gibi resimlerini sayabiliriz. Picasso aynı zamanda görsel sanatlarda ürettiği eserlerle Guinness Rekorlar Kitabı’na da girmiştir.
2) Leonardo da Vinci (1452 – 1519)
Rönesans döneminde yaşamıştır. Döneminin oldukça önemli bir filozofu, astronomu, mimarı, yazarı, ressamı ve daha birçok şeyidir. Rönesans sanatını doruğa ulaştırmış, yalnız sanat yapısına değil çeşitli alanlardaki çalışmaları ve buluşlarıyla da tanınan, dünyanın en büyük sanatçı ve dehalarından biri olarak kabul edilir.
3) Vincent Van Gogh (1853 – 1890)
Van Gogh, dünya sanat tarihinin en tanınmış ve etkili şahsiyetlerinden biri, Hollandalı ünlü ressam. On yıldan biraz fazla bir süre içerisinde 2.100 kadar resim ve çizim çalışması üretti. Bunlardan 80 tanesi yağlı boya tablolarıydı. Bu 2.100 eserin çoğu yaşamının son iki yılında yapıldı. Yıllardır süren psikolojik rahatsızlığı ve yoksulluğun getirisiyle 37 yaşında trajik bir biçimde hayatını kaybetti. Bu ölümün kimilerine göre intihar, kimilerine göre de cinayet olduğu düşünülüyor.
4) Rembrandt Van Rijn (1606 – 1669)
Rembrandt Avrupa ve genel olarak batı sanat dünyasının en önemli ressamlarından biridir. Aynı zamanda da bir baskı ustasıdır. Hollanda’nın bilim, sanat ve ticarette atağa geçtiği dönemde, yani “Hollanda Altın Çağı’nda” yaşamıştır. Bazı kaynaklarda “Işığın ve gölgelerin ressamı” olarak da anılmaktadır.
5) Michelangelo (1475 – 1564)
İtalyan Rönesans dönemi ressamı, heykeltıraşı, mimarı ve şairidir. Annesi o küçükken vefat eder. Bunun ardından Michelangelo Floransa’da Domenico Ghirlandaio’nun öğrencisi olmaya gider. En ünlü eseri Kral Davud’un heykelini yaptığında yalnızca 26 yaşındaydı. Aynı zamanda Sistina Şapeli’nin tavan resimlerini de o yaptı. Ortaya çıkardığı birçok eserle Michelangelo Rönesans sanatına benzersiz etkide bulunmuştur.
6) Salvador Dali (1904 – 1989)
Dali, sürreal eserlerindeki oldukça tuhaf imgeleri ile ün kazanmış Katalan sürrealist ressam. Ressamlığının yanı sıra heykelcilik, fotoğrafçılık ve filmle ilgilenmiştir. Filme olan ilgisi sayesinde Walt Disney ile beraber “Destino” adlı kısa çizgi film çekmiştir. Bu çizgi filmle 2003’te “En İyi Kısa Animasyon Filmi” alında Akademi Ödülü adayı olmuştur. Dali, eksantrik tarzı sayesinde geniş kesimlerce tanınmış ve eserlerine duyulan ilgiyi oldukça arttırmıştır.
7) Claude Monet (1840 – 1926)
Fransız empresyonist ressam. Empresyonizm, izlenimcilik anlamına gelir. Bu terim, Monet’in İzlenim: Gün Doğumu adlı eserinden gelir. Monet, eserlerinde yaptığı fırça darbeleriyle değişik renklerde noktalar elde eder. Bu noktalar ile birlikte arzu ettiği hisleri ve izlenimi ortaya çıkaracak renk ve ışık etkisini bizlere aktarmayı başarmıştır. İzlenimcilik akımı, modern resim sanatının ilk büyük devrimci hareketidir.
8) Raffaello (1483 – 1520)
Rönesans döneminin İtalyan ressamı ve mimarıdır. Çalışmalarında şekillerin belirginliği ve insan ihtişamının neoplatonic fikirlerinin ifadesinde elde ettiği görsel başarıları dolayısıyla insanların takdirini kazanmıştır. Leonardo da Vinci ve Michelangelo ile birlikte Rönesans döneminin büyük üstatlarını oluştururlar.
9) Albrecht Dürer (1471 – 1528)
Alman ressam, matematikçi ve matbaacı. Rembrandt ve Goya ile birlikte eski basımlar denilince ilk akla gelen isimlerden biridir. Geç gotik Flaman sanatının uygulayıcısıdır. Henüz 13 yaşındayken kendi portresini, 14 yaşındayken de “Madonna ve Müzik Melekleri” portresini yapmıştır. Böylelikle gelişen resim yeteneğini de kanıtlamıştır. En ünlü eserlerinden “Dört Havari” yapıtını, oldukça hasta olduğu dönemde tamamladı.
10) Paul Gauguin (1848 – 1903)
Post-Empresyonist, Fransız bir ressamdır. Çocukluğundan itibaren sanata meraklı olmuştur. Boş zamanlarını resim yaparak geçirir ama sanatında ilerlemeye başlamasıyla birlikte bir stüdyo açar. Sergilerde eserleri sergilenir. Vincent Van Gogh ile 9 haftayı birlikte resim yaparak geçirir. Fakat sonrasında yalnız kalmanın yarattığı etkiyle depresyona girip intihar etmeye kalkışır. Empresyonizmin ona istediklerini vermediğini düşünür ve Folklorik sanatla Japon sanatının etkisi altına girer.
11) Edvard Munch (1863 – 1944)
Alman dışavurumculuk akımının gelişmesine katkıda bulunmuş Norveçli ressam. Resme ilk başladığı zamanlarda eserlerinde içe dönük ve karamsar bir hava olsa da, hayatının son yıllarına doğru bu hava yerini yaşama sevincine bırakmıştır. En ünlü eseri “Hayatın Frizleri” adlı serinin bir parçası olan “Çığlık” resmidir. Yaptığı diğer pek çok eserinde olduğu gibi bu eserin de birçok versiyonunu yaptı.
12) Andy Warhol (1928 – 1987)
Amerikalı ressam, yayıncı ve film yapımcısı. Pop art akımının en önemli temsilcilerinden biridir. Kullandığı sanat türünde seri üretim ve seri üretim nesneleri oldukça sık kullanılır. Sanatçı, resimlerini afiş tekniğiyle çoğaltmıştır. Bu radikal karar çağın toplumsal olaylarıyla bir bütünlük içindedir ve bir bakıma bir tepkidir. Ayrıca müzik grupları Nico ve The Velvet Underground’ı Andy Warhol keşfetmiş diyebiliriz.
13) Gustav Klimt (1862 – 1918)
Genç yaşlarda sembolizm ve art nouveau akımlarından etkilenmiş Avusturalyalı ressam. Viyana Sezession grubunun en önemli üyelerinden biridir. Tablolarının yanında eskizleri, duvar resimleri ve diğer eserleriyle de tanınır. Birincil resim konusu kadın bedenidir. Şöyle ki; resimlerinde aşık olduğu kadını sık sık model olarak kullanmıştır. Eserlerinde ince dekoratif süslemelerin yanında zarif bir erotizm göze çarpmaktadır. Çok ilginç bir bilgi olarak, bazı tablolarında saf altın kullanmıştır!
14) Jan Vermeer (1632 – 1675)
Hollandalı Barok ressam. Nispeten az tablo ürettiği için çok varlıklı bir ressam değildir. Eserlerinde parlak renkler, sarıdan peygamberçiçeği mavisine kadar pahalı boya maddeleri kullandı. Son derece dikkatli ve yavaş çalışırdı. Bu titiz çalışma ile tablolarındaki ışık kullanımı ve ustalıklı işleyişle üne kavuştu. Çalışmalarında açık bir sevgi teması ve aşk hastalığı dikkat çekmektedir. Eserlerinde yarattığı dünya, içinde yaşadığı dünyaya göre oldukça kusursuzdu.
15) Frida Kahlo (1907 – 1954)
Yirminci yüzyıl popüler kültür ikonu haline gelmiş Meksikalı ressam. Sanatı sürrealist olarak tanımlansa da kendisi bunu reddetmiştir. Yaptığı işlerin yanı sıra politik görüşleri ve iniş çıkışlarla dolu özel yaşamıyla da tanınır. Ressam Diego Rivera’yla evlidir. Küçüklüğünde okuldan eve dönerken bindiği otobüsün tramvayla çarpışması sonucu tramvayın demir çubuklarından biri Kahlo’nun sol kalçasından girip leğen kemiğinden çıktı. Bu kaza sonrası tüm hayatı hastaneler, dinmeyen acılar ve ameliyatlarla geçti.
16) Elisabetta Sirani (1638 – 1665)
Giovanni Sirani’nin üç sanatçı kızından biri, babasından bile daha yetenekli olduğu düşünülen ressam. Eserlerinin çoğu dini ve tarihi sahnelerle alakalıydı, bazı portre çizimleri de bulunuyordu. Resimlerinde sık sık kadınlara yer verdi. Yaşadığı zamana tamamen aykırı olarak kadın sanatçılar için bir stüdyo açmıştı. Henüz çok gençken, 27 yaşında rahatsızlanıp vefat etti.
17) Pierre – Auguste Renoir (1841 – 1919)
Empresyonizm akımının başta gelen isimlerinden Fransız ressam. Küçük yaşlarda çizime yeteneği olduğu görülse de şarkı söylemeye daha yatkındı. Bu yeteneği kilise koro şefi tarafından da desteklendi. Maddi yetersizlikler dolayısıyla müzik derslerine ara verdi. Böylelikle porselen süslemeciliğiyle uğraşan Levy Kardeşler’in yanında çıraklık yapmaya başladı. Fakat Renoir’in en büyük hayali, resim sanatıydı. Bu hayale kavuşmak için yelpaze resimleyen bir atölyede çalıştı ve para biriktirdi. Böylelikle sanat okuluna girip büyük işler başardı.
18) Sandro Boticelli (1445 – 1510)
Küçük Fıçı lakabıyla bilinen İtalyan ressam. Aslında bu lakap abisi Antonio Filipepi’ye aittir fakat abisinin yanında çıraklık yaptığı süreçte Sandro’da bu lakapla anılmaya başlamıştır. Çıraklıktan ayrıldıktan sonra Fra Filippo Lippi’nin atölyesinde resim, desen ve geometri öğrendi. Boticelli’nin eserlerinde Lippi başta olmak üzere, yanında çalıştığı Antonio del Pollaiolo ve Verrocchio’nun etkileri gözlemlenebilir. Boticelli İtalyan en iyi ressamlar arasında tarihin unutmayacağı bir isim.
19) Osman Hamdi Bey (1842 – 1910)
Ressam olmasının yanı sıra müzeci, ilk Türk arkeolog ve Kadıköy’ün ilk belediye başkanıdır. İlk Türk ressamlardan biri olarak Türk resminde figürlü kompozisyon kullanan ilk ressam olarak tarihe adını yazdırmıştır. İlklerin insanı diyebileceğimiz bu değerli sanatçımız aynı zaman da Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nin de kurucusudur.
20) Mihri Müşfik (1886 – 1954)
Türkiye’de çağdaş resim çalışmalarının öncüsü kadın ressam. Yaptığı portrelerle tanınmıştır. Bu yaptığı portreler arasında Mustafa Kemal Atatürk’ün portresi de bulunur. Resme olan tutkusu sebebiyle aristokrat yaşamını terk etmiştir. Bir güzel sanatlar akademisi olan İnas (Kız) Sanayi Nefise Mektebi’nin ilk kadın yöneticisidir.
21) Pieter Bruegel (1525 – 1569)
Köy betimlemeleri ve peyzaj çalışmalarıyla tanınan Hollandalı Rönesans ressamı. Aynı zamanda matbaacıdır. Hollanda ve Flaman Rönesansı’nın en önemli sanatçısıdır. Manzara ve köylülerin hayatından sahneleri yeniden yarattığı eserleri ünlüdür. Bu iki konunun büyük resimlerde odak noktası olmasında da öncüydü. Hollanda Altın Çağ resmi üzerinde başlarda biçimlendirici etkisi olsa da sonrasında yenilikçi konu seçimlerinde resim yaptı. Dini konuların resmin doğal konusu olmaktan çıktığı zamanda büyüyen ilk nesil sanatçılardan biriydi.
22) Diego Velázquez (1599 – 1660)
Diego Velázquez, Kral IV. Felipe’nin hükümdarlığında sarayın baş ressamı olarak çalışmıştır ve en iyi ressamlar arasında yer alır. Barok döneminin kendine özgü ressamlarından olup portreleriyle ün kazanmıştır. İspanyol Kralı’yla yakınlığından ötürü birçok soylunun ve saray yaşamının resimlerini yapmıştır. Eserlerinde ışık ve gölgeyi büyük bir ustalıkla kullanmıştır. Doğal olan her şeyi resmeden ilk ressamlardan biri olduğu için “Gerçeğin Gerçek Ressamı” olarak anılır.
23) Henri Matisse (1869 – 1954)
20. yüzyılın en önemli ressamlarından biridir. Fransız asıllı sanatçı, büyük bir ustalıkla renkleri kullanması sebebiyle Picasso ve Kandinsky’yle modern sanatın en büyüklerinden biri kabul edilir. Resim sanatına başlaması, apandisit ameliyatı geçirdiği dönemde büyük ölçüde yatakta yatması sebebiyle oldu. Hukuk kariyerini tamamen sonlandırıp resme yöneldi ve William Bourgereau’nun öğrencisi oldu.
24) Abidin Dino (1913 – 1993)
Türk ressam, yazar, film yönetmeni ve karikatürist. Çağdaş Türk resminin öncülerinden biridir. “D Grubu” ve “Yeniler Grubu” adıyla anılan sanat topluluklarının öncülerindendir. Yalnızca Türkiye’de değil, fransa ABD, Cezayir gibi yerlerde de sergiler açmıştır. Siyasi görüşü nedeniyle bir süre Türkiye’de sürgünde yaşamış, 1952’den itibaren de Paris’te yaşamaya başlamıştır.
25) Fikret Mualla (1903 – 1967)
Bohem tarzı ve çalkantılı yaşamı sebebiyle sanatı dışında da adeta bir mitoloji olan Türk ressam. Futbol kariyerini bitiren sakatlıktan, annesinin ölümü ve babasının sonraki ilişkileri Fikret Mualla’da oldukça derin izler bıraktı. İstanbul’dan İsviçre’ye mühendislik okuması için gönderildiğinde, resmin mühendislikten daha çok ilgisini çektiğini fark etti. Böylelikle resim eğitimi almak için Almanya’ya gitti. Böylelikle ressamlık kariyeri başlamış oldu. Hale Asaf’la beraber Arthur Kampf’ın öğrencisi oldu.
This post is also available in: English
Yorumlar (0) Yorum Yap