Çığlık tablosu hikayesi çokça merak edilen bir konu. Sebebi ise bu tabloyu çoğu insanın hayatında en az bir kez gördüğü popüler tablolardan biri olması. Bu aşinalık hepimizi bir noktada buluşturuyor. Kim tarafından ve nasıl ortaya çıktı bu tablo? Önemi, anlamı, ardında yatan hikâye nedir? Hep beraber bakalım…
Çığlık Tablosu kimin? Edvard Munch Çığlık Tablosu Hikayesi
Ressam Edvard Munch, en önemli eseri olarak bilinen Çığlık tablosunun çalışmalarına 1893’te başladı. Su gibi geçen yılların ardından 1910 yılına kadar birbirinden farklı boyalar kullandı. Bunun sonucunda dört tane Çığlık tablosu ortaya çıktı. Ardından Andy Warhol 1984’te Çığlık tablosunu göze çarpan renklerle yeniden bastı.
Çığlık resmi, ortaya çıktığından bu yana pek çok insana ilham kaynağı oldu. Kendisinden sonra gelen birçok sanatçıda etkilerinin olduğu söylenir. Aynı zamanda ressamın ‘ün’ salmasından ziyade, eserin kendine has bir ün’ü var. Eser, ressamın önünde.
“Van gogh çığlık tablosu hikayesi” şeklinde aramalar yapılsa da bu tablo Van Gogh’a ait değildir.
Çığlık Tablosunun hikayesi: Edvard Munch için ne ifade ediyor?
Öncelikle tablonun gerçek adı Çığlık olarak düşünülmedi. Sanat tarihinde tablo “Boğuntu” adıyla bilinir. Tabloda çığlık attığı düşünülen insanın cinsiyeti belirli değil. Bunun nedeni, bu kişinin kadın ya da erkek değil, meselenin insan oluşuyla alakalı.
Ressam, tabloyu kişisel hayatında değişkenlerin olduğu enteresan bir döneminde yaptı. İçsel düşüncelerin hat safhada olduğu, başarısızlıklar ve sıkıntıların olduğu bir dönemde hazırlanan tablodaki figürler, bu duyguları anlamamıza yetiyor.
Tabloda bulunan insanın bulunduğu bölge, içinde tutamayıp dışına yansıttığı şaşkınlık, elleriyle bir sesi susturmak istercesine kulaklarını kapatışı ve daha birçok detay! Bu gibi detaylar Edvard Munch’un kişisel hayatında oluşan durumların bir çeşit ‘aktarımı’ olarak görüldü. Böylece anlamlandırma konusunda farklı senaryolar ortaya çıktı.
Çığlık tablosu anlamı: Yaşanan bir olaydan esinlenmiş olabilir
Çığlık tablosunun Edvard Munch’ın bir anısından ortaya çıktığı da söylenir. Ressamın günlüğünde bulunan yazılar, bir çeşit kanıt niteliği taşıyabilir bu durumda. Günlükte anlatılana göre Munch ve bir arkadaşı yürüyüş yaptığı sırada Munch, güneşin battığını ve gökyüzünün kırmızı renge döndüğüne tanık olduğunu söyler.
Durumdan tamamen habersiz bir şekilde yürüyen arkadaşlarının yanı sıra Munch, bu olayı en derin bir biçimde yaşamaya başlar. Fiziksel ve düşünsel olarak bu durumdan oldukça etkilenen Edvard Munch’un oluşturduğu tablo yaşanan bu manzaradan ibaret. Tabloda çığlık atan kişinin arkasında yürüyen iki kişinin Munch’un arkadaşları olduğu söylenir..
Tablodaki asıl kişinin Edvard Munch olup olmadığı konusunda kafalar karışık. Bir yandan o olduğu, diğer yandan 1889 yılında Paris’teki bir sergide bulunan ‘Perulu Mumya’ olduğu düşünülüyor.
Tablonun bir de çalınma macerası var!
Popüler Çığlık tablomuz, döneminde 10 yıl aralıklı olarak iki defa çalındı. 1994 yılında Olimpiyat oyunlarında ev sahibi olan Norveç, Oslo Ulusal Galerisi’ndeki Çığlık tablosunu sergilemek istedi. Bunun üzerine tablo, galerinin zeminine taşındı. Birçok insan, tablonun çalınma ihtimalini düşünerek bunun oldukça tehlikeli bir fikir olabileceğini belirtse de yetkililer güvenliğin yeterli olduğunu söyledi.
Tablonun çalınmasının ardından güvenlik kamerasında görünen iki adam olduğu ortaya çıktı. Hırsızlar, tabloyu aldıkları alana bir not bıraktı. “Zayıf güvenlik için teşekkürler.” Yazılı nottan da anlaşılacağı üzere yetkililerin bu davranışına karşılık olarak hırsızların alaycı bir tavır aldığı gözüküyor.
Gönderilen fidye mektubunu reddeden yetkililer, dedektiflerle anlaştı. Bunun üzerine polis kendisini alıcı gibi gösterdi. Bu şekilde tutuklanan hırsızların sabıkası öncesinde de temiz değil.
2004 yılında tekrar çalınan bahtsız tablomuz, iki yılın ardından bulundu…
Salvador Dali Eserleri: Rüyaların Ötesinde Bir Ressamın 10 Müthiş Eseri
Guernica: Pablo Picasso’nun Gözünden Savaş ve Barış
This post is also available in: English Français Español Deutsch
Yorumlar (0) Yorum Yap