Çekim yasası, olumlu ve olumsuz düşüncelerin kişinin hayatında olumlu/olumsuz deneyimler getirmesi inancına denir. Bu “inanç” insanların düşüncelerinin saf enerjiden oluşup kişinin sağlığı, serveti ve kişisel ilişkilerini bu yöntemle iyileştirebileceği fikirlerine dayanır.
Çekim yasasının dayandırıldığı herhangi bir bilimsel veya deneysel kanıt yoktur. Yaygın bir şekilde sözde bilim olarak kabul edilir. Bahsedilirken “çekim yasası” olarak anılsa da, bir hipotez ya da prensip hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde teyit edilmediği sürece veya herkes tarafından kabul edilmediği müddetçe yasa değil, sözde bilimdir.
Milyonlarca insan evrenin bir sırrı olduğunu ve bu sırrın çekim yasasından geçtiğini düşünür. Rhonda Byrne tarafından yazılan The Secret (Sır) kitabında bu yöntem detaylı anlatılmıştır. Kitaba göre de; evrene göndereceğiniz mesajların, hayatınızdaki gelişmelerin önemli derecede seyrini değiştirdiğini öne sürmektedir.
Çekim Yasası Nedir?
Çekim yasası, kişinin olumlu düşüncelerinin olumlu sonuçlar doğurduğunu, olumsuz düşüncelerinin ise olumsuz sonuçlar doğurduğunu öne süren bir felsefedir. Bu yasa, hayatınızda neye odaklanırsanız onu kendinize çekeceğinizi betimleyen evrensel bir ilkedir. Tıpkı doğada bulduğumuz diğer tüm doğa yasaları gibi evrensel yasadır ve banka hesabı veya Instagram takipçisi ne olursa olsun tüm insanlar için geçerlidir. Her zaman kullanımınıza hazırdırlar. Basitçe söylemek gerekirse, çekim yasası odaklandığımız her şeyi hayatımıza çekme yeteneğidir. Çekim yasasının hedeflerinize ulaşmak için onu nasıl kullanabileceğiniz, çekim yasasını uygularken yararlanabileceğiniz pratikler ve çekim yasasının tarihine dair temel bilgiler yazımızın detaylarında.
Evrende var olan her şey enerjiden oluşur
Bu düşünceden yola çıkarak enerjinin doğru kullanıldığı takdirde birçok olayın seyrinin değişmesi neden mümkün olmasın ki? Buna inanan insanlar, herkesin hayatının evrene gönderdiği mesajlarla doğru orantılı olarak ilerlediğini düşünüyorlar. Peki bu durum sadece olumlu düşünceyle mi gerçekleşir?
Çekim yasası, sadece iyiyi güzeli evrene yöneltmek değildir. Düşündüğünüz her şey, her an evrene iletilip kaderinizin gidişatı üzerinde değişiklikler yapmaktadır. Bu da demek oluyor ki, yalnızca olumlu düşünceleriniz değil, olumsuz her düşünceniz de evrenle iletişim halindedir. Bu nedenle, bireyin başına gelen her bir olay, düşüncesiyle ilişkilidir. Sizden çıkmayan hiçbir şey size kendiliğinden dönmez.
Çekim yasasından bahsederken yalnızca düşüncelerimizden bahsetmek mümkün olmaz. Sarf edilen sözler de en az düşünceler kadar etkilidir. Bundan dolayı çekim yasasına göre, ağzınızdan çıkan her olumsuz şey, size katlanıp geri dönecektir.
Peki, çekim yasası nasıl çalışır?
1) Evrenden isteyin:
Bilinçli bir kullanımla çekim yasası sayesinde hayatımıza güzellikleri getirmek mümkündür. Bunun için, gerçekleşmesini istediğiniz şeyi evrenden istemelisiniz. Fakat isteğinizi nasıl yaptığınız çok önemli. “Bu bende yok, olsun” enerjisiyle istekte bulunmamalısınız. Çünkü bu şekilde sarf ettiğiniz enerjide isteğinize sahip olmadığınızı da kabul ediyorsunuz.
Bunun yerine isteğinizi zihninizde canlandırıp ona sahip olduğunuzu düşünün, kabul edin. Mesela istediğiniz yeni bir bilgisayar mı? O bilgisayarı elinizde tuttuğunuzu ve hatta kullandığınızı hayal edin. Gerçekleştiğine inanın. Bu sayede tabii ki bir anda elinizde o bilgisayar belirmez. Fakat sizi o bilgisayara sahip olmaya itecek fırsatlar karşınıza çıkacaktır. Olumlu düşünün ve pozitif enerjiyi hayatınıza çekin!
2) Düşüncelerinizi hafife almayın:
Gerçekten de, sadece ve sadece düşünceleriniz sayesinde evreni etkileyebilir ve yaşamınızın gidişatını değiştirebilirsiniz. Göreceksiniz ki, olumlu düşünen insanların frekansı daha yüksek, olumsuz düşünenlerin ise daha düşük olur. Aynı zamanda olumlu düşüncenin gücü olumsuza gör hep daha fazladır.
Çekim yasası ve bu sözlerden yola çıkarak bu öneriyi sizlere verebiliriz; bir olayı deneyimlediğinizde, bu neden benim başıma geliyor diye düşünmek yerine deneyimlediğiniz bu olayın üzerinden çıkarabileceğiniz derslere odaklanmaya çalışın. Bunu yalnızca belirli olumsuz alanlarda değil, hayatınızın her alanında uygulamak için çaba gösterin.
Öncelikle düşüncelerinizin ağırlıklı olarak neleri kapsadığını düşünün. Negatif düşünceler mi? Gereksiz veya olumlu düşünceler mi? Bu soruya verdiğiniz cevaptan yola çıkarak olumlu düşüncelerinizi artırmaya çalışın ve olacakları gözlemleyin.
3) İsteklerinizi görün:
Çekim yasası, sizinle ve enerjinizle birebir iletişime geçen bir kuvvettir. Bundan ötürü istediklerinizin belirlenmiş ve net olması büyük bir önem taşıyor. Bu netliği kazanabilmek için de isteklerinizi size hatırlatmaya yönelik birkaç yöntem belirlemeniz önem taşımaktadır. Bu yöntemlerden en yaygın ve etkili olarak kullanılanı; hayal panosudur!
Tüm istek, hayal ve düşüncelerinizi bir araya getirip büyük bir pano yapın. Bu panoyu her gün görebileceğiniz bir alana yerleştirin. Bu şekilde isteklerinizi daima aynı şevkle evrenden dileyebilir ve gerçekleşmesi için her daim çabalamaya devam edebilirsiniz.
4) Meditasyonu günlük hayatınıza kazandırın:
Yaşamınız konusunda olumlu düşünmeye sahip olmak, kolayca gerçekleştirebileceğiniz bir şey olmayabilir. Bunun için deneyebileceğiniz bir yöntem; meditasyondur. Meditasyon sayesinde zihni rahatlatıp düşünceler temizlenebilir. Bilinçaltınızı temizleyip olumsuz düşüncelerden kurtulmak için günde 5-10 dakika kadar bir süre ayırmanız sizin için yeterli olacaktır.
5) İstekleriniz zaten sizinmiş gibi davranın:
Çekim yasası birçok ayrıntıya sahiptir. Fakat en önemli ayrıntısı tüm istekleriniz zaten sizin olmuş gibi davranmaktan geçer. Bu çoğu kişinin kulağına ilk bakışta garip gelebilir. Fakat enerjinizi olumlu tarafa yönlendirmenizde çok büyük yardımları olur. Özellikle de hayallerinize ve isteklerinize sahip olduğunuzu belirten yazılar yazmak, çekim yasasının işleyişini büyük oranda hızlandırır.
O çok istediğiniz, geceleri hayalini kurduğunuz şeyin gerçek olduktan sonra üzerinizde bırakacağı etkiyi yalnızca düşünün, hissedin. Tam olarak bu noktada hissettikleriniz, enerjinizin çekim yasasıyla buluşmasına yardımcı olacaktır.
6) Evrene teşekkürlerinizi sunmayı unutmayın:
Evrenin size sunduğu şeylerden küçük – büyük demeden minnet duyduğunuzu gösterin. Bu çekim yasasını etkilemeye sebep olacaktır. Bunu sahip olduklarınıza odaklanıp kıymetini bilerek gerçekleştirebilirsiniz. Var olan tüm olumlu düşüncelerinizi de sözlerinizi de hayatın sunduğu güzelliklere odaklanarak fark edebilirsiniz! Tüm isteklerinizin, her şeyin bir enerji olduğunu ve size doğru aktığını hayal edin. Dileyin, hissedin, isteyin ve ne olursa olsun çekim yasasının gücüne güvenin.
7) Şüphe etmeyin:
Ne olursa olsun, dilediğiniz şeyin gerçekleşeceği ve evrenin isteğinize cevap vereceği gerçeğinden şüphe etmeyin. Çünkü şüphe ettiğinizde evrene negatif bir enerji göndermiş olursunuz. Bu da çekim yasasının etkilenmesi ve düşüncelerin size olumsuz geri dönmesine sebep olur. Bu nedenle siz sadece olacağına inanın ve bırakın evren işini yapsın. İstekleriniz için çabalamayı de unutmayın. Siz öylece otururken evren sizin için çalışmayı sürdürmez. Çabanız ve emekleriniz de önemli bir rol oynar.
8) Sarf ettiğiniz emekler için kendinizi sorumlu tutun:
Bir önceki maddede dile getirdiğimiz gibi, hedeflerinize ulaşma yolunda çalışmayı ihmal etmeyin. Kendinizden ne beklediğinizi belirleyin. Ardından beklentilerinizi karşılamadığınızı tespit edin ve bunun neden meydana geldiği konusunu inceleyin. Sonrasında değişiklik yapıp yapmamanız gerektiği konusunda karar verin. Buna benzer olarak hedeflerinize ulaşma yolunda ortaya koyduğunuz yoğun ve sıkı çalışmanızı da her daim ödüllendirin.
9) İhtiyacın olanı istemekten korkma:
İnsanlardan ne beklediğini bilmelerinin tek yolu, açıkça ne istediğini belirtmekten geçer. Kimse kimsenin aklını okuyamaz bundan ötürü ne düşündüğünüzü dile getirmeniz önem taşır. Neye ihtiyacınız olduğunu ve istekleriniz konusunda net, dürüst olun. Bu sayede onu elde etmeniz mümkün olabilir. Mesela, bir arkadaşınızla vakit geçirmek istiyorsunuz. Bunu “keşke bu hafta plan yapsak” şeklinde kendin düşünerek değil de “Pazar günü beraber vakit geçirmek ister misin?” şeklinde arkadaşınıza iletin.
10) Aksilikler karşısında güçlü durun:
Kontrolünüz dışında gerçekleşen herhangi bir olayın sorumluluğu sizde değildir. Herkes birtakım zorluklar yaşayabilir. Bu işten çıkarılmaktan bir yaralanma yaşamaya kadar değişiklik gösterebilir. Bu tür olaylar için kendinizi suçlayamazsınız. Çünkü gerçekten de bu herkesin başına gelebilir. Bu zorlukları yaşarken yüzleşmek yerine kaçınmayı denememelisiniz. Olayların oluşmasını engellemeniz zor olabilir fakat buna verdiğiniz tepkiyi kendiniz seçebilirsiniz.
Çekim Yasası Üzerine Birkaç Faydalı İpucu ve Örnek Cümleler:
- Çekim yasası, evrenden dilekte bulunmak değildir. Burada odaklanan şey, evrenden daha fazla pozitif enerji çekmek adına kendi pozitif enerjini dışarı çıkarmaktır.
- Hobilerinin keyfini çıkararak, arkadaşların ve sevdiklerinle vakit geçirerek veya sevdiğin şarkıları dinleyerek olumlu duyguları tetikle. Bu, pozitif kalma yolunda sana yardımcı olacaktır.
- Çekim yasasının çalışma şeklini görebilmek adına küçük, kolay hedeflere odaklanarak başlayabilirsin. Bu şekilde sonuçları daha kolay ölçebilirsin.
- Başladığın yolda sabırlı olmak çok önemlidir. Çünkü değişim zaman alır. Hüsrana uğrarsan evrene olumsuz enerjiler yollar, istediğini elde etme sürenin uzamasına sebep olursun.
Bilinçaltı, -me ve -ma eklerini tanımaz. Bundan ötürü;
Ben hastalanmak istemiyorum yerine, Ben hep sağlıklıyım.
Mutsuz olmak istemiyorum değil de, Ben her daim huzurlu ve çok mutluyum.
Başarısızlıktan korkuyorum yerine, Ben hep başarılı ve çalışkan biriyim.
Param olmamasından korkuyorum değil de, Ben hep bolluk ve bereket içinde yaşıyorum.
Çekim Yasasının İlk Olarak Buddha Tarafından Öğretildiği Düşünülüyor:
Çekim yasası son yıllarda oldukça ilgi görmüş olsa da, kavram tam olarak yeni değil. Bu fikirlerin, ‘yeni düşünce’ olarak bilinen 19. yüzyıl yaklaşımına dayanan felsefi kökleri vardır. 20. yüzyılda, en çok satan kitap haline gelen ve sonra beyaz perdeye aktarılan “The Secret” filminin 2006’da gösterime girmesiyle, fikre ilgi yeniden canlandı.
Çekim yasasındaki uygulamalar ve inançlar, tarih boyunca büyük şahsiyetlerin hayatlarını etkilemiştir. Yüzlerce yıl önce çekim yasasının ilk olarak insana ölümsüz Buda tarafından öğretildiği düşünülüyor. Bu kavramın batı kültürüne yayılmasıyla birlikte, birçok toplumda popüler olan bir inanç olan ‘karma’ terimi de ortaya çıktı.
Yüzyıllar boyunca, dünyaya verdiğiniz şeyin (öfke ya da mutluluk, nefret ya da aşk ) nihayetinde kendi hayatınıza geri dönebileceğine dair ortak bir anlayış olmuştur. Bu basit ve takip etmesi kolay kavram, uzun yıllar popülaritesini koruyarak günümüze kadar geldi.
Peki Çekim Yasası Gerçek Mi?
Çok sevilen şairler, sanatçılar, bilim insanları, Shakespeare, Blake, Emerson, Newton ve Beethoven gibi büyük düşünürlerin hepsi çekim yasasının varlığını eserleri ile anlatır. Çekim yasasının birçok modern savunucusu da olmuştur. Bunlara Oprah Winfrey, Jim Carrey ve Denzel Washington dahildir. Çekim yasasının sunduğu gerçeği kabul etmenin en zorlu yanı, hayattaki iyi ve kötü kararlarınızın her birinin tek başına sizin tarafınızdan şekillendirildiğinin farkına varmaktır. Birçoğu için bu durum, yutulması gereken acı bir hap olabilir. Bununla birlikte, çekim yasasının ardındaki gerçeği bir kez anladığınızda, hayatınızın kontrolünü elinize almakta özgür olduğunuzu fark edeceksiniz.
Çekim Yasasının Arkasındaki Bilim: Gerçek, Kurgu Değil:
Kuantum fizikçilerinin son yıllardaki çalışmaları, zihnin gücünün yaşam ve genel olarak evren üzerindeki etkisini ortaya koyuyor. Bu fikir bilim insanları ve düşünürler tarafından ne kadar çok araştırılırsa, zihnin yaşamları ve dünyayı şekillendirmede oynadığı rolün önemine dair daha iyi bir anlayışa sahip oluruz.
Çekim yasası ve bu yasanın ardındaki kuantum fiziğini tam olarak anlamamış olmanızın bir önemi yok. Ancak bu, çekim yasasının bize sunabileceği birçok faydadan hepimizin yararlanamayacağı anlamına gelmez. Peki evren neden çekim yasasını kullanıyor?
Basitçe söylemek gerekirse, bunun nedeni, benzerinin benzerleri çekmesidir. Örneğin, mutluysanız, heyecanlıysanız, kendinizi iyi hissediyorsanız ya da bunun için çabalıyorsanız evrene pozitif enerji gönderiyorsunuz demektir. Hani derler ya “pozitif düşün pozitif olsun” tam olarak durum bu.
Bu pozitif enerji ya da pozitif düşünce aynı enerji dalga boyuna giren insanları ve fırsatları çeker. Bir diğer yandan mutsuzsanız, öfkeliyseniz, kızgın ve stresliyseniz evrene negatif enerji gönderiyorsunuz demektir. Bu enerji de aynı pozitif enerjide olduğu gibi benzerini çekecek ve karamsar insanlar, olumsuz durumlar hayatınıza çekilecektir.
Çekim Yasası Hangi Alanlarda Etki Gösterir?
Çekim yasası ve bilim arasında kesin bir ilişki kurulmamış olsa da, bu yasayı savunanlar kişilerin hayatında olumlu değişiklikler üretebileceğini öne sürüyorlar. İnsanların bu felsefeden fayda görmelerinin bazı nedenleri şunlardır:
Manevi etkiler: Bu evrensel yasa, insanların maneviyatına dokunduğu için olumlu/olumsuz sonuçlar doğurabilir. Maneviyatın kendisi, azaltılmış stres, daha iyi sağlık, daha düşük depresyon ve daha iyi esenlik dâhil olmak üzere sağlıkla bağlantılıdır. Birçok insan bu felsefenin Tanrı’yı veya evreni isteklerimizle yönlendirerek çalıştığına inanır. Bu düşünce, insanların hepsinin enerjiden oluştuğunu ve bu enerjinin farklı frekanslarda çalıştığını öne sürüyor. Bu sebeple, sahip olduklarımız için duyduğumuz şükran ve olumlu düşüncelerle enerjiyi yönlendirip frekansı değiştirmek önemlidir.
Zihinsel ve fiziksel etkiler: Çekim yasasını kullanmak sağlıklı bir diyet, egzersiz ve düzenli doktor kontrollerinin yerini tutamaz. Ancak zihinsel, ruhsal ve fiziksel sağlığınız için çok çeşitli faydaları teşvik edebilir. Yeni bir gerçekliğe ulaşmaya odaklanarak ve bunun mümkün olduğuna inanarak daha fazla risk alma, daha fazla fırsat görme ve kendimizi yeni olasılıklara açma eğilimindeyiz.
Başarıya etkileri: İyimserlik üzerine yapılan araştırmalar, iyimserlerin düşüncelerini başarılarına odaklamalarına ve zihinsel olarak başarısızlıklarını en aza indiren özelliklere sahip olduklarını ortaya koyuyor. Başımıza gelen iyi şeyleri hak etmediğimizi düşündüğümüzde ise mutluluğumuzu sabote etme eğilimi gösteririz. Kendi kendimize yaptığım iç konuşmalarımızı değiştirmek bile hayatımızdaki olumsuzlukları tersine çevirmeye yetebilir. Böylelikle olumlu, üretken ve sağlıklı koşullar yaratabiliriz. İyi bir şey bir diğerine yol açar ve bir yaşamın yönü aşağı doğru bir spiralden yukarı doğru bir yükselişe geçebilir.
Çekim Yasası Hakkında Okuyabileceğiniz Bazı kitaplar
- The Secret (Sır) | Rhonda Byrne
- Çekim Yasası – Hayatın Büyük Sırrı | Nil Gün
- Bilinçaltının Gücü – Zihinsel ve Bedensel İyileşme | Joseph Murphy
- Kendiniz Olma Alışkanlığını Kırmak | Joe Dispenza
- Anahtar | Joe Vitale
- Her şey Beyinde Başlar | Mümin Sekman
- Zengin Olma Bilimi | Wallace D. Wattles
- Hafızana Hükmet | Tony Buzan
Olumlama: Kendimizi İyi Hissetmenın Yükselen Şekli
This post is also available in: English Français Español Deutsch
Yorumlar (0) Yorum Yap