Obruk, yeraltında kireç taşı gibi eriyebilen kayaçların zamanla karbondioksit ile birleşimi sonucu karbonik asit oluşur ve bu karbonik asit kireçtaşının fazla olduğu toprakları zamanla çözelterek yeraltında büyük boşluklar, mağaralar oluşmasına neden olur. Daha sonra oluşan mağaranın üzerindeki toprağın çökmesiyle derin çukurlar oluşur.
Bu oluşan, derinlik ve genişlik boyutları farklılıklar taşıyan bu boşluklara obruk denir. Yani oluşan boşlukların tavanlarının çökmesiyle oluşan bir karstik yer şeklidir. Çözünebilir kayaçların çeşitlilik gösterdiği bölgelerde çok sayıda çöküntü vardır. Obruklar en çok alüvyon topraklarda oluşuyor.
Obruk Nasıl Oluşur?
Birçok obruğun iki şekilde oluşumu vardır. İlkinde toprağın altında eriyebilen kayaçlar topraktan sızıp yeraltına inen sularla çözünürler ve kayaçların içerisindeki boşluklar genişlerler ve toprakla dolar bu boşluklar.
Yeraltı suları kayacı çözmeye devam ettikçe derinliği çok olmayan boşluklar yaratır. Bu derinliği büyük olmayan boşluklar birleştikçe daha büyük, düzensiz kapalı çöküntüler birliği oluşturur. İkincisi ise bir mağara tavanının çökmesi sonucu dik kenarlı bir krater şeklinde de oluşur.
Yeraltı sularının küresel ısınma ve tarım nedeniyle kullanım sonucu azalıp çekmesi sonucu kayaç hareketleri oluşuyor. Yeryüzüne yaklaşan yeraltı mağaralarının üstünde bulunan yüzeydeki alanların yükü fazla kaldıramayıp çökmesiyle birlikte obruklar meydana geliyor.
Obrukların oluşması için karstik alanlardan başka şartlarda gereklidir. Yeraltı su seviyelerinin farklı iki havza da bulunmalıdır. Fay hatlarının da obruk oluşumunda etkisi vardır. Örneğin Tuz Gölü’nün güneybatısında bulunan fay Dikmen ve Koca obruklarının oluşum nedenidir.
Obruk Tipleri Şu Şekilde Sınıflandırılabilir:
- Çözünme Obrukları
- Gömülü Obruklar
- Örtü Kayacı Obrukları
- Çöküntü Obruklar
- Yıkılma Obruklar
- Yayvan Obruklar
Obruklar sınıflandırılırken birkaç değişkene dikkat edilir. Bu değişkenler şunlardır: Obruğun oluşum süreci, obruğun oluşum hızı ve kayaç türüdür. Obruk oluşumunda erime, oturma ve çökme olmak üzere üç tipe ayrılır.
1) Erime: İnce olan yüzey tabakasından geçen yüzey suları alttaki eriyebilen kayaçlar sızan bu sularla çözünür ve kireçtaşı içerisinde bulunan boşluklar genişleyerek boşlukların içerisine yavaş yavaş toprak dolar. Çözülmeyle birlikte yüzeyde erimeye bağlı olarak obruklar meydana gelir.
2) Oturma: Özellikle kalın yüzey tabakanın bulunduğu bölgelerde kum gibi kohezyonsuz zeminler, kireç taşlarının yeraltı suyu ile çözülmesiyle ve su seviyesinin çekilmesi ile birlikte üzerinde bulunan kumlu yapılar ile dolar. Kumlu yapı boşlukları doldurdukça yamaç eğimi düşük, derinliği az olan oturtma şeklinde obruklar oluşur.
3) Çökme: Özellikle killi kalın yüzey tabakalarının bulunduğu bölgelerde yeraltındaki boşlukların genişleyip, killi yapının parçalanıp, çökmesi ve sonunda çatı görevi gören (tavan) killi yapının aniden çökmesi sonucu dik kenarlı çökme tipi obruklar oluşturur.
Ülkemizde Obruk
Türkiye’deki yeraltı sularının üçte birini barındıran Konya Havzası’nda sayısı yirmi beşi geçen obruk bulunmaktadır. Türkiye’de en fazla obruk Konya Kapalı Havzası’nda görülmektedir. Konun uzmanları yöredeki şeker pancarı gibi bol su kullanılarak yetiştirilen ürünün son zamanlarda obruk oluşumunu etkileyen faktörlerden biri olduğunu belirtmişlerdir.
Aslında obruk oluşumunun toprağın karstik yapısını bağlı olarak doğal yollarla nadir gerçekleşen bir doğa olayı iken yeraltı sularının sondaj yoluyla çekilerek kullanılması obruk oluşumunun daha sık kullanılmasına sebebiyet vermektedir. Konya’da en çok görülen yöre Karapınar’dır.
Bölgede uzunluğu 130 metre genişliği 9 metre olan obruklar bulunmaktadır. Araştırmacılara göre bir yıl geçmeden elli civar obruk oluşabiliyor. Konya ilinde binden fazla obruk tespit edilmiştir. Bunların 600-650’si Karapınar’da bulunmaktadır. Üç dört yıl öncesinde bu sayı sadece 180-200 arasındaymış. 2020’de yapılan çalışmalarla bu sayının 600’e çıktığı tespit edilmiştir.
Türkiye’deki Obruklar
Türkiye’de karstik alanlar geniş yer kaplamaktadır. Karstik alanların çoğunluğunu kalker arazileri oluşturmaktadır. Tuz Gölü’nün güney kısmında kalan Obruk Platosu, birçok farklı obruğa ev sahipliği yapmaktadır. Kızören obruğu, Çıralı obruğu, Hamam obruğu, Meyil obruğu, Gökhöyük obruğu, Kangallı obruğu bu platoda yer alan obruklara örnek gösterilebilir. Mersin, Kırşehir, Kastamonu, Antalya gibi illerimizde de obruklar bulunmaktadır. Mucur obruğu, Cennet ve Cehennem obrukları bunlardan bazılarıdır.
Kızören Obruğu
Kızören obruğu 228 metre genişliğe ve 171 metre derinliğiyle en meşhurlardandır. Konya’nın Karatay ilçesi sınırlarında yer alan karstik oluşumlu bir obruktur. 145 metresi suyla doludur. Ülkemizin en büyük obruğudur. Aşırı yeraltı suyu kullanımı nedeniyle 20 metre aşağıda yer alan su yüzeyi her yıl daha da alçalmaktadır. Yıl içinde 5 metre seviye farkı gözlenmektedir. 2005 yılında ise göl ve etrafı Ramsar alanı ilan edilmiştir. Gölde yaşayan bir canlı türüne rastlanılmamıştır.
Meyil Obruk Gölü
Görsel güzelliğiyle dikkat çeken obruk Meyil Obruk Gölü. Konya’nın Karapınar ilçesinde yer alır. Uzunluğu 387 metre, genişliği 350 metredir. Obruğun toplam derinliği 104 metredir, göl derinliği 40 metredir. Son yıllarda su seviyesi azalmaktadır.
Sıcaklıkların artması ile su seviyesinin azalmasıyla, suda artemia salina türündeki bakteriler nedeniyle göl pembe renge bürünür. Bakteri patlamaları sonucu suda renklenme yaşanıyor. Suyu tuzlu nitelikte olduğu için çok fazla canlı yaşamıyor içinde. Daha çok tuzlu suda yaşayabilen bakteriler bulunmaktadır.
Mucur Obruğu
Kırşehir iline bağlı Mucur ilçesi sınırları içerisinde bulunan obruktur. 50 metre derinlik ve 400-450 metre genişliğe sahiptir. Göl suları yazın azalsa da kurumaz. Göle aynalı sazan balık yavruları atılarak canlılık sağlanmıştır.
Cennet ve Cehennem Obrukları
Silifke- Narlıkuyu yakınlarında bulunan obruk, doğal yollarla oluşmuştur. Çok derin mağaralardır. Yeraltı deresinin kimyasal erozyonla tavanın çökmesi sonucu oluşmuş obruklardır.
Cennet Obruğu
Elips şeklindedir. Ağız kısmının açıklığı 250 x 110 metredir. Derinliği 70 metre olan oluşumun taban kısmının güney tarafında 200 metre uzunluğunda ve en derin noktası 135 metre olan büyük bir mağara girişi bulunmaktadır.
Cennet obruğunun içine geniş yapılı 450 basamaklı taştan bir merdivenle inilir. Mağaranın giriş kısmında Meryem Ana Kilisesi bulunmaktadır. Giriş kısmında yer alan dört satırlık yazıttan kilisenin Paulus adında dindar bir şahıs tarafında Meryem Ana için yaptırdığı bilinmektedir.
Cehennem Obruğu
Cennet obruğunun 75 m kuzeyinde yer almaktadır. Ağız çapı 75×50 ölçülerindedir. Obruğun dış kenar kısımları iç bükey bir oluşuma sahip olduğundan bu çöküğe inmek mümkün değildir. 128 metre derinliği vardır. Yunan mitolojisine göre Zeus, yüz başlı alevler kusan ejderha Typhon’u savaşta yendikten sonra bir süre Cehennem obruğunda hapsetmiştir. Tapınak Hristiyanlık döneminde kiliseye dönüştürülmüştür.
Dünyadaki En Derin Obruk: Xiaozhai Tiankeng
Dünyanın en büyük obruğudur. Bu obruk Çin’de bulunmaktadır. 626 metre uzunluğunda 516 metre genişliğinde ve 511-662 metre derinliğindedir. Yeraltında akan güçlü bir nehir tarafından oluştu. Çukurda 1285 bitki türü ve birçok nadir hayvan bulunmaktadır. Bölgede turizmi kolaylaştırmak için 2 bin 800 basamaklı merdiven yapıldı.
Obruk Oluşumunun Önlenmesi ve Obruk Oluşumunun Tehlikeleri
Araştırmacılar oluşan obrukların azaltılması için jeofizik etüt ve jeolojik çalışmalar yapılarak risk haritalarının oluşturulup derecelendirilmesi gerektiğini belirtmektedir. Yeraltı su kullanımının kontrol altına alınması gerektiği ve kaçak su kuyularının tespit edilip kapatılması gerektiğini söylüyorlar.
Sanayide ise atık suların arıtılarak tekrar fabrikada kullanılmasıyla yeraltı su çekiminin azaltılması sağlanmalıdır. Obruk oluşumunun oluşabileceği bölgelerde yerleşim, sanayi ve ulaşım tesisleri varsa kontroller sağlanmalı ve tehlikeliyse o bölgeden taşınmalıdır. Ani oluşacak çökmelerde can ve mal güvenliği tehlikededir. Obruk oluşumuyla birlikte tarım alanlarında da kaybolma ve tehlike bulunmaktadır.
This post is also available in: English
Yorumlar (0) Yorum Yap