İmparatorluklar, savaşlar, fetihler, afetler… Hepsini en güzel yerden izleyen bir kule. Kız Kulesi 2500 yıldır tarihe tanıklık ediyor. Antik çağlardan Bizans’a, Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye Cumhuriyeti’ne, İstanbul’un neredeyse bütün tarihine tanıklık eden Kız Kulesi, Boğaz’ın en güzel yerinde geçmişin bir hatırası olarak var olmaya devam ediyor. Kız Kulesi hikayesi ile gezip gören ziyaretçileri büyülüyor.
Köklü geçmişiyle insanlık tarihinin en önemli şehirlerinden biri olan İstanbul’un en eski gözcülerinden biri Kız Kulesi. 2500 yıl önce inşa edildiği günden bu yana türlü badireler atlattı, defalarca yıkıldı. Ancak günümüze kadar bir şekilde varlığını sürdürebildi ve en güzel Boğaz fotoğraflarında her zaman kendisine yer buldu. Şimdi gelin İstanbul’un sembollerinden biri olan bu tarihi yapıyı tüm yönleriyle tanıyalım ve Kız Kulesi hikayesini derinlemesine inceleyelim.
Kız Kulesi’nin Tarihi
Kız Kulesi, Üsküdar Salacak sahilinin açıklarında küçük bir adanın üzerine inşa edilmiş bir yapıdır. Antik Yunan döneminde bu ada mezarlık olarak kullanılıyordu. M.Ö. 410 yılında Atinalı komutan Alkibiades tarafından bu adanın üzerine bir kule inşa edildi. İnşa edilme amacı ise Boğaz’dan geçen gemileri kontrol etmekti.
Bundan yüzyıllar sonra, Roma İmparatorluğu İstanbul’u ele geçirdiğinde Bizans İmparatoru Manuel Comnenos Kız Kulesi’ni taşlarla güçlendirip kulenin yanına ek bina yaptırdı. İmparator Manuel’in amacı Boğaz’ı kontrol altına alarak Boğaz’dan geçen gemilerden vergi almak ve kuleyi savunma binası olarak kullanmaktı. Roma devri boyunca ise kule, zaman zaman tecrit veya sürgün için de kullanıldı.
1453 yılında Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethetmesinden sonra kule bir daha savunma amacıyla kullanılmadı. 1509 yılındaki büyük İstanbul depreminde hasar gördü. Sonrasında Mimar Hayrettin tarafından onarıldı. 1700lü yıllarda Kız Kulesi fener olarak kullanılmaya başlandı. Ancak fenerde kullanılan kandil yağı nedeniyle kule tutuşarak yandı ve sonra tekrar inşa edildi. 1800lü yıllarda ise Kız Kulesi, İstanbul’da yayılan veba salgınında hastaları karantinaya almak için kullanıldı.
Cumhuriyet Dönemi’nde kule yine deniz feneri olarak kullanılıyor. Yakın tarihte zaman zaman askeri amaçlı kullanılsa da 1998 yılında kulede restorasyon çalışmaları başladı. 2000 yılında restorasyonun bitmesiyle Kız Kulesi turizme açıldı. Günümüzde kule, özel bir şirket tarafından restoran olarak işletiliyor.
Kız Kulesi Nerede?
Kız Kulesi, Boğaz’ın Anadolu yakasına yakın olan tarafında yer alır. İstanbul’un Üsküdar ilçesinin Salacak sahili açıklarındadır. Kule’nin tam adresi Salacak Mevkii, Üsküdar 34668 / İstanbul şeklindedir.
Kız Kulesi’ne Nasıl Gidilir?
Kız Kulesi hikayesi ve tarihi ile yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı olan yapıtlardan biri. Kuleye Salacak ve Kabataş üzerinden gitmek mümkün. Üsküdar Salacak’tan Kız Kulesi tekneleri, saat 9.00-19.00 arasında her 15 dakikada bir kalkıyor. Kabataş’tan Kız Kulesi’ne giden tekneler ise sadece hafta sonu çalışıyor ve saat 10.00-18.00 arasında saatte bir sefer yapıyor.
Kız Kulesi Efsaneleri
Kız Kulesi hikayesi, tarihi, eşsiz manzarası ve dillerden dillere dolaşan efsaneleri ile insanları büyüleyen bir yapı. Avrupalı tarihçiler, Bizans Dönemi’nden kalan bu kuleyi Leander Kulesi olarak adlandırmakta. Evliya Çelebi, Seyahatname eserinde Kız Kulesi için “Deniz içinde karadan bir ok atımı uzak, dört köşe, sanatkârane yapılmış bir yüksek kuledir. Yüksekliği tam 80 arşındır. Yüzölçümü ise iki yüz adımdır, iki taraftan yerde kapısı vardır.” ifadelerini kaleme almıştı.
2500 yıldır mezarlıktan gümrük istasyonuna, karantina bölgesinden deniz fenerine birçok farklı amaç için kullanılan Kız Kulesi, bugün de turistik bir yapı olarak varlığını sürdürüyor. Elbette bu kule, köklü geçmişinde birçok efsanenin de ana unsuru oldu. Kız Kulesi hikayesine dayanan efsanelerin bazılarını gelin birlikte inceleyelim.
Prensesin Acı Sonu
Efsaneye göre Kral’a, çok sevdiği kızının 18 yaşına girdiğinde bir yılan tarafından öldürüleceği kehanetinde bulunulur. Kral, kızını korumak için denizin ortasına bir kule yaptırır ve kızını oraya kapatır. Ancak Prenses 18 yaşına girdiğinde üzüm kutularıyla kuleye girmiş olan yılan Prensesi öldürür. Kral, kehanetin gerçekleşmesine ve kızının ölmesine çok üzülür. Prensese demirden bir tabut yaptırır. Sonrasında tabutu Ayasofya’nın giriş kapısının üstüne yerleştirir. Ancak rivayete göre demir tabutun üzerinde iki tane yılan dişi deliği vardır. Yılan, prensesi ölümünden sonra bile rahat bırakmamıştır.
Hero ve Leandros
Hero, Tanrıça Afrodit’in Kız Kulesi’ndeki tapınağında görevli bir rahibedir. Aşk Hero için yasaktır. Ancak bir gün Hero hislerine karşı koyamaz ve karşı kıyıdaki Leandros’a aşık olur. Leandros da Hero’ya aşıktır. İki aşığın birbirlerini görebilmelerinin tek yolu ise Leandros’un geceleri Boğaz’ı yüzerek geçip kuleye gelmesidir. Bir süre aşklarını bu şekilde sürdürürler. Ancak bir gece kötü kalpli bir rahip bu durumu fark eder. Fırtınalı bir gecede Leandros’a doğru fener yakar. Leandros, Hero’nun kendisini çağırdığını düşünerek denize atlar. Kötü kalpli rahibin feneri kapatmasıyla Leandros yönünü bulamaz ve Boğaz’ın azgın sularında boğularak can verir. Leandros’un ölümüne kendi gözleriyle şahit olan Hero bu acıya dayanamaz. Kule’nin tepesinden Boğaz’ın karanlık sularına atlayarak intihar eder.
İki Kulenin Aşkı
Efsaneye göre İstanbul’un en güzel manzarasını oluşturan Galata Kulesi ve Kız Kulesi birbirlerine aşıktır. Ancak aralarındaki İstanbul Boğaz’ı iki aşığın kavuşmasına engeldir. İki kule birbirlerine açılamazlar. Galata Kulesi aşkını yıllarca mektuplara yazar ama Kız Kulesi’ne ulaştıramaz. Hezarfen Ahmet Çelebi İstanbul semalarında uçmak için Galata Kulesi’ne çıktığında kule, aşkını Hezarfen’e fısıldar ve mektupları Kız Kulesi’ne vermesini ister. Hezarfen mektupları Kız Kulesi’ne ulaştırdığında aşkının karşılıklı olduğunu anlayan Kız Kulesi çok sevinir. İki kule birbirlerine duydukları derin aşkla yıllara meydan okurlar.
Battal Gazi Efsanesi
Battal Gazi Hikayesi, belki de en çok anlatılan Kız Kulesi hikayesidir. Efsaneye göre Osmanlı döneminde Battal Gazi İstanbul’u kuşatır. Ancak İstanbul’u ele geçiremez. Kuşatma sırasında Üsküdar Tekfuru’nun kızına aşık olur. Üsküdar tekfuru ise kızını korumak için hazineleri ile birlikte Kız Kulesi’ne kapatır. Battal Gazi, gemilerini Kız Kulesi’nin yanına demirler ve yedi sene boyunca orayı terk etmez. Bir gün kayık ile Kız Kulesi’ne çıkar ve tekfurun kızı ile birlikte hazineleri de alarak Üsküdar’a çıkar. Üsküdar’dan atına atlayıp oradan uzaklaşır. “Atı alan Üsküdar’ı geçti” lafı da bu hikayeye dayanır. Bu olaydan sonra Türkler kuleye Kız Kulesi demeye başlar.
Kız Kulesi Giriş Saatleri ve Giriş Ücreti
İstanbul tarihinin en önemli yapılarından olan Kız Kulesi’ne her yıl binlerce turist geliyor. Özellikle ülkemiz vatandaşları için mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri olan kule, 365 gün ziyarete açık. Kız Kulesi’nin ziyaret saatleri 9.00-19.00 arası. Günümüzde hem müze hem restoran olarak kullanılıyor. Boğaz’ın ortasında romantik bir akşam yemeği yemek isteyenler için Kız Kulesi’nde akşam saatlerinde de restoran hizmeti veriliyor. Ancak bunun için önceden rezervasyon yaptırmanız gerekli. Kulenin en üst katında bulunan Bar ise müşterilerine fix menüler sunuyor.
Rezervasyonlu yolcular için Kabataş Kız Kulesi gidiş dönüş sefer bilgileri şu şekilde:
Kalkış: 20.00, 20.45, 21.30 Dönüş: 23.00, 23.45, 00.30
Üsküdar Salacak-Kız Kulesi seferleri ise saat 19.15 itibari ile her 15 dakikada bir düzenleniyor.
Kız Kulesi giriş ücretleri ise sivil ziyaretçiler için 40 TL, öğrenciler için 20 TL.
Fotoğrafın Fazla Uzak Olmayan Tarihine Yolculuk
İstanbul’daki Müzeler: Tarihin Nefes Alan Muazzam Mekanları
This post is also available in: English
Yorumlar (0) Yorum Yap