Kendini Gerçekleştirmek Nedir? Bir Kişi Kendini Nasıl Gerçekleştirebilir?

kendini gerçekleştirmek

Kendini gerçekleştirmek, psikolojide, bireyin tüm potansiyeline ulaşma ilgilidir. İlk olarak 20. yüzyılın başlarında nöroanatomi ve psikiyatri konusunda uzmanlaşmış bir doktor olan Kurt Goldstein tarafından ortaya atılmıştır. Goldstein tarafından kuramsallaştırıldığı gibi, kendini gerçekleştirme tüm organizmaların ana hedefidir.

Tüm davranışları ve dürtüleri bu kapsayıcı motivasyonun tezahürleri olarak görülür. Bununla birlikte, kendini gerçekleştirmeyi popülerleştiren psikolog Abraham H. Maslow’dur . Bu durumu daha dar bir şekilde tanımlar.

Kendini gerçekleştirmenin bir motive edici olarak hangi koşullarda ne şekilde ortaya çıkabileceği konusundaki görüşüyle Goldstein’dan ayrılır. Goldstein’a benzer şekilde Maslow, kendini gerçekleştirmeyi kişinin en büyük potansiyelinin gerçekleştirilmesi olarak tanımlamıştır.

Ancak kendini gerçekleştirme konusundaki tartışmalarında, tüm organizmalardan ziyade yalnızca insanlardan bahsetmektedir. Buna ek olarak, teorisi, kendini gerçekleştirme dürtüsünün ancak çeşitli daha temel ihtiyaçlar karşılandığında bir motive edici olarak ortaya çıkacağını ileri sürmektedir.


 

Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi

maslow ihtiyaçlar hiyerarşisi

İhtiyaçlar Hiyerarşisi”, gerçek potansiyelimizi, kendini gerçekleştirmek ve “ideal benliğimize” ulaşmak için kendimizi gerçekleştirme ihtiyaçlarımız aynı zamanda “varlıksal” ihtiyaçlarımız olarak da adlandırılır; bunlar, tam potansiyelimizin gerçekleştirilmesi yoluyla elde edilen kişisel ve yaratıcı gelişimi içerir.

Kendini gerçekleştirmek eylemi, Maslow’un insan ihtiyaçları için öne sürdüğü hiyerarşisnde tanımladığı şeyin tepe noktasıdır. Bu hiyerarşide, daha düşük ihtiyaçlar (“önceden güçlü” ihtiyaçlar olarak tanımlanır) tipik olarak daha yüksek ihtiyaçlar ortaya çıkmadan karşımıza çıkmaktadır.

Fizyolojik ihtiyaçlar bu hiyerarşide en önemli olanlar arasındadır. Maslow, fizyolojik ihtiyaçların bir listesini yapmayı reddetse de fiziksel homeostaziye neredeyse sonsuz katkıda bulunanlardan bahseder. Fizyolojik ihtiyaçları karşıladığımızda, sıradaki ihtiyaç düzeyi olan güvenlik hemen bilince yükselir ve davranışı yönlendirmeye başlar.

Bu sebeple, bireyin sürekli ve sabit bir gıda kaynağına sahip olması, bu ihtiyacın unutulmasına ve diğer ihtiyaçların ardına itilmesine yol açabilir. Bu ihtiyaç, yerine getirme ve unutma döngüsü, hiyerarşinin her aşamasında gerçekleşir.

Maslow’un hiyerarşisinin zirvesine yakın bir yerde saygınlık ihtiyaçları vardır. Bu ihtiyaçlar, yeterlilik arzusu, yüksek özsaygı, saygı, güç duygusu ve genel öz-değeri içerir. Maslow, bu ihtiyaçların karşılanmaması durumunda, bireyin ya derinden cesaretinin kırıldığını ya da aşağılık ve değersizlik duygularıyla başa çıkmak için uyumsuz yöntemler geliştirdiğini belirtmektedir.


Maslow’un Kendini Gerçekleştirmek Kavramı

maslow kendini gerçekleştirme kavramı

Maslow, gerçekten mutlu olmak için ressamların çizim yapması, yazarların yazı yazması, müzisyenlerin enstrüman çalması (ya da beste yapması) gerektiğini savunmuştur. Öte yandan, diğer tüm ihtiyaçlar tamamlanmış olsa bile, kendini gerçekleştirmenin her durumda bir motive edici olarak ortaya çıkmadığını da söylemektedir. Örneğin, bireysel yeteneklere ve değerlere bağlı olarak birçok biçim bulunur.

Maslow, kendini gerçekleştirmek olgusunun, göreceli olarak nadir olması nedeniyle en az çalışılan ve anlaşılan ihtiyaçlardan biri olduğunu da belirtmektedir. Bireyin diğer ihtiyaçlarının, kendini gerçekleştirmenin bir motive edici olarak ortaya çıkabileceği kadar yeterince karşılanmasının, kuraldan ziyade istisna olduğunu da eklemektedir.

Bununla birlikte, yoksulluk, yalnızlık ve düşük benlik saygısı durumlarında yaşayan ve yine de çalışmalarıyla kendini gerçekleştiriyor gibi görünen sayısız örnek bulunmaktadır. Kendini gerçekleştiriyor gibi görünse de acı ve zorluklar içinde olan örnekler mevcuttur.

Bunlardan en önemlileri (ilk akla gelenler); Vincent van Gogh ve Anne Frank sayılabilir. Van Gogh sanatını icra etmekteydi ama acı içinde olduğunu da kardeşi Theo ile olan mektuplaşmalarında birçok kez yazmıştır.

 

Maslow’un teorisi bu tür istisnalara duyarsız değildir. Bazı insanlarda yaratıcı dürtünün o kadar güçlü olduğunu ve çoğu bireyde ön-güçlü olarak kabul edilenler de dahil olmak üzere diğer ihtiyaçlara ağır bastığını da eklemiştir. Bazı durumlarda kendini gerçekleştirmenin zorluk nedeniyle gerçekleştiğini söyleyecek kadar ileri gitmemiştir, ancak karşılanmayan ihtiyaçlara rağmen gerçekleşebileceğini kabul etmiştir. O halde, ihtiyaçları tehdit eden koşullara doğrudan yanıt olarak kendini gerçekleştiriyor gibi görünen bireyler hakkında sorular geride kalmaktadır.


Kendini Gerçekleştiren Bireylerin Sahip Olduğu Özellikler

kendini gerçekleştirenler

Kabul ve gerçekçilik (Acceptance and realism): Kendini gerçekleştirme, bireyin kim olduğunu, neler yapabileceğini ve etrafındaki çevreyi gerçekçi ve doğru algılamasını yansıtır. Kendimiz veya dış dünya hakkında yanlış bir görüşe sahip olduğumuzda, içsel benliğimiz ile dış dünya arasında uyumsuz, rahatsız edici ve zararlı bir eşitsizlik vardır.

Kendini gerçekleştirme, kendileri ve çevrelerindeki dünya hakkında en doğru görüşe sahip olanlar tarafından gerçekleştirilir. Problem merkezli (Problem-centering): Kendini gerçekleştiren bireyler yalnızca içsel kazanıma odaklanmazlar; dış dünyayı iyileştirmek için başkalarını etkileyen sorunları çözmenin faydalarını takdir ederler. Başkalarına yardım etme arzusu, empatiye dayanan içsel bir doğru ve yanlış duygusundan kaynaklanır.

Spontane olmak (Spontaneity): Kendini gerçekleştiren birey, doğru bir benlik ve dünya görüşüne sahip olmasının bir sonucu olarak spontane düşünür ve hareket eder. Bu kendiliğindenliğe rağmen, bu bireyler kabul edilen sosyal normlar içinde ve başkalarının beklentilerine göre hareket etme ve düşünme eğilimindedir. Bu kişiler de genellikle başkalarıyla etkileşimde açık, henüz alışılmamış kendi içinde etkileşim tarzları, konuşma ve davranış diğer yönleri.

Özerklik ve Yalnızlık (Autonomy and Solitude): Aramızdaki kendini gerçekleştirmiş olanlar toplumsal normlara uyar ve problem çözmede genellikle insan merkezli olsalar da, çoğu zaman kişisel özgürlük ve mahremiyet ihtiyacını gösterirler. Bu özel zamanlar hem zihinsel (yani sorunları hakkında düşünmek) hem de fiziksel olarak (yani güçlü ve zayıf yönleri belirlemek için harekete geçmek) potansiyellerini test etmek için harcanır.

Takdirin Sürekli Tazeliği (Continued Freshness of Appreciation): Ne kadar basit, anlaşılır veya tanıdık bir deneyim olursa olsun, kendini gerçekleştiren birey, şeyleri yeni perspektiflerden görme ve kendi dünyasındaki şeylerin genişliğini ve harikasını takdir etme yeteneğine sahiptir. Bu kapasite, bu bireylerin yeni problem çözme stratejileri geliştirmelerini sağlar ve sonuç olarak yaratıcılığı teşvik eder.

 

Zirve Deneyimleri (Peak Experiences): Bunlar, üç temel özelliği gösteren deneyimlerdir: önem, tatmin ve maneviyat. Bu yoğun psikofizyolojik deneyimler arasında neşe, merak bulunur. Kendini gerçekleştiren insanlarda bunların daha yaygın olduğu düşünülür. Bu doruk deneyimlerin ilham, fiziksel ve zihinsel canlılık ve yenilenmiş bir perspektif duygusu gibi canlandırıcı duygular ürettiği düşünülmektedir.


Sinerji Nedir? Pozitif ve Negatif Sinerji

This post is also available in: English Français Español Deutsch

Kategoriler: Başarı

Yorumlar (0) Yorum Yap

/
Exit mobile version