Yakın zamanda ölüm haberiyle gündeme oturan, bilimi popülerleştiren ve insanların ilgisini arttıran Hawking, hayatı boyunca herkese ilham olmuştu. Fakat öyle bir detay var ki, kendisi hayatta değilken bile ilham olmaya devam edecek.
2002 yılında, 60. yaş gününde düzenlenen bir teorik fizik ve kozmolojinin geleceği atölyesinde konuşan Hawking, ölümünün ardından mezar taşına bir denklemin yazılması hakkında bir istekte bulundu. Bu denklem, bir kara deliğin rastgeleliğini ve düzensizliğini anlatan ünlü denklemlerinden birisiydi.
Bahsi geçen denklem buydu. Literatürde, Entropi/kara deliklerin termodinamiği olarak geçiyor.
Denklemin anlamı, kara delikler konusundaki mevcut anlayışımızın ve insanların kozmik alanda sınırını ortaya koymakta. Stephen Hawking, meslektaşı Jacob Bekenstein ile birlikte ortaya koyduğu bu başarı, “S” harfiyle gösterilen “entropi” kavramını hayatımıza kattı. Bu terim, bir sistemin mekanik olarak dönüştürülemeyecek ısı enerjisini temsil ediyor. Çoğunlukla kara delik gibi karmaşık terimlerin, rastgelelik ve düzensizliğini açıklıyor.
Entropi aynı zamanda fizik konulu ders kitaplarında büyük ölçeğe sahip sistemlerin içindeki bozukluk ölçüsü olarak tanımlanmış. Peki Hawking neden entropi denklemine bu kadar önem verdi?
Kara delikteki entropi (belirsizliği, rastgeleliği, bozukluğu) hacmiyle değil, yüzey alanıyla orantılıdır. Kara deliğin yüzeyi, fizikteki olay ufku anlamına geliyor ve bunun ötesinde hiçbir şey bulunamaz.
Kara deliklerin ısıl koşullarını anlayabilmek, Hawking’in kuantum mekaniği konusunda ilgisini arttırdı ve kendisini bu denkleme getirdi. Bu denklem sayesinde kendisi, kara deliklerin çevrelerine radyasyon ve ısı yaydığını da kanıtladı.
Yorumlar (0) Yorum Yap