Stefan Zweig kitapları, şüphesiz ki pek çoğumuzun hayatlarına dokunmayı başaran nadir eserlerden. Bunda elbette ki yazarın insan psikolojisini ve karakter analizlerini eserlerinde ustalıkla işlemesi büyük rol oynuyor. Yaşamı boyunca kaleme aldığı sayısız eserle hafızalara kazınan Zweig’in bir de yürekleri sızlatan aşk konulu hikayeleri var ki heyecanlanmamak elde değil. İşte karşınızda mutlaka okumanız gereken aşk konulu sekiz farklı Stefan Zweig kitabı.
1) Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Gözyaşlarınıza hakim olamayacağınız belki de Zweig’in en acıklı hikâyelerinden biri “Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu.” Yazarın, 1920’li yıllarda kaleme aldığı bu eser, aşk acısıyla yanıp tutuşan bir kadının, sevdiği adama gönderdiği hüzünlü mektubu anlatıyor. Kadının tek taraflı olarak içinde büyüttüğü bu aşkı ve başına gelen talihsiz olayları bir çırpıda okuyacaksınız.
Zaman zaman “bu kadar da olmaz!” diyecek, platonik aşkın derinliklerini keşfedecek ve büyük ihtimalle hikâyenin birçok kısmında kendi hayatınızdan izler bulacaksınız. Özetle Zweig bu muhteşem hikâyeyle sizi hem kalplerinizi sızlatmaya hem de aşkın tanımı üzerine düşünmeye davet ediyor.
2) Bir Kadının Yaşamından 24 Saat
Her şey, pansiyondaki evli kadının genç bir erkekle kaçtığı haberinin duyulmasıyla başlar. Kahramanımızın da içinde bulunduğu bir grup, evli kadının yaptığı bu hareketi ahlak çerçevesinde değerlendirirken, 24 saatine tanık olacağımız kadın ise sessiz kalmaktadır.
Daha sonra anlaşılacaktır ki kaçan kadın, kahramanımızın geçmişte yapmak isteyip de cesaret edemediği o şeyi, yapmayı başarmıştır. Bu nedenle aslında cesaretinden dolayı onu ahlaksız olarak nitelenmekten çekinmektedir. Tutku, utanç, ahlak ve aşk çerçevesinde devam eden bu 24 saatlik hikâye iddia ediyoruz, sizi de etkisi altına alacak.
3) Erika Ewald’ın Aşkı
Stefan Zweig’in 1904 yılında kaleme aldığı bu hikâye, aslında 7 seçkiden oluşan bir kitabın içindeki hikâyelerden yalnızca biridir. Hikâyeyi bu kadar özel kılan ise Erika isimli genç kadının müzik hocasına duyduğu derin ve masumane aşkıdır. Öyle ki Erika bu aşkla uyuyup uyanırken; acıyı ve ihaneti de tadacaktır.
“Bir kadının aşk sayesinde başlayan mutluluk dolu yolculuğu, birdenbire nasıl korkunç bir acıya dönüşebilir?” sorusuna yakından tanık olacaksınız. Aşk, acı, ihanet, onur ve en sonunda intikam alma duygusu… Kısacası Zweig, Erika’nın yaşadığı melankoliyi anlamaya çalışacağınız sürükleyici bir aşk hikâyesiyle sizleri baş başa bırakıyor.
4) Geçmişe Yolculuk
Sizce zaman aşkı öldürür mü? Stefan Zweig’in yine çok ses getiren baş yapıtlarından biri olan Geçmişe Yolculuk isimli kitap, bu sorunun cevabını okuyucular ile birlikte arıyor. 9 yıl önce başlayan bir yasak aşk, araya giren mesafeler, İkinci Dünya Savaşı’nın yakıcı etkileri, birbirinden uzaklaşan ve farklı hayatlara yönelen iki aşık ve en sonunda kavuşma…
Peki, ama her şey bıraktıkları gibi midir? Bu kısa öykü ile yasak aşka olan bakışınız değişecek, savaşın getirdiği olumsuzluklar ile yüzleşeceksiniz. Aşkın yanı sıra dönemin tarihine de bir ayna tutan bu eserin satırlarında kaybolup gitmeye hazır olun! Geçmişe Yolculuk, Stefan Zweig kitapları denilince ilk akla gelen eserlerden biri oluyor.
5) Düşlerdeki Aşk
Cinsellik öğelerini ustalıkla işleyen Stefan Zweig, bu defa okuyucuyu sıcak anlara davet ediyor. Cinselliği, havanın ve iklimin sıcağıyla örtüştürerek anlattığı bu eser okuyucuyu alıp götürürken; bir yandan da sorgulamaya itiyor. Ya her şey bir düşten ibaret ise? Düş ve gerçekliğin içinde çıkış yolu bulmaya çalışan kahramanımız sizi, değişik bir yolculuğa çıkaracak. Düşlerdeki Aşk’ı mutlaka okumalısınız!
6) Yakıcı Sır
Hasta bir çocuk, onun mutlu olabilmesi için her şeyi yapan bir anne ve çapkınlıklarıyla ünlü bir Baron. Stefan Zweig yine pişmanlıklar ve sırlarla dolu gizli bir aşk hikâyesi bırakıyor bizlere. Gözü kadınlardan başkasını görmeyen Baron, oğlunun mutluluğu için onu tatile çıkaran kadını gözüne kestirir.
Kadına ulaşabilmek için kendince bir plan kurgulayan Baron, küçük Edgar’ı kendine bir köprü olarak kullanacaktır. Edgar için güzel başlayan bu dostluk, Baron’un nihai amacıyla bozulunca ortada gizli bir aşk ve gerçekleri öğrenmek isteyen bir eş bırakacaktır.
7) Lyon’da Düğün
Stefan Zweig’in üç farklı hikâyeyi birleştirdiği bu eser, aslında 3 acıklı aşk hikâyesini konu ediniyor. Kitaba ismini de veren ve ilk hikaye olan Lyon’da Düğün, Fransız Devrimi sırasında birbirinden ayrı düşen iki aşığın, hapishanede birbirlerini bulması ve evlenmesi sürecini konu alıyor. Okurken, her türlü olumsuzluğun yanında aşkın nasıl da insana umut verdiğini anlayacak ve aşka olan bakışınız değişecek.
8) Korku
“Bazen elimizdekilerin kıymetini kaybedince anlarız.” Yazar Stefan Zweig’in bu hikâyesinde üzerinde durduğu konu tam da bu. Her şey zengin, kendisini çok seven bir kocası ve dünya tatlısı 2 çocuğu olan bir kadının, bir gün hayatının monotonluğundan sıkılmasıyla başlar.
Kadın, her akşam katıldığı bir baloda bir gençle tanışacak ve yasak bir aşka yelken açacaktır. Başlarda dolu dizgin devam eden bu aşk, sonraları bir şantajcının her şey öğrenmesiyle kabusa dönüşecektir. Yasak aşkın ortaya çıkmaması için varını yoğunu vermeye hazır olan bu kadın, tüm gerçekleri kocasından gizleyebilecek midir?
Aşk, harika bir duygu. Peki ama bu duygu elinizdekileri kaybetmenize değecek kadar değerli mi dersiniz? Aşkın heyecanı ile başlayan bu hikayede korkunun esiri olacak ve tüm bu soruların cevaplarını satır aralarında bulacaksınız. Korku, Stefan Zweig kitapları arasında her zaman hatırlanacak bir eser diyebiliriz.
This post is also available in: English Français Español Deutsch
Yorumlar (0) Yorum Yap