Evet. Öğrenmek olayı için, içimizde varolan merak duygusunun dışa vurumudur diyebiliriz sanırım. Öğrenmek insanlığın varoluşundan bu yana hayatın her nerdeyse her anında uyguladığımız vazgeçilmez bir süreçtir. Milenyum çağının teknoloji ile iç içe olan çocukları olarak bilgi elimizin altında, bir tık ötemizde. (Şair burda artık kitaplardan bilgi edinimin azaldığına dikkat çekmek istiyor.) Fakat gerçekten bu kadar bilgi yığınının içinde bolca öğrenip kendimizi geliştiriyor muyuz? (Şuraya da kocaman bir soru işareti çizelim!) Yoksa kendimizi etrafımızı saran bilgi rüzgarına karşı izole mi ediyoruz?
Stanford Üniversitesi’nde bir öğrenme uzmanı olarak çalışan Prof. Candace Thille şunları tavsiye ediyor.
1) Çalışırken önemli olduğunu düşündüğün şeylerin altını çizme! Not al! Altını çizmek çalıştıklarını akılda kalıcı yapmaz.
2) Çalıştığın şeyin zor olduğunu en başıntan kabullenerek çalış! Hiçbir şeyi öğrenmek çok kolay değildir. Eğer çalışman gereken birkaç konun varsa, zor olandan başla! Zor diye en sona bırakma.
3) Yapacaklarını sıkıştırma, son ana bırakma! Aralıklar halinde çalış! Üstünden her geçtiğinde daha iyi öğreneceksin.
4) Aldığın geri bildirimlere açık ol! Eleştirileri hoşgörü ile kabul et çünkü asıl onlar geliştirir seni. Zayıf olduğun tarafları öğren! Zayıflıklarının farkında olmak, onların üzerinde daha çok çalışma fırsatı verir.
5) Başarmakta ısrarcı ol! Sınırların olduğunu düşünüp geri adım atma.
Öğrenmenin tabii ki birçok yöntemi vardır. En iyi şekilde nasıl öğrenebiliyorsak bunu tespit edip hayatımıza uygulamak gerekir fakat gelin bir de ünlü bir tekniği deneyelim! Gerçekten işe yarar bir teknik. “Feynman Tekniği”.
Prof. Richard Feynman bir şeyi iyi öğrenebilmenin yolunun onu öğretmekten geçtiğini savunur. “Bir şeyi basit bir şekilde açıklayamıyorsan, onu yeterince anlamamışsın demektir.”
Yani kısaca “Öğrenmek için öğret!”
İşte bu tekniğin 4 ana stratejisi var.
1) Öğrenmek istediğiniz konuyu belirleyin ve o konu üzerine çalışmaya başlayın.Konu hakkında bildiğiniz her şeyi bir sayfaya yazın ve ikinci bir sayfa açıp öğrendiğiniz her yeni şeyi tek tek bu sayfaya ekleyin.
2) Konuyu hiç bilmeyen birine anlatır gibi anlatın.
Üzerinde çalıştığınız konuyu bir sınıfta ders verir gibi anlatmayı deneyin. Bunu yaparken olabildiğince basit ifadeler kullanın. Sadeleştirme konuyu sizin için de anlaşılması kolay hale getirecektir.
3) Takıldığınız noktada kaynaklara geri dönün.
Konuyu anlatırken basitleştiremediğiniz, ilişki kuramadığınız noktalar olursa kaynaklara dönüp o kısmı tekrar çalışın. Böylelikle nerede eksiğiniz olduğunu da farketmiş ve telafi etmiş olursunuz.
4) Basitleştirin ve örneklendirin.
Konuya hakim olduğunuzu hissedene kadar bu süreci tekrarlayın. Yalın bir dil, kendi cümleleriniz ve kendi tecrübelerinizden örneklerle süslenmiş bir anlatım konuyu öğrenmenizi ve detayları anımsamanızı kolaylaştıracaktır
Yorumlar (0) Yorum Yap