Başkalarından Beklemekten Vazgeçmeniz Gereken 7 Şey

Hiç kimse bu hayata bir başkasının beklentilerini karşılamak üzere gelmez. Hatta, en büyük hayal kırıklıkları genellikle yersiz beklentilerden kaynaklanır. Başkalarından bir şeyler beklemek ve onların beklentilerini karşılamaya çalışmak, sizin ve onların hayatını daha da zora sokmaktan başka bir işe yaramaz. Her birimiz kendi hayatımızdan sorumluyuz ve verdiğimiz kararlar da bizim hayatımızı ilgilendirir. Yaptığımız seçimlerden, verdiğimiz kararlardan pişman dahi olsak unutmayın ki “Benim seçimimdi, benim pişmanlığım oldu.” demek varken “Bunu senin yüzünden seçtim, senin beklentilerini karşılamak için pişman oldum.” demek kimsenin tercihi olmayacaktır.

İşte bu noktada başkalarından beklemeyi acilen bırakmanız gereken 7 şey!

Mutlu olmayı hak ediyorsunuz. Uğruna heyecanlandığınız bir hayatı yaşamayı hak ediyorsunuz. Yaptığınız seçimlerde, verdiğiniz kararlarda başkaları sizinle aynı fikirde olmak zorunda değil! Onların illa ki sizin gibi düşünmesini beklemeyin. Böyle düşünmezlerse kendinizi mutsuz hissetmeyin. Nasıl mutlu oluyorsanız, sizin için neler daha doğruysa onu yapın. Herkesin aynı düşünmesini beklemek zaten sağlıklı bir durum değildir.

Asıl güç içinizde, ruhunuzdadır; kaslarınızda değil. Kendi benliğinize güvenin ve kendinize saygı duyun. İnsanlara karşı iyi olmak çok önemlidir; fakat asıl önemlisi kendinize karşı iyi olabilmektir. Çünkü kendinizi sevdiğiniz, saygı duyduğunuz ve değerli hissetiğiniz ölçüde iyi bir sevgili, eş, arkadaş olursunuz.

Kendinizi değersiz, sevilmeyen kişi olarak hissettiğiniz durumlar olabilir. Ama unutmayın ki başka birilerine karşı oldukça değerli birisinizdir. Zamanınızı size değer veren insanlarla harcayın. Her zaman hayatınızda sizi eleştiren insanlar olacaktır, onlara sadece gülümseyin ve hayatınıza devam edin. Sizi “farklı” olduğunuz için eleştirenler de olacaktır. “farklı” olmanız sizi siz yapar, ve bu oldukça harika bir şey! Unutmayın hayatınızdaki doğru insanlar sizi zaten bu yüzden sevecektir.

Başkalarını sevmek ve saygı duymak onları olduğu gibi kabul etmek demektir. Başkalarını kafamızda canlandırdığımız kalıplara göre sevemeyiz. Bir insanı yakından ve çok iyi tanımak oldukça zordur ve uzun bir süreç gerektirir. Onları yakından tanıdıkça dış görünüşleri anlamsızlaşır ve içlerinde sakladıkları gerçekliği görmeye başlarız. İnsanları olduklar gibi kabul edin ve öyle sevin, onları kalıplara sığdırmaya çalışmayın.

İnsanlar beyninizi okuyamaz. Eğer onlara nasıl hissettiğinizi ya da ne düşündüğünüzü söylemezseniz, bunu bilemezler. Kahkahalarınız, içinizdeki gözyaşlarınızı saklıyor olabilir; bunu anlamadıkları için kimseyi suçlamayazsınız. Beğendiğiniz kişi, siz ona söylemediğiniz takdirde bunu anlayamaz. Ya da patronunuz maaşınıza zam istediğinizi siz söylemden bilemez. İnsanların aklınızdan geçenleri okumasını beklemeyin ve basitçe ne istediğinizi onlara söyleyin.

Biri hakkında hoşlanmadığınız bir şeyler varsa, kartlarınızı açık oynayın ve ona bunu direkt söyleyin. Fakat hiç kimseden birden bire değişmesini beklemeyin! Dürüst olmak gerekirse insanlar genellikle değişmez; bu yüzden ya onları bu özellikleriyle kabul edin ya da yaşamınıza onlarsız devam edin.

Herkes benzer hayalleri kurar, benzer zorluklar yaşar ve benzer ihtiyaçlara sahiptir hayatta. Kimse devamlı iyi hissedemez, bunu hissetmek zorunda da değildir. Başkalarından devamlı “iyi” olmalarını bekleyemezsiniz, dertleri olduğunu ve bunların onu mutsuz edip sıkıntıya sokabileceğini aklınızdan çıkartmayın.

Beklentileri hayatınızdan olabildiğince uzaklaştırmaya çalışın. Başkalarından bir şey beklemek, başkalarının beklentilerini karşılamak sizin hayattaki önceliğiniz olmasın. Kendi isteklerinize odaklanın ve hayatınızı bu doğrultuda yaşayın. Unutmayın ki yaşadığınız hayat sizin ve bu hayat, başkalarının beklentilerini karşılamak uğruna ziyan edilemeyecek kadar da değerli!