Trekking, trek kelimesinden gelir. Trek, genellikle yaya olarak uzun ve zorlu bir yolculuğa çıkmak anlamındadır. Yani herhangi bir modern ulaşım aracı kullanmadan doğada yürümek diyebiliriz. Trekkingin en önemli özellikleri neler, trekking yapmak için neye ihtiyacınız var, hiking (yürüyüş) ve trekking arasındaki temel farklar neler, trekkinge yeni başlayanlar için bilinmesi gerekenler ve Türkiye’deki en popüler trekking rotaları… Trekkinge dair okuyabileceğiniz en kapsamlı yazı, trekking deneyiminizi daha eşsiz kılmak için yazıldı.
Trekking Nedir?
Trekking İngilizceden Türkçeye geçmiş bir sözcüktür.
Türkçe anlamı doğa yürüyüşü manasına gelir. Doğada, dağlarda, erişilmesi zor alanlarda sıklıkla yapılan trekking sadece bu alanları değil, diğer arazi türlerini ve tüm seviyelerdeki yürüyüş programlarını da aslında kapsar. Trekking ruhu, alacakaranlıkta çadırınızı kurmak, yıldızlara bakmak için zaman ayırmak, her gün yeni manzaralar keşfetmekle ilişkilidir. Trekking bir sebep olabilir, bir taahhüt, bir amaç, bir hedef, bir misyon, bir parti, bir sosyal buluşma olabilir.
Trekking dayanıklılığı ölçer, zorludur.
Trekking, kişinin yeteneğini, dayanıklılığını, hem zihinsel hem de psikolojik kapasitesini test ettiği için yürüyüşten daha zorludur. Trekking yapmanın pek çok farklı yolu vardır ve trekking kültürü ülkeden ülkeye değişiklik gösterebilir. Genellikle nispeten bozulmamış vahşi alanlardaki patikalarda gerçekleşir. Nepal’de, yerli ve yabancı turistler arasında trekking oldukça popülerdir . Ünlü trekking alanlarının çoğu, Himalaya’da harika bir deneyim yaşatır.
Trekking’in önemi nedir?
Trekking iki farklı açıdan görülebilir: yoğun bir egzersiz ya da harika ve eşsiz bir öğrenme deneyimi. Şahsen, yürüyüşüm sırasında öğrenebileceğim her şeyi öğrenmek isterim. Trekking’de farklı zorluklarla ve belirsizliklerle yüzleşmek zorundayız, bunların üstesinden gelerek bilgimizi, deneyimimizi ve dünya anlayışımızı geliştirmemize izin veriyoruz.
Trekking’in en önemli özelliklerinden bazıları şunlardır:
- Kondisyon geliştirmek
- Stresi azaltmak
- Sosyal ilişkileri geliştirme
- Beceri geliştirme
- Kültürel anlayış
- Yaban hayatı tanıma
- Heyecan ve adrenalin
- Doğayı tanımak ve anlamak
- Etkileşim beceri geliştirmek
- Zihinsel ve bedensel rahatlamayı sağlamak
- Dayanıklılık artırmak
Trekking ve hiking (yürüyüş) arasındaki fark nedir?
Biraz lise makalesi tadında bir yazı olma riskini göze alarak, bu yazının sonunda varacağımız sonuç, yürüyüş ve trekking’in aşağı yukarı aynı şey olduğudur. Bununla birlikte her terime bağlı bazı farklı çağrışımlar vardır. Trekking’in yürüyüşten biraz daha zorlu olduğu biliniyor mesela.
Ancak trekking’te daha fazla zamana ve daha iyi bir organizasyona ihtiyacınız var. Trekking ve yürüyüş arasındaki temel fark budur. Ayrıca doğa yürüyüşünün “yürüyüş”, trekkingin ise “yolculuk” olarak nitelendirilmesi, trekkingin basit bir yürüyüşten daha fazlası olduğunu gösterir.
Günümüzde yürüyüş ve trekking terimleri biraz daha farklı anlamlar kazanmıştır. Bir kişi yürüyüş yapmaktan bahsediyorsa, genellikle keyifli bir günlük yürüyüşten veya o kadar da stresli olmayan birkaç günlük yürüyüşten bahsediyordur. Yürüyüşler birkaç saati içerebilir ve aynı gün içinde otelinize veya evinize dönebilirsiniz. Yürüyüş zaten günlük yapılan bir aktivite olarak kabul edilir.
Bu arada trekking hakkında konuşurken akıl genellikle ormanlara veya daha maceralı daha zorlu yürüyüşlere gider. Annapurna Pisti, Everest Ana Kampı veya Kolombiya’daki Sierra Nevada de Santa Marta ormanındaki Kayıp Şehir olan Ciudad Perdida’ya tırmanış gibi.
Trekking sırt çantasıyla gezilen bir yolculuk anlamını da taşır aslında. Bazı seyahat şirketleri, trekking kelimesini birkaç günlük yorucu maceralardan bahsetmek için kullanır. Genel olarak birisi evden uzakta bir aktivite yapıyorsa, ülkeden ülkeye şehirden şehire, ormanda, dağda yapıyorsa buna trekking demek daha doğru olabilir.
Süre, trekking ve hiking arasındaki en belirgin ayrımlardan biridir.
Trekking genellikle en az iki gün sürer. Ancak bundan daha uzun da sürebilir. Daha sık trekking yapan insanların akıllarında bir varış noktası yoktur. Bu hedefe ulaşmayı arzuluyorlar ve her trekking gezisinde binlerce kilometre yürüyebiliyorlar. Hiking ise trekkinge göre daha kısa sürelidir. Birisi yürüyüşe çıktığında, bu çoğu durumda birkaç saatlik uzun bir yürüyüş, hatta bütün bir gün yürüyüş demektir.
Trekking ve yürüyüş arasındaki diğer bir fark arazi türüdür.
Yürüyüşçüler genellikle işaretlenmiş yürüyüş parkurlarını kullanır ve insanların keşfetmek istediği dağlardan, ormanlardan, tepelerden veya diğer doğal ortamlardan geçer. Buna karşılık, trekking yolculukları her zaman işaretli parkurlarda değildir ve genellikle dağlar, yollar, kumsallar, ormanlar ve çok daha fazlası gibi keşfedilmemiş doğadan geçer. Bu yönüyle trekking daha fazla özgürdür. Çünkü yürüyüşçüler parkurlara ve işaretlere uymazlar. Bu sayede bozulmamış doğayı görürler.
Trekking ve yürüyüşü ayıran diğer bir özellik konaklamadır.
Daha önce bahsedildiği gibi, yürüyüş de bir gecelik deneyim olabilir. Bu durumda bile, taban genellikle tek bir yerdir. Örneğin, insanlar bir dağ kulübesinde kalırlar ve her gün farklı bir zirveye yürüyüşe çıkarlar, her zaman dağ kulübesine geri dönerler.
Trekking yapan insanlar daha önce bulundukları yere bir daha geri dönemezler. Yolculukları belirli bir varış noktasına odaklanır. Yürüyüşçüler her mola verdiklerinde farklı bir konaklama biriminde kalırlar. Yürüyüş rotasına ve hava şartlarına bağlı olarak otel, pansiyon, dağ çadırı veya başka bir konaklama türü olabilir.
Trekking ve hiking’i, kullanılan ekipmanlar da birbirinden ayırır.
Yürüyüş ve trekking için gerekli olan ekipmanlar mantıken aynı olamaz. Bir yürüyüşte yalnızca temel araçlara ihtiyacınız olacak – iyi ayakkabılar veya botlar. İkincisi, dağlık arazi için uygun olmalıdır. Hava veya sıcaklıktaki ani değişikliklere dayanabilecek uygun kıyafetleri ve su, yiyecek ve diğer ihtiyaçlarınızı koyduğunuz bir sırt çantasını unutmayın.
Doğa yürüyüşlerinde pusulaya veya haritaya gerek yoktur.
Çoğu zaman, yürüyüş parkurları işaretlenir ve nereye gitmeniz gerektiğini ve mevcut konumunuzdan ne kadar uzakta olduğunu gösteren işaretler vardır. Trekking söz konusu olduğunda durum farklıdır. Trekking için biraz daha fazla ekipmana ihtiyacınız olacak. Bir harita veya pusula ile başlayarak, uyku tulumları, uyku matları, su geçirmez ceketler, bastonlar, nefes alan ve hızlı kuruyan çok amaçlı giysiler vb. gibi uzayan bir listeye ihtiyacınız olabilir.
Trekking ve hiking arasındaki belki de en önemli fark zorluktur.
Trekkingin farklı bir çaba gerektirdiğini biliyorsunuz. Durmadan günlerce yürümek fiziksel hazırlık ve eğitim gerektirir. Çok zaman alan, farklı alanlardan geçen ve zihinsel ve fiziksel hazırlık gerektiren bir aktivitedir. Öte yandan, yürüyüş bir boş zaman etkinliğidir.
Daha önce yürüyüş yapmamış olsalar bile birçok kişi tarafından yapılabilir. Yürüyüş ile fiziksel yetenekleriniz için doğru yolu seçmek de daha kolaydır. Sık yürüyüş yapmıyorsanız ve eşiğinizin düşük olduğunu düşünüyorsanız, kolay veya orta zorlukta bir parkur seçebilirsiniz.
Guinness rekorlar kitabına yürüyerek girebilirsiniz.
Guinness’in Kuzey Kutbu’na en hızlı yürüyüş rekorunun 41 gün, 18 saat ve 52 dakika sürmesi ilginç bir gerçektir. Yürüyüş yolunun uzunluğu 785km’ydi. Bu, sınırlarınızı zorlamaya istekli olduğunuzda trekkingin ne kadar zorlu olabileceğini mükemmel bir şekilde açıklıyor.
Hala okuyorsanız, yürüyüş ve trekking arasında tek bir fark olmadığı konusunda bir fikriniz var.
Trekking’in Riskleri ve Alınacak Önlemler
Trekking heyecan verici olsa da trek seçiminize bağlı olarak büyük riskler taşır. Size verilen talimatı izlerseniz risk en aza indirilebilir veya önlenebilir.
Susuzluk, sivrisinekler, yaban hayatı…
Beklenmedik hava değişikliği, yaban hayatı, kötü zemin, güneş yanığı, susuzluk, sivrisinekler, kurtarılamama, irtifa hastalığı. Bu risklerden kaçınmak için en kötüsüne hazırlıklı olmalısınız. Kötü havalarda hayatta kalmak için teçhizat ve kıyafet getirin. Yürüyüşünüz sırasında vahşi yaşamı çekmeye çalışmayın. Büyüleyici olabilirler ama size bazı istenmeyen sorunlar getirebilirler.
Ayakkabı seçimi hayati önem taşıyor.
Dağlık bölgeler trekking için ideal olsa da her ayakkabı ve ekipman bu bölgeler için uygun olmayabilir. Mutlaka güvenilir ayakkabı ve ekipman malzemeleri kullanın. Yürüyüşün ardından ayağınızda ve bacaklarınızda ağrı ve sıkıntı yaşamamak için bu oldukça önemli bir detay. Eğer sıcak havada yürüyüş yapacaksanız mutlaka güneş kremi kullanmalısınız ve yanınızda su bulundurmalısınız. Ne kadar çok su içerseniz o kadar verimli bir yürüyüş olacaktır.
Vücut yeteri kadar sıvı tüketmeli.
Dağlık alanlar her zaman soğuktur ve böyle havalarda insanlar susuzluk hissetmezler ancak vücudunuzun ihtiyaç duyduğu sıvı miktarının karşılanması gerekir. Sivrisinekler yürüyüşünüz sırasında çok tehlikeli olabilir çünkü bazen sivrisinekler tarafından ısırılabileceğiniz çadırlarda kalabilirsiniz. Bunu önlemek için cildinizin açıkta kalan tüm bölgelerine sivrisinek kovucu krem sürmeniz yeterlidir.
Trekkinge başlamadan önce mutlaka rotanız hakkında birilerini bilgilendirin.
Yürüyüşünüze devam etmeden önce düşünmeniz gereken en önemli şey, bir locadaki görevliler gibi, yürüyüş sırasında karşılaştığınız insanlara bazı bilgiler vermektir. Oradan ne zaman döneceğinizi onlara söylemelisiniz. Başınız belada olduğunda kurtarılmanız gerektiğini bilen biri olmalı. Yüksek irtifaya çıkarken, irtifa hastalığı için gerekli ilaçları getirmelisiniz. Ne kadar deneyimli yürüyüşçü olursanız olun, her zaman hastalanma ihtimaliniz vardır.
Şimdi hazırsanız, trekking 101…
İnsanlar en yüksek zirvelere, en soğuk noktalara, en sık ormanlara ve vahşi doğaya basit bir yürüyüşle ulaştılar, bunu unutmayın.
Trekking’in özü de budur. Kulağa oldukça basit gibi gelen, uzak bölgelerde yaya olarak yapılan bir yolculuk olarak tanımlansa da aslında bunu yapmak çok fazla hazırlık ve planlama gerektiriyor. Bir gün uyanıp 5 günlük uzun bir trekking gezisine çıkamazsınız. Hayattaki her şey gibi en baştan başlamalı ve yavaş yavaş ilerlemelisiniz. Ama nasıl başlamalı, değil mi? Konfor alanınızdan çıkmak ve el değmemiş doğada biraz huzur ve heyecan bulmak istiyorsanız, doğru yerdesiniz. Çünkü yeni başlayan biri olarak bunu nasıl başarabileceğinize dair kapsamlı bir rehber oluşturduk.
1. Adım: Mevcut fiziksel durumunuzu analiz edin.
Her şeyden önce, yürüyerek uzun yolculuklara çıkmak için fiziksel olarak hazırlıklı olmalısınız. En iyi donanıma ve en iyi plana/rotaya sahip olabilirsiniz. Ancak fiziksel olarak yolculuğun üstesinden gelemiyorsanız, hepsi boşunadır. Trekking ile başlamakla ilgileniyorsanız, ilk parkurunuza ayak basmadan önce bazı hususların dikkate alınması gerekir.
Yavaş yavaş başlamak önemlidir. Öncelikle, vücudunuzun fiziksel aktiviteye nasıl tepki verdiğini görmek için yakındaki bir tepeye çıkarak mevcut fiziksel hazırlığınızı analiz edin. Kötü durumda olmanın tipik belirtilerini fark ederseniz, çalışmaya başlamak ve ilerlemeyi ölçmeye başlamak daha iyidir. Trekking yolculuğunun gerçek rotasını planlamaya başladığınızda, vücudunuzu ve onun sınırlarını tanımak çok önemli olacaktır.
2. Adım: Pratik yapmaya başlayın.
Gerçekçi hedefler belirlemek ve yeteneklerinizi abartmaktan kaçınmak, gelecekteki seyahatlerinizin emniyeti ve güvenliği söz konusu olduğunda önemli bir rol oynayabilir. Ayrıca kaslarınızı güçlendirmek kötü bir şey değil. Çünkü günde birkaç saat kendi sırt çantanızı taşımak kolay bir iş değil.
Ancak trekkinge hazırlanmanın en iyi yolu aslında yavaş başlayıp yavaş yavaş ilerlemek. İlk önce yürüyüşle başlayabilirsiniz. Güzel bir hava dönemi seçin. Daha sonra çok soğuk veya çok sıcak hava koşullarına hazırlanabilirsiniz ama başlangıçta orta düzeyde bir hava ayarlayın. Kayalık patikalar veya çamurlu kısımlar gibi zorlu arazilere sahip olmayan bir rota seçin.
3. Adım: Trekking için bir grup veya arkadaş bulun.
Deneyimli bir grup veya daha önce trekking yapmış bir arkadaş vücudunuzu ne kadar zorlayabileceğinizi, ne zaman dinlenmeye ihtiyacınız olduğunu, farklı hava şartlarında ve durumlarda nasıl davranacağınızı daha iyi tahmin edebilir. Doğa yürüyüşüne çıkmadan önce tüm bunlara hazırlıklı olmanız ve her şeyi araştırmanız gerekse de, bazı şeyler deneyim ve pratikle gelir. Ne yaptığını bilen insanların yanınızda olması sizin için büyük bir avantaj olabilir.
Fiziksel hazırlığın ötesinde ciddi bir planlamaya ihtiyacınız var.
İlerlemeniz size iyi bir hazırlık yapıldığının açık işaretlerini gösterdiğinde, yolculuğu planlamaya başlamanız önerilir. Daha önce de belirttiğimiz gibi nispeten evinize yakın olan trekking rotasını seçmeniz önerilir. Daha çok daha büyük bir yolculuk için, çevreyi ve kendinizi tanımak için bir pratiktir. Nerede planlıyor olursanız olun, her yolculuk için bazı ortak özelliklerin dikkate alınması gerekir.
Ayrıca özellikle yüksek rakımlarda (çoğunlukla Himalayalar ve Güney Amerika Cordilleras’ta bulunur), trekking yapılacak noktaların çoğunun bulunduğu 4000 metre yükseklikte havadaki oksijen miktarı %40 daha düşüktür. Bu nedenle, kendinizi böyle bir ortama hazırlamak için iklimlendirme testleri yapmanız önerilir.
Düz arazide başlayan trekkinge yeni başlayanlar için günde yaklaşık 15-20 km gerçekçi bir hedeftir. Yokuşu fazla olan bir araziyi seçmeye başladığınızda 10-15 km yeterlidir. Bundan sonra kendi hızınızı bulabilirsiniz.
Kendinize iyi bakın, elden ayaktan düşmeyin…
Aynı anda birden fazla gün yürüyüş yapabilmek için kendinize iyi bakmalısınız. Seyahate çıkmadan önce iyi dinlendiğinizden ve yolculuk sırasında iyi uyuduğunuzdan emin olun. Su toplamalarını, kesikleri, morlukları, iltihapları vb. tedavi etmek için gerekli tüm şeyleri içeren ilk yardım çantalarını taşıyın.
Kısa ama sık sık mola vermelisiniz
Mola verme söz konusu olduğunda, kısa ama daha sık molalar vermeyi hedeflemelisiniz. Özellikle yeni başlayan biriyseniz. Yürüyüşün her saatinde iyi bir mola oranı beş dakikadır. Bu süre zarfında çok fazla yemeyin veya içmeyin, bunun yerine ana yemek için büyük bir mola verin. Günlük yürüyüş mesafesini aşırıya kaçmayın. Günde 5-6 saat aktif trekking yapmak yeterlidir.
Ve son olarak iyi eğlenceler!
Tüm bu yazı, doğru planlanmış ve olabildiğince verimli bir trekking için yazıldı. Doğanın tadını çıkarın, derin nefes alın, hayvanları gözlemleyin ve telefonunuzun bağlantısını kesin. Bu hepimizin çok fazla yaptığı bir şey ve interneti birkaç gün görmezden gelirseniz hiçbir şey kaçırmazsınız. Karşılaşabileceğiniz diğer insanlara ve en önemlisi ziyaret ettiğiniz doğaya karşı saygılı olun. Ortalıkta çöp bırakmayın, doğaya ve karşınıza çıkan hayvanlara zarar vermeyin. Trekkinge yeni başlayanlar için konuşabileceğimiz daha binlerce konu var ama bunlar her trekkinge yeni başlayanın bilmesi gereken temel bilgiler.
BONUS: Türkiye’deki en popüler trekking rotaları: Likya yolu, Kaçkar Dağları, Ballıkayalar Tabiat Parkı, Sülüklü Göl, Kapadokya, Ihlara Vadisi, Frig Vadisi, Macahel Yaylası, Bafa Gölü, Bolkar Dağları, Hitit Yolu, Aladağlar, Kaz Dağları…
Yorumlar (0) Yorum Yap