Et yemenin, yalnızca iklim değişikliği üzerinde değil birçok çevre sorunu üzerinde ciddi etkisi bulunuyor.
Araba kullanmak yerine otobüse binmek ya da geri dönüşüme destek olmak gezegende yarattığımız sorunları bir nebze de olsa azaltmak için atılacak güzel adımlardan, evet. Ancak bilim insanları, geldiğimiz şu durumda giderek daha derin bir yaşam tarzı değişiminin gerekli olduğunu işaret ediyor ve bunlardan birinin de çok daha az et yemek olduğunu söylüyorlar.
Geçtiğimiz yıl yayımlanan bir araştırma, özellikle sığır eti ve domuz eti yemenin çevreye olan ağır etkisinin altını çizdi.
Tarım arazilerinin büyük çoğunluğunu et ve süt ürünleri endüstrisinin işgal etmesine rağmen, bu ürünler tüm gıda kalorilerinin sadece %18’ini ve toplam proteinin yaklaşık üçte birini oluşturmakta. Sizce de bu, çevreye yüklenen çok büyük bir maliyet değil mi?
Hayvancılığın neden olduğu ormansızlaştırma ve gübre kullanımından kaynaklanan metan gazı emisyonları tüm dünyadaki otomobiller, kamyonlar ve uçaklar kadar sera gazı emisyonu yaratmaktadırlar. Et endüstrisi uygulamaları, hayvanların kitlesel yok oluş riskini artırmanın yanı sıra akarsular, nehirler ve nihayetinde okyanus ve denizler üzerinde önemli kirliliklere sebep olmaktadır.
Peki, et yemenin gerçek maliyeti nedir?
Bilim insanları, tehlikeli iklim değişikliklerinden kaçınmak için et tüketiminde büyük düşüşlerin gerekli olduğu konusunda tüm insanlığı uyardılar.
Batı ülkelerinde sığır eti tüketimi %90 oranında düşmek zorunda kalırken, bunun yerine beş kat daha fazla fasulye ve bakliyat tüketildi. Uzmanların görüşlerine göre domuz eti, süt ve yumurta tüketiminin de 2050 yılına kadar keskin bir şekilde azalması gerekecek.
Araştırmacılar, küreselliği korumaya yardımcı olmak için “esnek” bir diyete küresel bir geçiş yapılması gerektiğini belirttiler. Bazı savunucular ise insanları diyetlerinden biftek ve domuz pirzolasını çıkarıp diyetlerine böcek eklemeye teşvik ettiler. Vejeteryanlığın laboratuvarlarda yetişen etler yoluyla ilerlemesi ve Impossible Burger gibi vegan ikame edicileri bilim insanları tarafından önerilen bu diyete geçişi kolaylaştırabilir.
Değişim hangi şekilde olursa olsun, 2019’un çökmüş küresel gıda sisteminin elden geçirilmesinde kilit bir yıl olacağı ümidi var.
Yorumlar (0) Yorum Yap