Kadın bilim insanları, bilimsel bilgi birikiminin ilk safhalarından bugüne dek çalışmalarıyla tarihe yön vermeyi başarmıştır. Her ne kadar bilimsel bilgi erkeklerin egemen olduğu bir alan olarak görülse de aslında durum tam tersine işaret ediyor. Bilimsel bilgi ve bu bilginin üretildiği alanlar tarih boyunca erkeklerin kontrolü altında kalmıştır. Bu alanlar kimi zaman kadınlara tamamen kapalı kim zamansa ayrımcılıkların uygulandığı sert giriş koşullarıyla şekillenmiştir. Her alandan farklı bilimsel yetkinliklere sahip pek çok kadın tarihin belirli dönemlerinde bu ayrımcılıklara maruz kalmıştır.
Lakin bu durum kadın bilim insanlarının bilimsel bilgi üretimine ve kendilerine duydukları güveni kaybetmelerine yol açmamıştır. Sayısız kadın bilim insanı, bilime yön vererek tarihin akışını değiştirecek yeniliklere yön vermiştir. Günümüzde bilim insanı denildiğinde aklımıza erkeklerden oluşan bir liste geliyor olsa da durum daha farklı. Kadınlar bilimsel bilgi üretirken aynı zamanda ayrımcılıkla da mücadele ederek günümüzde büyük kazanımların sahibi oldular. Bu yazı başlığımız kendini, hayatı ve bilimi değiştiren kadınların yaşamlarını konu alacak. Fazla vakit kaybetmeden bilime yön veren kadınları tanımaya başlayalım.
Kadın Bilim İnsanları
1) Hypatia: Kadın Bilim İnsanlarının Öncüsü
Kadın bilim insanlarının bilimsel yolculuğu şüphesiz Hypatia ile başlamıyor. Lakin Hypatia ismi kadın bilim insanları için hem öncü bir mihenk taşını hem de sorumluluk duygusunu temsil ediyor diyebiliriz. Bilimsel bilgiye, bu bilginin üretimine ve farklı insanlara aktarımına Hypatia oldukça önem veren bir isimdir. Tarihin ilk kadın pozitivistleri arasında yer alan Hypatia, doğayı, mantık ve gözlem ile açıklamaya çalışmıştır. MS. 370-415 yılları arasında yaşamını sürdüren bilim ışığı Hypatia, hem bir filozof hem de bir astronomdur. Çalışmaları bu iki alanla da sınırlı kalmaz Hypatia’nın. Atina Akademisi bünyesinde Yeni Platoncu grubun önde gelen isimleri arasında da yer alır.
Yaşamının büyük bölümünü İskenderiye’de bilimsel bilgi üretimi ile geçirdiği bilinmektedir. Çalışmaları ve etkilediği insanlar öylesine artar ki şehirdeki muktedir erkeklerin hedefi haline gelir. Bilimsel bilgiye duyduğu sadakat ile düşüncelerinden vazgeçmeyen Hypatia, kıptî yobazlar tarafından öldürülür. Bugünse ismi unutulmayan, hangi alanda olursa olsun bilimsel bilgi üretimine devam eden kadınların öncüsü olmaya devam etmektedir. Hypatia’nın aritmetik ve konikler üzerine yaptığı çeşitli çalışmalar ise bilime sunduğu önemli katkılar arasında yer almaktadır.
2) Marie Curie: Nükleer Bilimin Öncü Kadını
Kadın bilim insanları denildiğinde hiç şüphesiz akla gelen ilk isimlerden birisi Marie Curie olacaktır. Bunun sebebi Curie’nin yaşadığı döneme vurduğu damganın ötesinde bir noktaya işaret eder. Curie’nin yaptığı çalışmalar ve yön verdiği alanlar günümüzde hala geçerliliğini büyük ölçüde korumaya devam etmektedir. Başlıkta da belirttiğimiz gibi Marie Curie bir kimyager ve fizikçi olarak tanınmaktadır. Aynı zamanda nükleer bilimin filizlerinin bilimsel toprağa düşmesini sağlayan kişi olduğunu da ekleyelim. Geçmişten günümüze dek kullanılagelen ve kanser tedavisi alanında yer etmiş radyoterapi yine Curie’nin çalışmalarından esinlenilmiştir.
1934’teki ölümüne dek çalışmalarına ara vermeden devam eden Curie, bilime katkı sağlamak adına yoğun radyasyona maruz kalmıştır. Yaşamını yitirmesi de bu nedenle olmuştur fakat günümüzde belki de milyonlarca hayat onun buluşları sayesinde tedavi imkânına sahip olmaya devam ediyor. Marie Curie aynı zamanda iki farklı alanda Nobel Ödülü kazanan ilk kadın olarak tarihe geçmiştir. Tam da bu başarısı sebebiyle tarihe yön vermiş kadın bilim insanları listemizin vazgeçilmezleri arasında yer aldığını söyleyebiliriz.
3) Ada Lovelace: Yakınsa Devriminin Öncü Matematikçisi
“Convergence Culture” olarak da bilinen Yakınsa Devrimi’nin öncülerinden birisi şüphesiz Ada Lovelace ismidir. Günümüz bilgisayar teknolojilerinin ve dijital teknolojilerin ilk adımlarını atan insanlar arasında yer alır Lovelace. Hazırlamış olduğu algoritmalar sayesinde günümüzde kullandığımız bilgisayarların en küçük yapı taşını ve ilkel halini tasarladığını söyleyebiliriz. 19. yüzyılın ilk dönemecinde yaşamını sürdüren Lovelace, çalışmaları sonucunda analitik bir makine tasarlamayı başarır. Bu başarı hem icadını hem de Lovelace’ın adını günümüze kadar getiren devrim niteliğinde bir buluşa dönüşür.
Bilimin erkeklerin alanı düşünüledursun, Lovelace gibi isimlerin varlığı bu yargıyı yırtıp atmaya devam ediyor. Charles Babbage’ın Analitik Motor çalışması üzerine kendi çalışmalarını yürütmüştür Lovelace. Bu sayede ilk kez bir makinenin fonksiyonları ve motoru hakkında algoritmalar üreten kişi olarak bilinir. Tarihin ilk bilgisayar programcısı daha doğrusu yazılımcısı desek yanılmış sayılmayız. 19. yüzyıl gibi kadınların her alandan dışlanmaya devam ettiği bir dönemde bunları başarmış olması ise takdire şayan gerçekten. Lovelace günümüzde kadın bilim insanlarına umut ve örnek olmaya aynı şekilde devam ediyor.
4) Janaki Ammal: Botaniğe Adanmış Bir Ömür
Janaki Ammal, 20. yüzyıla damgasını vurmuş ve botanik alanına yön vermiş kadın bilim insanları arasındadır. Yaşamı boyunca sitogenetik, bitki ıslahı ve fitocoğrafya gibi alanlara katkıda bulunmuştur. Ammal yalnızca bilimsel bilgi üretmekle kalmamış bu bilginin yaşadığı ülkenin ihtiyaçları doğrultusunda kullanılmasını da sağlamıştır. Özellikle şeker kamışı üzerine yaptığı çığır açıcı araştırmalar ülkesi Hindistan’da büyük ses getirmiştir. Pek çok alanda kullanılan şeker kamışı bitkisini ülkesinin ihtiyaçları uyarınca geliştirmeyi başarmıştır. Bu sayede Hindistan’ın şeker ithalat oranlarının da azalmasına katkı sağlamıştır.
C. D. Darlington ile birlikte hazırladıkları “Kültürlü Bitkilerin Kromozomlu Atlası” çalışması ise bitki çeşitliliği ve evrimi konusunda çığır açıcı olmuştur. Yaşamı boyunca üretkenliğinden taviz vermeyen Ammal, son nefesine dek doğa üzerine çalışmalar yürütmüştür. Çalışmaları yalnızca Hindistan sınırları ile kalmayıp Avrupa ve Asya’nın genelinde de rağbet görmüştür. Asya’da yetişen çeşitli çiçekli bitkilerin evrimsel izdüşümlerini takip eden çalışmalar da üretmiştir. Günümüzde Ammal’ın çalışmaları alana yön verdiği gibi genç kadın bilim insanlarının da güvenlerini artıran bir isim olmaya devam ediyor.
5) Rosalind Franklin: DNA Çalışmalarına Işık Tutan Bir Kadın
Kısacık yaşamında mucizevi başarılara imza atan bir bilim insanıdır Rosalind Franklin. 20. yüzyıl içerisinde üretilen bilimsel bilginin en dikkate değer kısımlarından birisine önderlik etmiştir. Günümüzde üzerinde sayısız araştırma ve çalışma yapılan DNA’nın ilk kez fotoğrafını çeken kişi olma özelliğini taşır. Günümüzde dahi sürmekte olan cinsiyet ayrımcılığından nasibini bir şekilde alan Franklin, ideallerinden vazgeçmeyen bir bilim insanına dönüşür. İngiltere’de başlayan eğitim yolculuğu boyunca çeşitli Avrupa şehirlerini gezerek uzmanlaşmaya devam etti. Aynı zamanda bu alandaki ilk büyük intihallerden birisi de yine Franklin’in erkek çalışma arkadaşları tarafından gerçekleştirilir.
Franklin’in tespit ettiği çift sarmal görüntüsü Maurice Wilkins tarafından James Watson ile paylaşılır. Ardından bu çalışma ekibi Nobel ödülünü kazanırken Franklin ise herhangi bir ödül ile ödüllendirilmez. Nitekim bu durumda kadınların çeşitli alanlarda maruz kaldıkları zorlukları bir kez daha önümüze sermiş oluyor. Franklin Nobel ödülünü kucaklamamış olsa da bilim komünitesi ve paydaşları tarafından bugün itibarı fazlasıyla teslim ediliyor. Rosalind Franklin ismi DNA ve genetik çalışmalarında genç bilim insanlarına ışık tutmaya devam ediyor.
6) Vera Rubin: Gökyüzünün Sırrını Anlamaya Çalışan Bir Kadın
Vera Rubin, astronomi ile ilgili önemli çalışmalara imza atan kadın bilim insanları arasındadır. Oldukça uzun süren yaşamına da sayısız çalışma sığdırmayı başarmıştır. Bu çalışmalar arasında en dikkat çekenleri “Galaktik Dönüş Problemi” ve “Karanlık Madde” üzerine yaptığı çalışmalardır. Rubin’in hayatı boyunca merakını kamçılayan temel itki, evreni bir arada tutan şeyin ne olduğu olmuştu. Bu nedenle karanlık madde üzerine yaptığı çalışmalara neticesinde 20. yüzyıl ve günümüzde süren çalışmalara kaynak olmayı başardı. 70’li yıllara gelindiğinde ise bilim alanında çığır açıcı şeyler olmak üzereydi.
Rubin, karanlık maddeye en yakın tespiti bu yıllarda yapacaktır. Günümüzde karanlık maddenin tam anlamıyla tanımı yapılamasa da Rubin’in çalışmaları doğrultusunda belli bir bilgiye sahibiz. Bu bilgi evrenin gizemini ve gideceği noktayı tahmin edebilmemiz açısından büyük bir imkân sunmaya devam ediyor. Rubin bilimsel çalışmalarının yanı sıra kadın hareketinde öncü bir aktivist olarak dikkat çeken bir isimdir. Akademik alanda ve bilimsel kamuoyunda yaptığı konuşma ve sohbetler sırasında sıklıkla kadınların bu alanda öne çıkması gerektiğini yinelemiştir.
7) Chien-Shiung Wu: Teori ve Paradigmaya Yön Vermiş Bir Fizikçi
Chien-Shiung Wu’da tıpkı diğer alanına yön vermiş kadın bilim insanları gibi hakkı görmezden gelinen bir isimdir. Kendi ürettiği bilimsel bilgi doğrultusunda günümüzde Wu teorisi olarak bilinen çalışma ona aittir. Lakin yine de erkek meslektaşları tarafından ayrımcılığa uğramasına bu durum engel olmamıştır. Aynı zamanda ürettiği çalışmaları geliştiren kişiler Nobel ödülü kazanırken Wu bu ödüle layık görülmemiştir. Peki Wu’nun bilime katkısı tam olarak neydi? Fizik alanında bu kadar ün sahibi olmasını neye borçluydu? Wu, Enrico Fermi tarafından geliştirilen radyoaktif beta bozunması teorisini ileriye taşımakla bilinir.
Bu teoriyi doğrulamakla kalmayıp aynı zamanda geliştiren de ilk isim olarak tarihe geçer. Deneysel bir fizikçi olan Wu, Manhattan Projesi kapsamında da çalışan kadın bilim insanları arasındadır. Bu süreç boyunca radyoaktivite çalışmalarına da katkı sağlamayı sürdürmüştür. Tüm bu başarıların ardından “Fiziğin Leydisi”, “Çinli Curie” vb. lakapları kazanmıştır. Çin doğumlu olmasına rağmen Amerika’da tarihin en önemli ve prestijli alanlarında çalışarak ödüller kazanmayı da başarmış bir kadın bilim insanıdır.
8) Katherine Johnson: NASA’yı Etkilemiş Bir Kadın
Günümüzde NASA üst düzey prestije sahip kurumlar arasında yer alıyorsa Katherine Johnson’ın payı bunda büyüktür. Uzay mekiklerinin kalkış ve iniş hesaplamaları başta olmak üzere sayısız çalışmaya imza atmış bir bilim insanıdır Johnson. Tabii ki NASA’da çalışan erkek çalışma arkadaşlarının ayrımcılığına maruz kalsa da yılmadan üretmeye devam etmiştir. Yörünge mekaniği alanı Katherine Johnson’ın başat çalışma alanları arasındadır. Kadın bilim insanları arasında hem etnik ve ırksal hem de cinsiyet ayrımcılığına maruz kalanlar içerisinde yer alır.
NASA bünyesinde siyah bir kadın olduğu için uzun süre dışlanmış ve çalışmaları engellenmeye çalışılmıştır. Katherine Johnson buna rağmen NASA’nın en önemli çalışmalarına imza atmasına liderlik etmiştir. Johnson’ın geliştirdi “Uzay Mekiği” programı sayesinde Apollo 11 ve Merkür Projesi gibi pek çok çalışma gerçekleştirildi. Katherine Johnson aynı zamanda olası bir Mars seyahati için çeşitli bilimsel raporlar hazırladı. Bu raporlar doğrultusunda günümüzde çeşitli çalışmalar sürmeye devam etmekte. Johnson’ın hayatı ve bilime kazandırdıklarına yakından bakmak için 2016 tarihli “Hidden Figures” filmine göz atabilirsiniz.
9) Flossie Wong-Staal: Virolojide Çığır Açan Bir Kadın
Flossie Wong-Staal, HIV ve AIDS çalışmaları konusunda çığır açan işlere imza atan kadın bilim insanları arasındadır. HIV virüsünü klonlamayı başarmasının yanı sıra virüsün gen haritasını da çıkaran kişi konumundadır. Çalışmalarının ilerleyen dönemlerinde ise temel kitli bir virüs testi yapılmasına aracı olmuştur. AIDS virüsünün 1970’li yılların ortasından bu yana toplumların en önemli krizlerinden birisi olduğu su götürmez bir gerçektir. Wong-Staal’ın çalışmaları bu anlamıyla azımsanmayacak bir değere sahiptir. Wong-Staal çalışmaları sırasında HIV virüsüne neden olabilecek belli başlı etmenleri araştırmıştır.
Bu çalışmaları şüphesiz viroloji ve moleküler biyoloji alanında devrim etkisi yaratmıştır. Wong-Staal aynı zamanda akademik alanın genişlemesine de katkı sağlamıştır. Sayısız yüksek lisans ve doktora öğrencisinin danışmanlığını yapmıştır. Wong-Staal’ın en önemli buluşlarından birisi ise HIV virüsünün bağışıklık sisteminin yanıtlarına göre şekil alabilmesini keşfetmesidir. Bu buluş virüsün sürekli bir şekilde mutasyona uğrayarak kendini yenilediğini de göstermiş oldu. Buradan hareketle Wong-Staal virüse karşı etkili anti-viral ilaçların üretilmesi konusunda da çalışmalar yapmaya devam etti.
10) Jennifer Doudna & Emmanuelle Charpentier: Biyokimyanın Çığır Açan İkilisi
Doudna ve Charpentier listemizde yer alan kadın bilim insanları arasında çalışmaları halen sürdürenlerden. Biyokimya alanında birlikte yürüttükleri çalışmalar her ikisinin de Nobel Ödülü kazanmasını sağlar. Peki bu başarılarının altında yatan itici güç nedir? Öncelikli olarak bilime adanmış bir ömür olduğunu söylesek yanılmayız. Ardından Doudna ve Charpentier’in birlikte geliştirdikleri CRISPR Cas9’a bu başarıyı borçlu olduklarını söyleyebiliriz. Bu buluş sayesinde hem pek çok hastalığın tanı ve tedavi süreci hızlanmış hem de gen düzenleme alanında önemli bir buluş gerçekleştirilmiştir. Olağanüstü bir teknoloji olan CRISPR Cas9’ın sadece insan genotipi için değil doğa içinde yararlı olacağı söyleniyor.
İnsan genetiğinde hücre terapisi, gen terapisi ve immünterapi için kullanılırken; tarımsal ilaçların geliştirilmesi konusunda oldukça etkilidir. Doudna ve Charpentier’in başarısı bilim insanlarının birlikte organize bir şekilde çalıştıklarında nasıl başarılı olabileceklerini de gösteriyor. Modern çağın kadın bilim insanları arasında yer alan ikilinin, sayısız bilim ödülü olduğunu da ekleyelim. Profesör Emmanuelle Charpentier’in de ifade ettiği gibi günümüz biliminin disiplinler arası ve sınırlar arası gidip gelmesi; belki de çağımızın en önemli uğraklarından birisini temsil ediyor.
11) Gladys West: Matematik İçin Dünya Dünya İçin Matematik
Gladys West, Dünya’nın şeklini matematiksel bir model ile şekillendiren ilk kişilerdendir. West’in bu çalışması günümüzdeki GPS teknolojilerinin de temelini teşkil etmektedir. West henüz 1960’lı yılların başında Pluton’ın Neptün’e yönelik düzenli hareketleri olduğunu kanıtlamaya çalışan bir projeye katılmıştı. İlerleyen yıllarda ise West, dünyanın şeklinin modellerini bir araya getirerek günümüz dijital takip sistemlerinin öncül çalışmasını başlatmış oldu. Tüm bu süreç boyunca matematiksel ve algoritmik hesaplardan yararlanan West, kendine özgü bir sistem yaratır.
Gladys West yaşamı boyunca sayısız başarıya sahip olan kadın bilim insanları arasında yer almaktadır. Bu başarıları kendisinin yolunu takip eden genç bilim insanlarına da örnek olmaya devam ediyor. Bilimin temel amaçlarının başında yer alan dünyayı daha iyi anlama çabasının da West tarafından çok iyi bir şekilde temsil edildiğini belirtmek gerekiyor. Matematiksel ölçümler doğrultusunda West, dünyanın hareketlerinin ve modellenmesinin daha iyi kavranmasına öncülük etmiştir.
12) Türkan Saylan: Bilime ve Çağdaşlaşmaya Adanmış Bir Ömür
Bilim alanına ve tarihe damga vurmuş kadın bilim insanlarını mercek altına aldığımız listemiz Türkan Saylan’sız olmazdı. Biz de bu nedenle hem Türkiye hem de dünya çapında bilime değerli katkılar vermiş Saylan’ı ele almak istedik. Her şeyden önce Türkan Saylan büyük bir bilim insanı ve cinsiyet eşitliği aktivisti olarak tarihe geçmiştir. Bunlarla birlikte Saylan, genç cumhuriyetin devrimlerinden faydalanan ve kendini bu devrimleri aktarmaya adayan birisidir. Henüz 1970’li yılların ortasında cüzzam hastalığı konusunda önemli çalışmalar yapmaya başlar Saylan. Dermatoloji alanında Türkiye’nin ve dünyanın yetiştirdiği en önemli bilim insanlarından birisi olması da bundandır.
Cüzzam hastalığı ile mücadele edebilmek için Cüzzamla Savaş Derneği’nin kuruluşunu gerçekleştirir. Türkiye’nin ve Türk bilim insanlarının tanınması için sayısız girişimde yer almıştır. Uluslararası Lepra Birliği’nin kıdemli üyeleri arasında yer alan Saylan, cüzzam hastalığının tanı ve tedavisinde önemli katkılar sunmuştur. Bu başarıları sebebiyle oldukça prestije sahip olan Uluslararası Gandhi Ödülü’ne layık görülmüştür. Ömrü boyunca kız çocuklarının bilimsel ve çağdaş bir eğitim alması için mücadele etmiş bir bilim neferidir.
13) Tu Youyou: Öncü Bir Kadın Kimyager
Milyonlarca insanın yaşamına mal olan sıtma hastalığına karşı Tu Youyou öncü bilim müfrezesinin başında yer almıştır. Youyou’nun kimya alanındaki çığır açan çalışmaları sayesinde sıtma hastalığı konusunda ilerlemeler kaydedilir. Youyou bu bilimsel bilgi birikimini elde ederken Çin’in geleneksel tıp yöntemlerinden de yararlanır. Sıtma için geliştirdiği tedavi tüm dünyada sayısız insanın yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürmesine yarar sağladı. Youyou bu başarılarından ötürüdür ki 2015 yılında Nobel Tıp Ödülü’ne layık görülen isim olarak tarihe geçer.
Yaklaşık 2 bin yıl önce Çin’de geleneksel şifacıların hastalar için kullandığı Pelinotu’nu deneylerinde kullanır. Ardından günümüz teknolojilerinin ve bilimsel gelişimin verdiği imkânlar dahilinde modern bir tedavi yöntemi geliştirir. Youyou’nun bu buluşundaki en önemli detay ise Pelinotu bitkisinin içerisinde yer alan bir maddedir. Bu maddenin adı artemisini olarak bilinir. Bu maddenin sıtma tedavisinde etkili olduğunu dünyanın geri kalan bilim kamuoyu ile paylaşan Youyou, devrim niteliğinde bir işe imza atar.
14) Caroline Herschel: Engel Tanımayan Bir Kadın Bilim İnsanı
Caroline Herschel, kadın bilim insanları arasında hikâyesi oldukça ilginç olanlar arasındadır. Ailesi tarafından değer görmeyen bir kız çocuğu olarak hayatını geçiren Herschel için İngiltere kırılma noktası olacaktır. İngiltere’ye gelmesinin ardından gök bilimleri alanında önemli çalışmalar yapmasının da önü açılır. İngiltere’de geçirdiği ilk zamanlarında müzik ile hemhal olmuştur. Ardından ise abisi ile birlikte gök bilimlerine merak salmaya başlar. Bu merak bilim alanında sınır tanımayan kadınlardan birisi olmasını da sağlayacaktır. Bulduğu her fırsatta ve anda gökyüzü üzerine araştırmalar ve incelemeler yapmaya başlar. Bu süreç altında birçok bulutsu ve yıldız kümelerinin de keşfine imza atmayı başarır.
Caroline Herschel öylesine güçlü bir bilim kadınıdır ki akademik çalışmaları Royal Society tarafından yayınlanan ilk kadındır. Tam da bu nedenle kadın bilim insanları listemizin olmazsa olmazları arasında olduğunu düşündük. Kadınların bu alanda ekonomik gelir elde etmesinin hoş karşılanmadığı bir dönemde gelir elde eden de ilk kadındır. Caroline Herschel’ın gök bilimi üzerine yaptığı çalışmalardan önce bilinen yıldız kümesi sayısı yaklaşık olarak 100 sayısından ibarettir. Onun çalışmalarının ardından ise yaklaşık 3 bine yaklaşan bir yıldız kümesi keşfedilmiştir.
15) Mary Anning: Fosil Çalışmalarına Adanmış Bir Ömür
19. yüzyıl boyunca yaşayan Mary Anning, tüm hayatını neredeyse fosil kalıntılarını araştırmakla geçirmiştir. Çocukluğu ekonomik olarak zorluklarla geçen Anning, bu nedenle babası ile çalışmaya başlar. Babası ile yaşadıkları kasabanın sahilinden fosil kalıntıları toplayarak restore ederek turistlere satmaya başlar. Bir süre sonra bu uğraş Anning’in hayatının vazgeçilmez bir parçası haline gelir. Erken yaşta babasının ölümünün ardından erkek kardeşi ile yalnız kalırlar. Kardeşiyle birlikte babasının mesleğini devam ettirirler. Erkek kardeşinin bir gün sahilde bulduğu fosil kafatası belki de Anning’in hayatını değiştiricek ilk önemli adım olur.
Anning, kafatasının ait olduğu iskeletin geri kalan parçalarını toplamaya başlar ve tamamlar. Bu paleontoloji alanında ilk kez bulunan bir timsah olarak değerlendirilir ilk zamanlarında. İlerleyen yıllarda yapılan çalışmalarda ise Anning’in bulmuş olduğu fosilin 200 milyon yıl önceye dayanan bir dinozor olduğu tespit edilir. Anning’in yaptığı çalışmalar ve bulduğu fosil parçaları yaratılış senaryolarının da bilimsel olarak çürütülmesine yol açmıştır. Böylece paleontoloji alanının da ufku genişlemiş olur.
Yorumlar (0) Yorum Yap