1) Yeni fikirler üreterek özgün bir tarza sahip olurlar.
2) İdollerinde olmayan şeyler için çabalarlar.
3) Takıntıyı tutku ile birlikte kullanabilirler.
Aklınıza Steve Jobs’un neden hep siyah giydiği gelebilir. Takıntı onlar için mükemmeliyetçiliğe yaklaşma sınırının çizgisidir. Sanatçılar ise takıntıyı tutku ile birlikte kullanabilirler. Her ikisi içinde takıntıları, ulaşmak istedikleri nokta için bir gereksinimdir.
4) Sezgilerine güvenirler.
“Başarısız olamayacağınızı bilseydiniz nasıl bir girişimde bulunurdunuz?” – Robert H. Schuller
Girişimcilerde bu durum bir işe başlarken oluşmaz. Yapacaklarını bilerek yola çıkarlar. Sanatçılar ise doğru ve yanlışın ayrımını içgüdülerine bırakırlar. Doğru renk tercihi yanlış yapılmadan öğrenilmez olsa da, sezgiler doğru yolun parçasında yer alır.
5) Fark yaratarak dikkat çekerler.
Sanatçı ve girişimci için dikkat çekmek yaptıkları işin gelişimi için gerekli bir süreçtir. Dikkat çekmenin bir sonraki aşaması ise fark yaratmak olacaktır.
6) Bir gün başkaları için idol olurlar.
Sanatçılar, sanat dünyasının acımasız olduğunu bilseler de akıllarında her zaman ‘bir gün’e ulaşabileceklerini bulundururlar. İdol edindikleri kişiler bir yana onlar da bir gün başkaları için idol olacaklardır. Bu durum girişimciler için de geçerlidir. Yarattığı farkındalık onun başarısıdır ve yolda olanlar için bir etki oluşturur.
Yorumlar (0) Yorum Yap