DD = Dünya’yı Değiştir! Ama Nasıl?

Ilker ELAL

Ilker ELAL

Sosyal Girişimci / Minorpreneurs

“Dünya’yı Değiştir!”

Hemen hemen her insan bu cümleyi baz alarak farklılıklar ya da farkındalıklar yarattı ve yaratmakta… Fakat bunca yılda çok az gelişmeye, değişikliğe şahit olduk. Evet, teknolojik anlamda değişiklikler oldukça hızlı yaşanmakta ve çabuk sonuçlar alınmakta fakat değinilmesi gereken nokta ise bunca teknik büyük değişikliklerle dünya nasıl bir şekilde değişime girdiğidir. İnanılmaz büyük güzel haberler yayınlanmakta fakat kaçırdığımız nokta bir çok büyük güzel haberlerin sayısı aldığımız, ulaştığımız kötü haberlerin yanında oldukça az sayıda! Çok azınlık sayıda bir insan grubu bunu fark edip bu noktada bir dünya değişimine gitmek için elinden geleni yapmaktalar. Fakat neden hala büyük önemli değişimleri göremiyoruz? Değişimler daha rahat, konforlu bir hayat yaşayabilmek adına gelmekte… “Dünya’yı Değiştir!” mottosunu kullanarak bir şeyler yapmakta olan onca insanın tek amacı kendi küçük dünyalarını değiştirebilmek ne yazık ki. Unutuyoruz, bir çok insanın doğduğundan beri herhangi bir konfora sahip olamadığını. Onlar için değişimler, değişiklikler olmadıkça ne yazık ki dünyamızda yeterli bir değişim olamayacak. Belki gerçekleri duymaktan kaçıyoruz belki de gerçekler bizi umursamaz kılıyor fakat unuttuğumuz bir diğer nokta ise ne yazık ki dünyada yalnız değiliz. Burada konu sistemlerin oluşturduğu düzenler bizi buraya getirdi gibi bir çok noktaya girilebilir. Evet, bir olmayı, beraber olmayı unuttuk; bu çok doğru. Kişiliklerimizi kaybettik. Para kazanmaya odaklandık; çok çok daha fazlasına, çok çok daha da fazlasına… Daha iyi bir yaşantı yaşayabilmek adına elimizden geldiğince çok para kazanabilmeye oynadık, oynuyoruz. Küçük dünyalarımızı değiştirdiğimiz bu koca büyük dünyamız; Stephan Hawking‘e göre insanlığın bu şekilde bencil hareket edişinin devam etmesi yüzünden  son 100 yılının içerisinde ve yalnızca 35 yıl gibi kısa bir süremiz var bir şeyleri değiştirebilmeye başlamak için. Eğer başka ülkelerde koloniler kurabilmemiz mümkün olamayacak olursa yaşayabileceğimiz başka bir yer kalmayacak. Kendi dünyamızın katilleri olarak insanlıkla beraber bir çok canlı yaşamın da sonunu getirmiş olacağız. Ama dediğimiz gibi hala geç değil! Şansımız varken dünyamızı değiştirebiliriz. Fakat nasıl dünyayı gerçekten tam anlamıyla bir değişime sokabiliriz?

“Dünya’yı değiştirme sırası sende!”
Öncelikle şunu söylemeliyim ki “Dünya’yı Değiştir!” cümlesindeki “Değişim” kelimesi sizin için bir teknolojik gelişimi ifade edebilir veya bir en çok satan kitap olabilir. Şunu bilmeliyiz ki her şey değişimin kendisidir. Her ne yapıyorsanız yapın sadece kendinizi değil etrafınızı da etkiliyorsunuz doğru ya da dolaylı yoldan. Tabii ki yaratacağı etki boyutunu arttırmamız gerekiyor ki değişimin gerçekten gözle görülebilir bir hale gelmesi için. Bu noktada size değişim için düşündüğünüz şeyin nasıl yeterli olup olmayacağını anlamak için ne yapmanız gerektiğini söyleyeceğim.

“Hepimizin içinde bir yerde dünyayı değiştirme gücü var!”
İlk olarak kötü ya da iyi fikir yoktur. Her fikir fark yaratabilir. İyi yönetilirse her fikir dünyayı sallayabilir. İnsanların ihtiyaçlarını düşünerek başlayabilirsiniz. Kendinizden yola çıkarak buna ilk adımı atabilirsiniz. Ne olsaydı sizin için şu an hayat çok daha kolay olurdu? Bu düşündüğünüze dışarıdaki insanların hatta hayatlarına dokunabilme fırsatı yakalayabileceğimiz o bahsini ettiğimiz insanların ne kadar ihtiyacı var? Bununla başlayabilirsiniz. Odaklanmak içinse size şunu önerebilirim; dinlemekten en çok keyif aldığınız sizi başka yerlere götürecek bir şarkıyı dinleyin. Tekrar tekrar ve düşünün. Geniş bir konu bulun ve daha derine inmeye başlayın. Bu sizin için bir rutin haline de gelebilir. Başlangıçta bunu yapmak zihnen sizi dışarıda göreceğiniz bir probleme hızlı çözüm bulmanızı sağlamakta yardımcı olacak. Sonra çıkın dışarıya sorunları kendi gözünüzle görün! Neler oluyor neler bitiyor? Bakın çevrenize, gezin, dolaşın. Dünyamız ne yazık ki o kadar eksik ki ufaktan problemleri bulmaya başlayacaksınız. Sizi en çok çıldırtanına odaklanın. “Bu sorun beni deli ediyor!” diyebileceğiniz bir soruna odaklanıp ona uygun çözümleri üretmeye başlayın. Nedir bunu çözebilecek şey? saçma sapan bile bir şey bulduğunuzu düşünseniz de bir yere not edin. Sonrasında bambaşka yerlere gidebilirsiniz bu saçma bulduğunuz fikrinizle. İçlerinde nasıl sizi problemin sizi çıldırtması vardı burada da sizi o bulduğunuz çözümün gerçekleştiğini düşündüğünüzde uykularınızı kaçırabilecek olanını seçin. – Birden fazla var ise; en çok etkiyi yaratabilecek ve daha az maliyet ile daha kısa sürede gerçekleşebilecek olanını seçin – İşte bu sizin Dünya’daki “Değişiminiz”. Şimdi onu nasıl gerçekleştirebilmek adına Iceberg’in derinliklerine girelim.
“Küçük yerlerde; küçük şeyler yapan bir çok küçük insan dünyayı değiştirebilir!”
Bazılarınız; “Benim yaratabileceğim etki ne olabilir ki? Ben X okulunda okuyan ya da Y firmasında çalışan sıradan biriyim.” diyor olabilir. Evet, haklısınız. Eğer bu şekilde bir düşünce içindeyseniz haklısınız. Çünkü hiç bir zaman denemeyeceksiniz ve sonucun ne olacağını bilemeyeceksiniz. En büyük değişimler, yalnızca bir fikirle başlamıştır. Einstein da Newton da “Olabilme ihtimali nedir?” diyerek başladılar. Sadece onlar değil, örnek iş adamı olarak çevrenizde kim var ise el ile gösterilen her birinin yalnızca başta bir fikri vardı! Değişimleri yaratan, farklılıkları ortaya çıkaran bir çok insanın da araştırdıkça görmeye başlayacağınız bir tarafı var ki sizlerden bir farkı yoktu. Hatta bir çoğunuzdan da kötü durumda olanlar vardı; maddi ve manevi olarak…
“Kim ne derse desin; kelimeler ve fikirler dünyayı değiştirebilir!”
Harika fikrinizin dünyayı değiştirmesini istiyorsanız sahip olmanız gereken şey: SİZ … Sabır, İnanç ve Zaman! Sabırlı olmalı ve başladığınız yolda zamanınızı efektif kullanmalısınız. Sabır konusu öyle bir durum ki bu çıkacağınız başarı yolunda yılın tüm mevsimleri kış olan bir durumla karşılaşacaksınız. Özellikle güneş ışığını belki de sadece bir kaç gün görebileceksiniz bu yılın içerisinde. Kış mevsimini sevmeye başlamak zorunda kalacaksınız. Hem de bu yolun başında kıyafetleriniz bile üzerinizde olmayabilir. İşte böyle zoraki bir süreç içerisinde bu yolda koşmayı en azından yürümeyi sevebilirseniz; bana güvenin ki o fikriniz dünyada çok büyük bir etki yaratacak! Önünüzde gördüğünüz neredeyse bütün büyük başarı öykülerinin temeli bu şekilde başlıyor. İnsanlar neredeyse sürekli olarak yaratmak istediğiniz etkinin bir sonuç doğurmayacağını, başarısız olacağınızı, boşuna uğraştığınızı söyleyeceklerdir. İyi bir iş bul ve o işe gir hayatın düzene girsin bari diyeceklerdir. Eğer Newton, Einstein, Lincoln, Bill Gates, Steve Jobs, Atatürk gibi onlara büyük önemli değerlere kendilerine göre doğru yolun ne olduğunu söyleyen insancıkları dinlemiş olsaydılar onların hiç birinin isimlerini bugün bilmiyor olacaktık. İşte tam bu noktada fikrinizin gücü en büyük, en önemli değer oluyor. Fikrinizin, çözümünüzün gücü sizi eğer uykusuz bırakabiliyorsa hatta sizi insomnia edecek derecede uyutmuyorsa işte o zaman başarı yolunuzda çiçekler açmaya başlayabiliyor. Fikrinizin gücü eğer sonsuz ise işte o zaman insanların kalplerine kolaylıkla donuabiliyorsunuz, insanların dikkatini çekebiliyorsunuz başarıya ulaşmaya başladıkça! Bu kış mevsimi bol soğuk yolda kıyafetsiz bile olsa durmadan koşmak istiyorsunuz çünkü fikrinizin, çözümünüzün, projenizin gücü sizi daima sizi ısıtıyor hatta bazı günler havanın sıcak olduğunu bile hissediyorsunuz. 
İkinci önemli şey ise “Zaman Yönetimi ve Çabuk Hata Yapmak”

Zaman yönetimi bir hayali gerçekleştirebilmekte ki en önemli etkenlerden biri… 
Yeni işler deneyimlemek, oluşturmak isteyen insanların ne yazık ki pes edip bırakmasının arkasında yatan nedenlerden biri de zamana yenik düşmek oluyor. “Uzun süre uğraştım fakat hiçbir şey olmadı. Ben beceremeyeceğim.” diyerek bırakanlar oluyor ve bunun oranı %60lara varabiliyor. Burada konuşmamız gereken nokta ise bu insanların bu süreçlerinde neler yaşamış olacağından çok neden bu kadar uzun zamanda bir şeylerin ortaya çıkmaması olmalı. Yani 2 yıldır uğraştığım işimde daha 1 liralık bir satış gerçekleştiremedim veya oluşturmaya çalıştığım komüniteye 1.5 yılda yalnızca 50 kişi üye oldu. Evet yaptığınız yanlış şeyler elbette vardır. Ama ne yazık ki 16 aydır komünitenin ne olduğu üzerine düşünerek zaman kaybederek son 2 ayda gelen 50 kişinin az olduğunu düşünüp “Başarısız oldum.” diyerek işi bırakıyorsanız; söylemem gerekiyor ki daha başarısız olup olmadığınızı görmediniz. Ne yazık ki zamanı yönetemediniz. Fazla zaman kaybettiniz. Yapmak istediğiniz her ne olursa olsun; onun insanların bir ihtiyacı olduğunu gidip onlara sorarak öğrendiniz. Toplumun böyle bir ihtiyacı olduğu gayet net ve açık. Şimdi gerçekleştirme zamanı ama hata yapacaksak erkenden yapmalıyız ki uzun süreçler sizi yıpratıp pes etmeden hata yapa yapa doğru son ürünü bulabileceğiz. Fikrinizi gerçekleştirmek için zamanınızı iyi yönetmelisiniz ve ürününüz ne ise piyasaya çıkartıp insanlara kullandırtarak ürünün yanlış yanlarını erkenden öğrenmeli erken hata yapmalısınız ki ürünü geliştirmeye devam edecek zamanınız hep olsun. Böylelikle emin olun ki doğru ürün size gelecek ve o ürün ile gerçekten yaratmak istediğiniz etki dünyada oluşmaya başlayacak!
Ve son olarak; en önemlisi kaldı:) “İnanmak”
“İnanç” en güçlü kelimelerden biri bu dünyadaki. Fikrinize olan inancınızdan öte kendinize olan inancınız en önemli nokta. Kendinize oldukça tutarlı bir şekilde güvenmeli, inanmalısınız ki fikrinizin yaratabileceği etkiyi görmek için yeterli enerjiniz olsun. Kelimeler ve fikirler dünyayı değiştirebilir çünkü onları gerçekleştirenler kendilerine inanırlar, güvenirler. “Ben bu işi başaracağım, her ne olursa olsun” derler. Eğer değişimi görmek istiyorsanız bir gün gerçekleştireceğinize bir şekilde başaracağınıza olan inancınız hep diri olmalı. Her gün o başarıya ulaştığınızda, hayalinizi gerçekleştirdiğinizde yaratacağınız etkiyi düşleyin, bu sizi hep diri ve aktif kılacaktır. Şanslı olmak zorunda değilsiniz, çok güçlü önemli insanları tanıyor olmak zorunda değilsiniz, büyük paralara sahip olmak zorunda değilsiniz. Eğer kendinize güveniyor, fikrinize yürekten inanıyor ve fikriniz sizi yeteri kadar o kış mevsimiyle dolu yolda ısıtıyorsa ve tabii ki zamanı iyi yönetmeye başladıysanız inanın ki başarı ensenizde. Eğer “SİZ”e sahipseniz, imkansız diye bir şey artık sizin için geçerli değildir! Eğer “SİZ”e sahipseniz kimsenin sizin başarısız olacağınızı söylemesine kulak asmazsınız. İnsanlar kendilerinin yapamayacaklarını gördükleri şeyleri sizin yapmaya başladığınızı gördüklerinde, başarısız olacağınızı size söylerler. Onlar denemedikleri için hep başarısız olarak kalacaklar ama siz başarı yolunda emin adımlarla ilerleyerek bir çok büyük önemli olayın altına imzanızı atacaksınız. Hayat size bazen çok sert vurabilir. Ama önemli olan darbelere ne kadar dayanıklı olduğunuz değil, en büyük darbe ile yere düştükten sonra tekrar ayağa kalkabilmenizdir. Başarısızlıktan hata yapmaktan asla korkmayın. Çünkü dediğimiz gibi hatalarla büyük başarılara ulaşıyoruz. Değerinizi bilin. Siz çok büyük etki yaratabilecek bir işi başaracaksınız. Şu an sizi değersiz görebileceğini düşündüğünüz belki milyonlarca insan size gıpta ile bakacaklar. Güce sahipsiniz, karanlığı aşacak ışığa sahipsiniz. Bu dünyayı çok daha iyi bir yer yapabilecek “İNANÇ”a sahipsiniz. Ne yapmak istediğinize karar verin ve uygulamaya geçin.
Asla unutmayın ki ” Yolunuzda gördüğünüz onlarca engel sadece zihninizde yarattığınız bir ilizyondur. Daima başarıya odaklanın.”

Yorumlar (0) Yorum Yap

/