Alışkanlıklarınızı Yönetme Rehberi: 4 Ortak Hatadan Korunarak Nasıl Faydalı Alışkanlıklar Kazanılır?

Hangi yaşta olursak olalım, hepimiz yeni ve faydalı alışkanlıkları hayatımıza dahil etmek istiyoruz. Bu alışkanlıklar kimi zaman yaşam kalitemizle ilgili, kimi zaman profesyonel hayattaki verimliliğimizle ilgili olabilir.
Birçok insan daha fazla kitap okumak, daha sağlıklı beslenmek, düzenli bir spor alışkanlığı kazanmak istiyor. Ancak sonrasında kendilerini yine dizi maratonları yaparken, fast food yerken ve gün içinde sadece oturarak saatte 68 kalori yakarken buluyor.
Hiç şüphesiz bu durum, iyi bir alışkanlık kazanma konusunda durumu iyice zorlaştırıyor. Çünkü birçok kişi bu alışkanlıkları akıllıca bir yolla kazanmaya çalışmıyor.
Bu yazımda, bir alışkanlığı gerçek anlamda kazanma konusunda en sık yapılan 4 hatayı yakından inceleyeceğiz ve alternatif çözüm önerilerini düşüneceğiz.
Muhtemelen en sık yapılan hatadan başlayalım:

1) Emeklemeden koşmaya çalışmak.

Bu durum, tek seferde birçok alışkanlığı hayatınıza entegre etmeye çalışmaktan ya da kazanılması oldukça zor bir alışkanlığa küçük adımlarla başlamamaktan kaynaklanır.
Birçok insan zorlu alışkanlıkları anında hayatına katmaya çalışarak yanlış bir yol izler.
Günde 50 sayfa kitap okumaya çalışmak ya da yeni başladığınız bir enstrümanda her gün 2 saat pratik yapmak bu yanlışlardan sadece birkaçı.
Verimli bir ilerleme kaydetmek için küçük adımlar atmanız gerekiyor. Neil Armstrong’un Ay’a ilk adımı ‘küçüktü’. “İnsanlık için büyük bir adım” kısmı ise, insanlığın kademeli ve küçük adım atarak ilerlettiği gelişimdir.
Benzer hikayeyi sadece astronotlarda görmezsiniz. Binlerce yıldır mühendislik, bilim ve teknoloji alanında da senaryo ortaktır. Bu alanların hepsinde büyük şeyler yapmak için, kademeli olarak gelişim sürecinin olması gerekiyor.

Kademeli gelişim için hedeflenen nokta her kademede erişilemeyecek kadar uzak, ama yürünebilecek kadar da yakın olmalıdır.

Bu süreci gündelik hayatta video oyunlarında da sık sık görebiliriz. Oyun tasarımcıları oyun ilerlerken, oynanışa ilginç ve özgün elementler ekleyerek bu kademeli gelişimi oyuncuya yansıtırlar. Hiç kimse bütün özelliklerin tamamen açık ve oyuncunun her şeye sahip olduğu bir oyunu oynamak istemez. Bu yüzden zeki oyun tasarımcıları, ilerleyişe yeni özellikler ekleyerek oynanabilirliği her kademede artırır. Oyunlardaki yeni combolar, yeni silahlar, yeni karakterler, yeni özelliklerin gelme sebebi temelde budur. Başta sadece zıplayan bir karakteriniz, oyun ilerledikçe birçok yeni özellik elde eder.
Bu yüzden bu alışkanlıkları elde etmeye çalışırken gündelik hayatınıza kolayca eklenebilir olmasına özen gösterin.
Günde 15 dakika piyano çalın, günde sadece 10 sayfa kitap okuyun, her gün normal uyanış saatinizden yarım saat erken kalkın.
Bu sürece başladığınızda ve kolay alışkanlıkları kazanmaya başladığınızda, vitesi daha kolay yükseltebileceğinizi fark edeceksiniz.
Böylelikle 15 dakikalık pratiği yarım saate, günde 10 sayfayı da 50 sayfaya çıkarabilirsiniz.

Küçük adımlarla başlamanız gerektiğini unutmayın.


2) Pürüzsüz bir alışkanlık kazanım süreci beklentisi.

Beklentiler, alışkanlığın kazanılmasında büyük rol oynuyor. Alışkanlığı hayatınıza dahil etme sürecindeyken birçok unsur, bu alışkanlığı kazanmanız konusunda sürece çomak sokacaktır. Ancak birçok insan, bu tersliklerin olmayacağını varsayarak başlıyor. Her şeyin hesaplandığı gibi gideceğini ve beklenmedik hiçbir şey olmayacağını düşünüyor.

Bir alışkanlığı inşa etmeye başlarken, bu alışkanlığın var olmasını engelleyecek birçok unsurun varlığını ve zorlukları kabul ederek başlayın.

Charles Duhigg’in Alışkanlıkların Gücü adlı kitabında bu durum “Inflection Point” (Bükülme noktası) olarak adlandırıyor. Tanımı:

“Acı, rahatsızlık veya sizi raydan çıkarma ihtimali olan bazı sıkıntı verici şeylere maruz kalacağınız noktalardır. Bunları önceden planlamak ise çok önemlidir.”

Bu noktada yapabileceğiniz en iyi şey karşılaşacağınız zorluklar ve rahatsız edici durumlar karşınıza çıkmadan önce onlara psikolojik olarak hazır olmaktır.
Kitabın devamında kalça ameliyatı sonrasında büyük oranda iyileşen hastaların, ameliyatın hemen sonrasında vücudunu alıştırmak için egzersiz yapanlar olduğunu söylüyor. Ancak birçok kişinin bu ameliyat sonrasında tamamen iyileşemediğini çünkü bu sürecin içindeki acıyı kabullenmek istemediklerinin altını çiziyor.
Yapılan araştırmada ameliyat sonrasında bazı hastaların yürüme sürecini ve süreç boyunca karşılarına çıkabilecek engelleri yazmaları istendi. Araştırmanın sonucunda engellerini ve engellerle nasıl başa çıkabileceğini yazan hastaların diğer hastalara göre iki kat daha hızlı iyileşme gösterdikleri gözlemlendi.
Düzgün bir planlama ve her zaman sorunlara karşı bulunabilen alternetif çözümler ile bu sorunu kolayca aşabilirsiniz. CGP Grey’in podcastlerinden birinde yaşanılan soruna karşı çok güzel bir cümle kurulmuştu:

“Two is one, one is none.”

Her zaman olabilecek terslikleri göz önünde bulundurun ve yedek planlarınızı şimdiden tasarlayın.


3) Kılıcın altında durmaya cesaret edememek.

Demokles’in Kılıcı isimli hikayede, Dionizios isimli bir kral vardır. Dionizios, fakir bir aileden gelmiş ve açgözlülükten uzak, eşitlikçi bir karaktere sahip olduğu için kral olmuştur.
Bu kralın Demokles adında da bir yardımcısı vardır. Demokles, kraliyet yaşamın lüksünden, zenginliğinden gözlerini alamıyordur. Aynı şekilde krallığın ne kadar rahat ve imrenilecek bir iş olduğunu söyleyip duruyordur.
Bir gün Dionizios, Demokles’e bir hafta boyunca kral olmasını emreder. Demokles seve seve bu görevi yerine getireceğini söyler. Tahta tam oturduğunda Demokles tepesinde bir at kılına bağlı bir kılıcın sallandığını görür.

Hikayedeki kılıç aslında bir metafordur. Güç ve mevki sahibi olmanın riskinden bahseder. Yapılacak tek yanlış hamle, trajik sonuçlar doğurabilir.

Yeni bir alışkanlık inşa ederken de bir kılıcın altındaymışsınız gibi düşünün. Birçok kişi, kendisini bu metaforik kılıcın altında tutmaktan çekiniyor. Bu durumun sonucunda büyük bir öz disiplin sorunu meydana geliyor ve alışkanlıklara bağlı kalmak o kadar zorlaşıyor.

Alışkanlığınızı bir gün bile aksattığınız zaman, o metaforik kılıcın kafanıza ineceğini düşünün.

Alışkanlığa bağlı kalmanız konusunda sizi zorlayacak ve rahatlık duygunuzu azaltacak ateşleyicilere ihtiyacınız vardır. Yakınınızdaki insanlarla bahse girmek, kararınızı birçok kişiye duyurum kendi dış baskınızı oluşturmak bunlardan sadece birkaçıdır.
Beraber spora gidebileceğiniz birini bulun ve onunla günde 3 gün spora gitme bahsine girin. Bu bahsin içine kaybeden için şartlandırıcı bir unsur koymayı da unutmayın.
Girdiğiniz bahsi, dijital bir tabloya da aktarırsanız, gelişimi görüntüleme konusunda ekstra bir motivasyon kaynağı yaratabilirsiniz. Aynı zamanda alışkanlıklarınıza bağlı kalmak için birçok uygulama da mevcut, bunları kullanabilirsiniz.

Bu yüzden yeni alışkanlığınız kendi köklerini oluşturana kadar, kendi metaforik kılıcınızı yaratın ve onun altında durmaktan korkmayın.


4) Neden eksikliği.

Son hatamız ise, güçlü bir kişisel neden olmadan bir alışkanlık inşa etmeye çalışmak. Neden sorusunun önemi Simon Sinek’in “Neden İle Başla” kitabında birçok kez irdelendi.
Alışkanlıkları nedensiz yere hayatınıza entegre etmeye çalışmak, pek başarılı sonuçlar vermeyecektir. Alışkanlığın trend olması, takip ettiğiniz biri yapıyor diye yapmak ya da sadece çevrenizden biri önerdi diye yapmaya çalışmak uzun vadede çoğu zaman başarısızlıkla sonuçlanır.
Kendinize öncelikle bu iki soruyu sorabilirsiniz:
Sahip olacağınız alışkanlık sizin için gerçekten bir şey ifade ediyor mu? Neden bu alışkanlığı hayatınızda istiyorsunuz?
James Clear’ın kaleme aldığı “Atomic Habits” isimli kitaptaki bir alıntıya bakalım:

“Faydalı alışkanlıklar mantıkla çoğu zaman uyuşabilir. Ancak kimliğinizle uyuşmuyorsa harekete geçme konusunda başarısız olacaksınız demektir.”

Başarılı insanları okuma rutinleriyle ilgili birçok içerik mevcut. Mevcut durum karşısında kendiniz de okuma alışkanlığınızı geliştirmek istiyor olabilirsiniz. Ancak belki de alışkanlık haline getirmeniz gereken şey, okuma alışkanlığından önce öğrenme alışkanlıklarını gözden geçirmek olabilir.
Kitap okumak elbette çok önemlidir, ancak bir şeyi öğrenmenin tek yolu değildir. Kurs alarak, video izleyerek ya da dinleyerek çok daha iyi öğrendiğinizi fark edebilirsiniz. Ya da sizin için verimli yöntem, belki de Google’da araştırma yapmak ya da deneme yanılma yöntemidir.

Eğer karakterinizle uyuşmayan alışkanlıklar elde etmeye çalışırsanız, alışkanlığı elde etseniz dahi muhtemelen o alışkanlık hayatınızda pek de işlevsel bir şekilde kök salmayacaktır.


✍️ Yazarın Özeti ve Son Düşünceler

Maddeleri özetleyecek olursak:
• Emeklemeden koşmaya çalışmak: Alışkanlığı hayatınıza küçük adımlarla dahil etmeye çalışın. Küçük adımları büyüterek gelişminizi sürdürülebilir bir hale getirin.
• Pürüzsüz bir alışkanlık kazanım süreci beklentisi: Beklentileriniz, alışkanlığınızın sürekliliği konusunda belirleyici rol oynar. Bu yüzden işlerin ters gidebileceğini ve zorluklarla karşılaşabileceğinizi aklınızdan çıkarmayın.
• Kılıcın altında durmaya cesaret edememek: Kendinizi alışkanlığınıza bağlı kalmanız konusunda zorlayacak unsurlar yaratın. Bu noktada arkadaşlarınız ve dijital uygulamalar bir hayli yardımcı olacaktır.
• Neden eksikliği: Karakterinize uygun alışkanlıklar seçmeye çalışın. Alışkanlık her ne kadar faydalı ve mantıklı görünüyor olsa da, karakterinizle uyumlu olması gerekiyor. Bu yüzden önce kendinizi tanıyın ve alışkanlıklarınızı bu doğrultuda seçmeye çalışın.
Kategoriler: Gelişim

Yorumlar (0) Yorum Yap

/