“Unutkanlık zayıf bir hafızanın değil, ihmal edilmiş bir hafızanın ispatıdır.” Donald A.Laird

Sizinde sınav sırasında daha dün akşam çalıştığınız konuyu hatırlayamadığınız zamanlar oluyor mu? Eminim hepimizin başına bu talihsiz durum gelmiştir.

Böyle zamanlarda daha güçlü bir hafızaya sahip olmak ve öğrendiklerimizi çabucak hatırlamak isteriz.Daha iyi bir hafızaya sahip olmak için uzmanlar tarafından bulunan birçok metot mevcut. Bunlardan biri de 50/50 kuralı.

Unutmayın , beynimiz kaslarımız gibidir.Ne kadar egzersiz yaparsak onu o kadar çok güçlendiririz.

50/50 Kuralı

50/50 kuralına göre ; bilgiyi öğrenmek, işlemek, saklamak ve hatırlamak için en iyi yol, zamanınızın yarısını öğrenmek ve yarısını paylaşmak için kullanmaktır. Yani üzerinde çalıştığın şeyin yarısını öğren ve ne öğrendiğini başkasına anlat.
Araştırmacılar da bir kavramı anlamanın en iyi yolunun onu başka birine anlatmak olduğunu söylüyorlar.

Örneğin, bir kitabı tamamlamak yerine, yüzde 50’sini okumayı ve devam etmeden önce öğrendiğiniz temel fikirleri hatırlamayı, paylaşmayı veya yazmayı deneyin.Hatta kitabın tamamı yerine bölümlere bile uygulayabilirsiniz.

Üstelik öğrendiklerinizi başkalarıyla paylaşmanın birçok yolu var. Her zaman yanınızda öğrendiklerinizi hemen anlatabileceğiniz bir arkadaşınız olmayabilir. Bu hiç sorun değil. Öğrendiklerinizi ses kaydına alabilir , yazıya dökebilirsiniz. Hatta öğrendiklerinizle ilgili bir blog sayfası bile açabilirsiniz. Böylece hem siz öğrendiklerinizi kalıcı hale getirirken hem de öğrendiklerinizi sizin gibi diğer meraklı zihinlerle paylaşmış olacaksınız.Ayrıca 50/50 kuralının Feynman tekniği ile oldukça benzer yönleri var.

…

Feynman Tekniği İle Benzirlikleri:

Nobel ödülü sahibi fizikçi Richard Feynman yaşam boyu öğrenme doğrultusunda geliştirdiği tekniklerle adından söz ettirmiştir. Feynman’a göre bilgiyi anlamak ve bilginin tanımını bilmek birbirinden farklı şeyler. Yani bir şeyin adını , tanımını bilmek onu anladığımız , öğrendiğimiz anlamına gelmiyor. Bunu anlamanın yolu da Feynman tekniğinden geçiyor. Nedir bu teknik ve 50/50 kuralı ile benzerlikleri nelerdir gelin birlikte bakalım.

Birinci Adım: Önünüze bir kağıt alın ve öğrenmek istediğiniz konuyu başlık olarak atın.

İkinci Adım: Konuyu basitleştirerek bilmeyen birine anlatır gibi anlatın. Yazdıklarınızı sesli bir şekilde okumak işin püf noktası.

Üçüncü Adım: Hatırlamakta zorladığınız yerlerde çalıştığınız kaynağa geri dönün ve tekrar edin.

Dördüncü Adım: Basitleştirin ve benzerlikler kurun. Einstein’ın “Bir şeyi 6 yaşında bir çocuğa anlatamıyorsanız, siz de anlamamışsınız demektir” sözünden de anlayabileceğimiz gibi karmaşık bir jargon kullanıp kafa karıştırıcı açıklamalar yapmak yerine, dilimizi basitleştirmek ve benzerlikler kurmak anlamayı kolaylaştıracaktır.