Çocukları çok severiz, yapamadığımızı yapar, söyleyemediğimizi söylerler. Engelleri ve sınırları yoktur. Özgürdürler ve mutludurlar. Bazen bize nedensiz gelen bir mutlulukları vardır, küçük bir göz kırpmayla bile kahkahalara boğulurlar. Mutlu olmaya dair bizim gibi büyük beklentileri yoktur. Mutlu olmak onlar için kolay, bizim için zordur. Her ne kadar küçük şeylerle mutlu olsalar da bunları elde etmek çaba gösterirler. Peki biz, onların bu çabalarından yola çıkarak kariyerlerimiz ve hayatlarımız için ne öğrenebiliriz?
1) Dünyayı keşfeder gibi keşfet!
Çocuklar daha yürümeden ellerini uzatmaya ve her şeye dokunmaya başlarlar. Araştırırlar, merak ederler, izlerler ve öğrenirler. Risk alırlar, yuvarlanırlar, düşerler, yaralanırlar ama keşfetmeyi ve araştırmayı asla bırakmazlar. Araştırmayan ve merak etmeyen biri asla öğrenemez.
2) İste ve ağla!
Bebekler ağlayarak taleplerini anlatırlar. Ağlamak haber vermek, bir şey istemektir. İstedikleri şey olmadığında ısrar ederek ağlamayı sürdürürler. Gün sonunda istedikleri şeyi elde etmeye yaklaşırlar. Tam da bu yüzden iste, talep et ve ısrarcı ol (ağla)!
3) Her durumda gülümse…
Çocuklar bir oyuncak, bir çikolata veya bir yabancı karşısında bile gülümserler. Gülümsemek yeni mutluluklar için onlara şans yaratır. İnsanın temel problemlerinden biri korunma dürtüsü sonucu negatif tarafları görüp pozitif tarafları pek yakalayamamasıdır. Bunun sonucunda da gülümsemeyi unutur hatta bunu bir güçsüzlük gibi görebilir. Oysa en büyük güç gülümsemektir. Gülümsemek her durumda yeni kapılar, yeni fırsatlar sunar!
4) Hareket etmek seni hayatın bir parçası yapar.
Çocuklar yerinde duramaz. Enerjisi zirvede olan bir çocuğu oturtmak dünyanın en zor işidir. Hareket etmek çocuklara her durumda yaşamın bir parçası olduklarını hatırlatır. Hareket ederek keşfederler, hareket ederek sokağa çıkarlar, hareket ederek eğlenirler. İş ve okul hayatının bir parçası olan bir biz yetişkinler için hareketsizlik en büyük sorunlarımızdan. Hareketsiz kaldıkça hayatın bir parçası olduğumuz gerçeği belirsizleşiyor. Bu da mutsuzluğa sebep oluyor.
5) Soru sor!
Çocuklar durmadan soru sorar. Bu ne? Ne işe yarıyor? Neden? Niye? Nasıl? gibi sorular bitmek bilmez. Her zaman soracakları bir soruları vardır hatta sorulara bile soruyla cevap verebilirler. Sen ise büyüdükçe soru sormayı unutursun. Hatta bazen bir sorunun yeni bir dert yaratacağını bile düşünebilirsin. Ama her durumda “neden?” diyebilmelisin, cevapsız kalmamalı soruların. Sordukça, sorguladıkça yol kat edeceksin.
6) Hayal kur!
Sınırsızdır hayalleri çocukların. Bir kahve cezvesini kamyon yapabilirler, ceplerinden olmayan parayı çıkarır, bir çamaşır mandalını uçak yapabilirler. Bilirler ki görünen değil, algılanan mutlu eder. Çocuklar hayal eder ve mutlu olurlar. Büyüdükçe hayal kurman zorlaşır. Ayakların yere bassa bile hayallerinin olmadığı bir kariyer hep durağan kalır. Hayal kurmadan gerçek başarı neredeyse imkansızdır.
7) Oyun, etkili öğrenmenin temelidir.
Çocuklar oyun oynar. Oyun ve çocuk kelimesi yan yanadır. Otobüste dans edip şarkı söyler çocuk, evde arabalarıyla oynar. Oyun oynamakta özgürdür ve oyunla hayatı öğrenir. Oyun öğreticidir ve oyun oynamayı bıraktığın andan itibaren öğrenmeyi de unutmaya başlarsın. Hepimiz için bu böyle olmadı mı? Kariyerini bir oyun gibi hayal et, öğrenmeyi unutma. Eğlenerek öğren, eğlenerek başar!
İnsan Kaynakları Uzmanı Cengiz Çatalkaya’nın “Çocuklardan büyüklere 7 kariyer tavsiyesi” yazısından uyarlanmıştır.
Yorumlar (0) Yorum Yap