Bugün serinin ikinci bölümü ile devam ediyorum. İlk bölüm için:
Bugünkü ana konumuz zaman yönetimi, daha doğrusu zamanı yönetememek. Sadece çalışan olarak değil, öğrencilik hayatımda da sık sık yaşadığım ve zaman zaman üstesinden gelemediğim bir problemdi benim için. Öğrencilik hayatınızda aynı anda proje yapmak, ertesi günkü derse hazırlanmak ve arkadaşlarla eğlenmeye gitmek gibi faaliyetleri aynı gün ve aynı saatte yapmaya çalışmak için Hermonie Granger olmanız gerekiyor(Bkz: Harry Potter ve Azkaban Tutsağı, Time-travel). Öyle bir seçeneğinizin olmadığını düşünerek ufak bir tavsiye hazırladım.
Güne Başlangıç
Önceki yazımda da bahsettiğim gibi, uykusuz ve yorgun bir şekilde uyandınız. Telefon alarmınızı beşer dakika erteleye erteleye yarım saat geç uyandınız bile. Zar zor hazırlanıp servise yetiştiniz ve işe girmeden önce de simit, poğaça ne varsa alıp devam ettiniz. Şimdi tam burada durun. Bu düzensiz beslenmenin başlangıcı haftalar geçtikçe hem bedeninizi yormaya başlayacak hem de sizi hayalinizdeki yaz vücudundan uzaklaştıracak. Geri dönüp baktığımızda, o ertelediğiniz beşer dakikalık alarmları, güzel bir kahvaltıya harcarsanız inanın güne çok daha zinde başlar ve gün boyu daha enerjik olursunuz.
Bu “sağlıklı yaşam” klişesine spor maddesini eklemeden olmaz. Evet, düzenli spor yaptığım söylenemez. Ama yapabilen arkadaşlarım sabahın o vaktinde kalkıp, spora gidiyor, ardından işe gidiyorlar. Gerçekten saygı duyulacak bir durum. Spor yapmanın ne kadar dinç tuttuğunu hepimiz biliyoruz. 1-2 saatlik spor olmasa bile sabahları meditasyon ya da egzersiz yapmanın faydalarını okumayan yoktur diye düşünüyorum. Ben her ne kadar yapamasam da bu konudaki çalışmalarım devam ediyor. 🙂
Gününüzü Planlama
İşleri önem sırasına göre ayırmak, öncelendirmek, veriminizi ve zamanınızı iyi kullanmayı önemli ölçüde arttıracaktır. Örneğin sabahları ilk işim gelen mailleri kontrol etmek oluyor ki gün içerisinde dikkatimi sık sık dağıtan mail trafiğinden az da olsa kurtulabileyim.
Mümkün olduğunca aynı anda birden fazla iş yapmaktan kaçının. Verimliliğinizi düşürdüğü gibi her bir işe ayırmanız gerekenden daha fazla zaman ayırmanıza neden olursunuz.
Küçük işleri görmezden gelmeyin ya da ertelemeyin. Önemsiz görünen ufak detaylar ya da çok kısa sürede halledebileceğiniz işler ileride çok daha fazla vaktinizi ve enerjinizi alabilir.
Not tutmayı unutmayın! Hepimiz insanız ve unutmak da en doğal davranışlardan biri. Her ne kadar türkçe pop şarkılarını ezbere bilseniz de yapmanız gereken ufak şeyleri ya da birisinin söylediği bir şeyi unutabilirsiniz. Sık sık not alın ve gün sonunda tamamladıklarınızı işaretleyin. Ertesi gün ilk işiniz de dünden kalan yapılacaklar listesine göz atmak olsun.
Monotonluktan Kaçış
Tüm bu düzen bir zaman sonra kendini tekrarlamaya başlıyor maalesef. Sabah kalk, işe git, eve dön, bilgisayara bak, Netflix, YouTube ve uyku vakti.
Tüm bu standart aktivitelerin dışında kendinize vakit ayırın.
Ruhunuzu dinlendirmek, kendinizi geliştirmek hatta “hiçbir şey yapmamak” için vakit ayırın. Bir kafede oturup kitap okumak olabilir, sahilde bir yürüyüş olabilir, ya da bütün bir gece yatakta uzanıp keyif yapmak olabilir.
Ruhunuzu dinlendirmek, kendinizi geliştirmek hatta “hiçbir şey yapmamak” için vakit ayırın. Bir kafede oturup kitap okumak olabilir, sahilde bir yürüyüş olabilir, ya da bütün bir gece yatakta uzanıp keyif yapmak olabilir.
En önemlisi de ailenize, arkadaşlarınıza ve çevrenize vakit ayırın. Haftada 40-45 saat çalışmanın dışında onlarla geçirdiğiniz her bir dakikanın ne kadar kıymetli olduğunun farkına varın. Unutmayın her şey için bir vakit vardır. İş bekleyebilir, yapılacaklar ertelenebilir ama bu kaliteli vakti ertelemeyin.
Zaman yönetimi her ne kadar zor gözükse de planlı yaşamaya başladıkça korktuğunuz bir durumdan hoşunuza gitmeye başlayan bir duruma dönüşüyor. Ama spontane planlara da açık olun, arada değişiklik iyidir 🙂
3. bölümde görüşmek üzere! 🙂
Yorumlar (0) Yorum Yap