Harry Potter’dan Çıkarılabilecek Altın Değerinde 9 Hayat Dersi

Harry Potter okumanın/izlemenin yaşı olmaz. Kaç kere elimize aldıysak kitapları ve kaç kere geçtiysek ekranın başına hep aynı heyecanla bekledik olacakları. Belki de fark etmeden çok şey öğretti bize bu seri. Hayatımıza çok başka mottolar kattı ve bizi hep derinden etkiledi.

1) Eğer gerçek arkadaşlarınız varsa her şeyin üstesinden gelebilirsiniz.

Harry, Ron ve Hermione. Kurdukları o inanılmaz bağ ile karşılaştıkları devasa sorunlara her zaman bir çözüm buldular. Ölüm Yiyenler, Ruh Emiciler, Dolores Umbridge ve hortkuluklar. Günün sonunda yan yana olduklarında tüm zorlukların nasıl da aşılır olduğunu öğrettiler bize.

2) İnsanlar sizi her zaman şaşırtabilir.

Muhteşem bir insanın geçmişi sırlarla dolu olabilir, kekeme ve korkak gözüken bir profesör aslında çok karanlık şeyler saklayabilir. Sert mizaçlı, her daim nefret kusan ve iğneleyici cümleleriyle tanınan biri her şeyini hayatının aşkı için feda etmiştir belki de. Kim bilir? İnsanlar asla dışarıdan göründükleri kadar değildir, içeride bambaşka dünyalar olabileceğini bu tuhaf büyücü dünyasında öğrenmiştik.

3) Cesaret kendini çok farklı şekillerde gösterebilir.

Kiminin arkadaşlarının karşısında durması gerekti, kiminin ise karanlık bir gecede kendinden kat be kat güçlü bir insanın karşısına çıkması. Ama her ne olursa olsun hepsi çok cesurdu ve cesaretin bambaşka şekilleri olduğunu fark ettirdiler bize.

4) Yapamadığınız şeyler için yardım istemek kötü değildir.

Hermione’nin o muhteşem zekasından Harry ve Ron çok kez payını almıştı. Ron, duyduğu kadarıyla Çataldili konuşmuştu ve Neville Hermione’yle Ron tam vazgeçmişken Nagini’yi öldürmüştü. Şimdi kim “Ben yardım istemiyorum!” diyebilir ki!

5) Korkularınızdan kaçmak yerine, onlarla yüzleşmek size iyi gelebilir.

Harry Ruh Emiciler’e karşı asasını kaldırırken, Ron Hermione taşlaştıktan sonra örümceklerin peşinden gitmişti. Ginny, Harry’e olan hayranlığı yüzünden onun karşısında dili tutulurken bunu yenmişti. Bazen zor zamanlardan geçeriz ve eğer yüzleşemezsek hayatımızın parçalarını yerine eksik oturturuz. Her şeye rağmen savaşmak çoğu zaman bizi güçlendiren seçenektir.

6) Kalıplara uymamak dışlanmak demek değildir.

 Evet, karşımıza ilk çıktığında testralleri gören Luna Lovegood. Kaymak birası tıpasından kendine kolye yapıp, eşyalarını kaybettiğinde bile sevimli olabilen kız. Onunla birlikte farklılıkların getirdiği güzelliği ve bunun aslında kişiliğimizi nasıl da şekillendirdiğini öğrenmiştik.

7)  Ne kadar nefret edersek edelim karşımızdakini anlamaya çalışmalıyız.

Burada tam olarak Draco Malfoy ve Severus Snape’den bahsediyoruz. Çünkü Harry ikisinden de nefret ediyordu serinin başında. Halbuki bazen içimizde olan iyiliği geç fark edebilir ya da tam anlamıyla gösteremeyebiliriz. Seçimler karakterlerimizi etkilemez, karakterlerimiz seçimlerimizi etkiler. Tıpkı Draco’nun Bellatrix’e Harry’i tanımadığı yalanını söylemesi gibi.

8) Gerçek sevgi etrafınızda var olduğu sürece, sonsuza kadar sürer.

Anne ve babasını çok küçük yaşta kaybetmiş bir çocuk, sevginin gücüyle en büyük lanetten kurtulduysa eğer; bazı şeyler yalnızca sevmekle aşılabilir. Ölümün dahi bitiremediği saf inançlar, arkadaşlıklar, aşklar.

9) Kurallar bazen yıkılmak için vardır.

Dolores Umbridge’in koyduğu katı kurallara rağmen Dumbledore’un Ordusu’nu kurmak, Yasak Orman’da alacakaranlıkta dolaşmak ve Voldemort gelirken köprüyü yıkmak… Eğer bu kurallar ezilip geçilmeseydi belki seriden bu kadar keyif alamaz, hayatta her zaman kalıpların değil değişik bakış açılarının da işe yaradığını göremezdik.
Kategoriler: Yaşam

Yorumlar (0) Yorum Yap

/