Tercih dönemine çok az kalmışken pek çok üniversite adayı gencin aklındaki sorulardan biri “üniversiteyi şehir dışında mı okusam yoksa ailemin yanında mı?”. Bu soru kişinin beynini o kadar kemirir ki, adayımız özgürlükçü bir düşünceyle istediği bölümü veya sırf yaşadığı şehirden uzak diye istemediği bir bölümü başka bir şehirde okuma kararı alır ve olaylar gelişmeye başlar. Çünkü adayımızın bazı şeylerden haberi yoktur. Biraz göz açmak biraz da her açıdan bakmak adına bu yazıyı siz üniversite adayları için hazırlamış bulunduk.
1) Üniversite okumak için geldiğiniz şehir çok önemli!
Eğer üniversite okuyacağınız şehirde herhangi bir tanıdığınız yoksa ve bu şehri daha önce görmemişseniz gerçekten işiniz çok zor ve kalabalıklar içerisinde yalnız başınıza kalmanız an meselesi olabilir. Aslında bu durumda kalan üniversiteli genç sayısı çok fazla ve çözümü maalesef sabır ve zaman. Siz bu yalnızlığa sabır gösterir ve zamanla çevrenizi genişletirseniz -bu katılacağınız gruplar, etkinlikler, okul kulüpleri ve tanışacağınız yeni insanlar olabilir- bu durumun üstesinden gelebilirsiniz. Kısacası dışa dönük biri iseniz bu kolay olacaktır ama eğer içinize kapanıksanız biraz açılmanızın tam sırası. 🙂
2) Kalacak yer telaşı da cabası!
İlk maddemizle bağlı olarak düşünür isek; yaşayacağınız şehirde tanıdığınız varsa onun yanında kalabilir veya onun yardımıyla kendinize kalacak yer ayarlamanız kolay olacaktır, çünkü artık bir rehberiniz var! Şayet kimseyi tanımıyorsanız söylemeliyiz ki işiniz gerçekten çok zor. Öncelikle KYK(Kredi ve Yurtlar Kurumu)’ya başvuru yapmanız ve birçok torpilli arkadaşınız arasından okulunuza yakın bir yurt çıkmasını bekleyebilirsiniz. Maalesef bu süre belirsiz; yani okul başlamadan da yurt çıkabilir, sene sonunda da çıkabilir. Bu nedenle çoğu insan özel yurtlara yönelir. Fakat unutulmaması gereken şey özel yurtların devlet yurdundan daha pahalı olduğudur. İlk seneden tek başınıza eve çıkmanın riskli olduğunu sakın unutmayın.
3) Okula alışma sürecini unutmayalım!
Her şey güzel, kalacak yeriniz var, ertesi gün dersleriniz başlıyor, heyecanınız dorukta! Ayrıca hazırlık okumanızı eğer İngilizceniz çat pat ise kesinlikle tavsiyemdir. Hazırlık sınıfı hem şehre hem okulunuza alışmanızı sağlayacaktır. Fakat ilk birkaç ay sancılı olacak, unutmayın… Hatta bazı geceler insanların tavırlarını ve davranışlarını anlamlandıramayıp en ufak şeyi kafanıza takıp gözyaşlarınıza hâkim olamayabilirsiniz. Bu biraz sizi yıpratacak bir süreç; fakat unutmayın her çile sonucunda güzel şeyler sizi bekliyor olacak.
4) Tek başına yaşamayı öğrenmek mi?
Tek başınıza yaşamayı öğrenmenizin tam sırasıdır. Ailesinden düzenli olarak harçlık yollanan insanlar için ilk başlarda finansal durum kontrolden çıkabilir. Burada sizin ve ailenizin biraz sabır göstermesi gerekiyor. 18 yıldır onlara bağlı, onlarından yanındayken bir anda kendi finansal işlerinizin içerisine düştünüz, öğrenmeniz zaman alabilir. Eğer ailesinden maddi destek almayan ve “hem çalışıp hem okurum” diyen cengâver gençlerimiz varsa; hayat onlar için biraz daha zor olacaktır. Hem iş hem okul hem sosyal çevre; ayrıca bu üçünün harmanlanmasıyla oluşan finansal yönetim gencimizi bayağı yorabilir. Ama gençsin, atlatırsın, alışırsın!
5) Özgürsün!
Gelelim bütün Türk gençlerini heyecanlandıran asıl konuya… Her genç özgür olacağım edasıyla şehir dışında okumak ister. Haklısınız! Ben okuyamadım, siz okuyun J Mevzu şu ki; kimseye hesap verme zorunluluğunuz olmayacak, kendi kendinizi kontrol edebilecek; belki bu özgürlüğü ilk başlarda fazla kaçıracak ve bazı dersler edineceksiniz. Ama bir süre sonra her şey yoluna girecek ve bu tatlı özgürlük içinde yaşayacaksınız. Hatta belki ailenizin yanında olmak, 3. Günden sonra sizi sıkacak. Özelikle küçük şehirden büyük bir şehre geldiyseniz biraz maymun iştahlı olabilirsiniz; burada önemli olan kendinizi dış etkenlere karşı korumanız, herkese kanmamanız… Ne de olsa burası büyük şehir. Kısacası siz siz olun her şeyi dozunda yapın!
6) Kişisel gelişimine katkısı üst düzeyde!
Eee, ileriyi de düşünmek lazım tabii… Öyle sürekli gezmek, ben özgürüm aklıma eseni yaparım demek olmaz. Biraz da kendi kişisel gelişiminizi düşünmeni gerekiyor. Okulun verdiği teknik eğitim dışında kendinizi sosyal, güncel konularda geliştirmeniz, en azından fikir sahibi olmanız; bir ortamda söz sahibi olabilmeniz gerekiyor. Bu da çok okumaktan ve tabii gezmekten geçiyor. Bakış açınızı geliştirmeniz, dünyaya at gözlüğü ve sabit fikirlerle bakmamanız gerekiyor. Kısaca, ufkunuzu genişletin. Karakteriniz elbette değişmez ama düşüncelerinizin takla atmasına hazır olun.
Yorumlar (0) Yorum Yap