Süper öğrenici yani İngilizce adıyla Super Learner olmak, 21. yüzyılda başarılı olmanız için gereken en önemli becerilerden biridir. Teknolojik değişim çağında önde olmak, sürekli kendinizi geliştirmenize bağlıdır.
Hızla değişen bir dünyada, yeni bir beceriyi olabildiğince hızlı öğrenme yeteneği gittikçe bir zorunluluk haline gelmeye başladı. İyi haber şu ki, yeni bir şeyi öğrenme konusunda daha iyi olmak için doğuştan yetenekli olmaya ihtiyacınız yok.
Charles Darwin, Leonardo da Vinci ve Nobel ödüllü fizikçi Richard Feynman dahil olmak üzere birçok başarılı isim olağanüstü bir zekaya sahip olmadığını iddia etmiştir.
Kısacası, hepimizin yeni bir disiplinde ustalaşmak için yeterli beyin gücü var. Doğru tekniği kullanarak neredeyse herkes her şeyi öğrenebilir. Daha da iyisi öğrenme süreciniz bu teknikler sayesinde daha keyifli hale gelebilir. Bu yıl kariyerinizi geliştirmek için yeni bir beceri öğrenmeyi hedefliyorsanız, bu 6 alışkanlık sizin için faydalı olacak demektir.
1) Süper öğreniciler çok okurlar
Okumak bize; tarihin içinde dolaşma, fikirlere, kavramlara, duygulara ve bilgi dağarcığımıza daha derin bir açından bakma özgürlüğü verir.
Kitap okurken beyniniz, okuduğunuz materyalin türüne bağlı olarak büyüyor, değişiyor ve yeni bağlantılar kazanıyor. Öğrenmek konusunda yetenekli olan insanlara baktığımızda çok okuduklarını görürüz.
Elon Musk günde bir-iki kitap okuyor. Bill Gates yılda 50 kitap okuyor. Mark Zuckerberg iki haftada en az bir kitap okuyor. Warren Buffett günde beş ila altı saatini; beş gazete ve 500 sayfalık kurumsal raporunu okuyarak geçiriyor.
2) Süper öğreniciler öğrenmeyi bir süreç olarak görürler
Öğrenmek bir yolculuktur, yeni bir bilgidir, ancak bir varış noktası değildir. Bu zevkli yolculuk yaşam boyu devam eden bir süreçtir. Herhangi bir konuyu, fikri veya yeni bir zihniyeti anlamak sadece keskin bir gözlemi değil, sürekli bir merak duygusu gerektirir.
IBM’den Sonia Malik, “Bir öğrenme yolculuğu, belirli bir rol ve / veya teknoloji alanı için beceri kazanmak amacıyla kullanılabilecek resmi ve gayri resmi öğrenme varlıklarından oluşan derlenmiş bir koleksiyondur” diyor.
Öğrenmek, genellikle artan kazançlara kendini amorti eden bir yatırımdır. Değişen iş dünyasında; vazgeçilmez olmak ve gelişmek istiyorsanız öğrenmek her zamankinden daha fazla işe yarayacaktır.
Süper öğreniciler sürece değer verir. Öğrenme konusunda net bir hedefleri yoktur ve tutarlı bir iyileşme ararlar. (Yeni prensipler, süreçler, dünya görüşleri, düşünme modelleri vb.)
3) Büyüme zihniyetini benimserler
Büyüme zihniyetini benimsediyseniz doğru yoldasınız demektir. Bu düşünce, Dr. Carol Dweck tarafından geliştirilen; zeka, yetenek ve performansınızı artırabileceğinize olan inancınız etrafında dönen bir öğrenme teorisidir.
Modern teknolojileri tartışan çalışmaları ile tanınan yazar, fütürist ve iş insanı Alvin Toffler şöyle diyor: “21. yüzyılın okuma yazma bilmeyenleri okuma yazma bilmeyenler değil, öğrenemeyenler olacaktır”.
Bu yaklaşımı benimsemek, hayatta en çok arzu ettiğiniz hedeflere daha fazla odaklanmanıza yardımcı olabilir. Yeteneklerinizi öğrenme ve geliştirme fırsatlarını daha kolay görebilmenizi sağlayabilir.
Açık fikirli olmak, daha iyi bilgi edinmek ve gerektiğinde uygulama yeteneğine sahip olmak hayatınızı ve kariyerinizi önemli ölçüde geliştirir.
4) Süper öğreniciler başkalarına bildiklerini öğretirler.
Araştırmaya göre, öğreniciler kavramı bir başkasına açıklarken, öğretirken veya pratikte denerken öğrendiklerinin yaklaşık %90’ını kalıcı hale getiriyorlar.
Başkalarına bildiklerinizi öğretmek; yeni bilgileri öğrenmenin ve hatırlamanın en etkili yollarından biridir. Psikologlar, buna “geri çağırma pratiği ” diyor. Daha güçlü bellek izleri oluşturmanın en güvenilir yollarından biridir.
Başkalarına bir konuyu basit terimlerle öğreterek öğrenin, böylece bilginizdeki eksiklikleri hızlıca belirleyebilirsiniz. Bu alışkanlık, ünlü fizikçi Richard Feynman tarafından üretilen zihinsel bir modeldir.
Feynman Tekniği, James Gleick’in eseri “Genius: The Life and Science of Richard Feynman” kitabında da açıkça ortaya konulmuştur. Bilginizin nihai testi, onu başka birine aktarma kapasitenizdir. Bilgiyi öğrenmenin, işlemenin, tutmanın ve hatırlamanın en iyi yolu %50 öğrenmek ve %50 paylaşmaktır. Bu tekniği denemek isterseniz; bir kitabı tamamlamak yerine, yüzde 50 okumayı ve devam etmeden önce öğrendiğiniz temel fikirleri hatırlamayı, paylaşmayı veya yazmayı deneyin.
5) Etkili öğreniciler beyinlerine özen gösterirler
Herkes mümkün olduğunca uzun süre aktif bir yaşam sürmek ister. Ancak bu isteğin gerçekleşmesi güçlü beyin sağlığına bağlıdır. Beyninizi sağlıklı tutmak zekanızın keskin kalmasını sağlar. Beyniniz için yaptığınız veya yapmadığınız şeyler, hafıza, bilgi işleme ve bilgi alma yöntemlerinizi önemli ölçüde değiştirebilir.
Beyin sağlığı; bilişsel düşüşün yavaşlamasıyla ilişkili çok sayıda yiyecek yemek anlamına gelir. Örneğin, yaban mersini, sebzeler (lahana gibi yeşillikler, ıspanak, brokoli) kepekli tahıllar, balık ve baklagillerden protein almak ve sağlıklı doymamış yağları tüketmek.
Meyve ve sebzeler, beyin hücrelerinde aşınma ve yıpranmaya neden olan yaşa bağlı oksidatif stresle mücadele ediyorlar. Onları korumak için hiçbir şey yapmazsak beynimiz doğal olarak gerilemeye başlayacaktır. Bununla birlikte, erken müdahale ederseniz gerileme sürecini yavaşlatabilirsiniz. Sağlıklı bir beyni korumak, hasarlı bir beyni onarmaya çalışmaktan çok daha kolaydır.
6) Sık sık kısa molalar verirler
Çalışma süresi, öğrenmek ve kalıcı olarak beyninize kaydetmek istediğiniz bilgiler için çok önemlidir. Yapılan son araştırmalara göre, sık sık kısa molalar vermek, bilgileri daha iyi öğrenmenize ve hatta hatırlama oranınızı artırmanıza yardımcı olabiliyor.
Ulusal Nörolojik Bozukluklar Enstitüsü kıdemli araştırmacısı Leonardo G. Cohen, “Herkes yeni bir şey öğrenirken ‘pratik yap, pratik yap, uygula’ sisteminin gerekli olduğunu düşünüyor. Bunun yerine öğrenmek için sıklıkla dinlenmenin, belki de bahsedilen sistem kadar kritik olduğunu gördük ”diyor.
Kaliteli ve sık molalar beynin bilgileri sindirip kalıcı hale getirmesine yardımcı olacaktır. Zaman içinde ne öğrenirseniz öğrenin, daha iyi sonuçlar almak için dinlenme aralıklarınızı optimize etmek önemlidir.
Louisiana Eyalet Üniversitesi Akademik Başarı Merkezi’ndeki uzmanlar, çalışmak için 30-50 dakikalık oturumlar önermektedir. Lisansüstü asistan Yardımcısı Ellen Dunn , “30 dakikadan az çalışmak yeterli değildir, ancak 50 dakikadan fazla çalışmak da beyninize bir kerede yüklemek için çok fazla bilgi birikmesine sebep olur” diyor.
Beyninizin sinir ağlarının bilgileri işlemesi gerekir, bu nedenle öğrenmenizi belirli aralıklara yaymak, yeni bilgileri daha verimli bir şekilde ezberlemenize yardımcı olacaktır. Beyninize öğrenmek kadar dinlenmek ve iyileşmek için de yeterli zamanı vermeyi ihmal etmeyin.
Kaynak.
This post is also available in: English
Yorumlar (0) Yorum Yap