Daha önce dinlediğiniz şarkıyı tattınız ya da gördüğünüz bir rengin sesini dinlediniz mi? Birleşmiş duyuları olan Sinestezik insanlar için bu durum gündelik hayatın bir parçası niteliğinde çünkü onlar doğuştan itibaren duyularını çaprazlayarak kullanıyor. Pazartesi’yi sarı, Perşembe’yi lacivert, Mayıs’ı turuncu ya da bir masayı çilek tadında algılayabiliyorlar.
İlk doğduğumuz anda sahip olduğumuz nöron bağlantılarının zamanla yok olmamasından kaynaklanan bu durum bazı çevrelerde hayatın sunduğu bir armağan olarak görülürken bazı çevrelerde ise hastalık olarak nitelendirilir. Algıda gelişmişlik düzeyine sahip bu insanlar genellikle sanata daha meyilli olurlar. Hayal dünyaları çok geniştir ve duygusal açıdan da hassas insanlardır.
…
Duyular Birlikte Nasıl Algılanır?
Yaklaşık 60 farklı biçimi olmakla birlikte Sinestez’inin temel prensibi duyuların bir arada kullanılmasına yöneliktir. Duyulan bir ses, tat olarak algılanabilirken başka bir biçiminde dinlenen nota, renk olarak görülebilir. Bunun yanında bazı rakamları renk olarak algılama ya da haftanın günlerine tatlar atfetme de oldukça sık rastlanan türlerindendir.
Bu özelliğe sahip insanlar yaşadıkları bir anıyı ya da duydukları bir hikâyeyi farklı algılarıyla da beyinlerine kodladıkları için unutmaları çok daha zordur.
Görülen harf, şekil ya da duyulan bir kelimenin biçimlerinin değişmesi sinestezik bireyin onu algılayışında bir değişiklik yaratmaz. Örneğin okunan bir “E” harfi;
yazı stili, boyutu ne olursa olsun her zaman mavi olarak görülürken kelimenin söylediği kişiye göre hissedilen vanilya, domates, kurabiye ya da biber gibi çeşitli tatlar da değişmez. Ancak bir notanın ses perdesinin değişmesiyle görülen renkler hemen farklılık gösterir.
Birçok Sinestezik insan, herkesin dünyayı böyle algıladığını düşünerek hayatına devam eder ve özel olduğunun farkında değildir. Siz de artık Sinestezik olup olmadığınızın farkına varabilirsiniz. Eğer öyleyseniz, dünyanın %4’lük bir kesiminde olduğunuzu bilin ve kendinizi şanslı hissedin!
Yorumlar (0) Yorum Yap