Antik Yunanistan’da yaşamını geçiren Platon, Batı dünyasının en etkili filozoflarından biridir. Bugün bildiğimiz felsefenin temel taşlarını oluşturmaktan sorumludur. Eserleri dünyaya mal olup, karmaşıklığı ile bilinmektedir. Tüm yazılarındaki asıl ve yegâne amacı “eudaimonia” iyi bir yaşama nasıl ulaşacağımızdır.
Bütün eserleri diyaloglar ve karakterler arasında konuşmalar üzerinden gerçekleşir. Sokrates ve meslektaşları ile sohbet eder. Bu konuşmalar politika, aşk, cesaret, bilgelik, söylem, gerçeklik gibi pek çok konuyu bir araya getirir. Meslektaşları dahi ilgilendikleri tek nokta; iyi olanı anlamak için çalışmak.
Platon ve diyalogları toplumu ve kendimizi nasıl geliştirebileceğimize dair yardımcı olurken, yaşamımızda akıl ve analiz ihtiyacını ortaya koyar. İşte, o zaman gerçekten iyi hayata erişebiliriz. Platon’dan bugün öğrenebileceğimiz önemli sözleri ve diyalogları:
1) “Ya filozoflar kral olmalı ya da krallar filozof…”
Platon, demokrasiyi derinlemesine eleştirir ve iyiliği elde etmek için ‘filozof krallarının’ toplumun liderleri olması gerektiğini söylüyor. Plato, politik iktidar ve yönetim organları yönetiminde bir felsefe ve siyasetin birleşmesini istiyor.
“Filozoflar bu dünyada krallar haline gelene kadar ya da krallar ve yöneticiler gerçekten filozoflar haline gelene kadar, devletlerin ya da insanlığın sıkıntılarının sonu gelmeyecek. Siyasi güç ve felsefe aynı ellere gelecektir.”
2) Çünkü bu ruh hali bizim düşünüş dediğimiz şey değil midir?”
Platon, öğrenmek ve bilge olmak için çaba sarf edenlerin asla tatmin edici bir başarıya ulaşamayacağını ve nasıl
iyi bir hayat yaşayacaklarını bilmeyeceğini anlatıyor.
Forman Teorisine atıfta bulunduğu ve burada gerçek bilgilerin anlaşılmaz alemde olduğunu söylüyor. Bu formaları anlamanın yolunun maddi dünyada kendimizi öğrenmeye ve eğitmeye, sonra da iyi hakkında gerçek bilgiye ulaşmak için düşünmeye yönlendiriyor.
Hayata karşı dolu bir yaşam sürmemiz, acıları en aza indirmemiz, tavsiyede bulunmalı ve erdemli olmaya çalışmalıyız.
“Bilgeliğin ve erdemin deneyimsizliği, aşağı yukarı taşınır ve orada şölenle doludur. Yaşamları boyunca uzunca dolaşırlar ne üstlerindeki gerçeğe bakıp yükselir ne de saf tadını çıkarırlar. Sadece kalıcı zevkler orada.”
3) “İncelenmemiş hayat yaşamaya değmez.”
Sokrates, gençleri şımartmakla ve bozmakla suçlandı ve bu diyaloğun kendi yasal savunmasını anlattığı iddia edildi. Doğru çalışmak ve hayatımızın farklı yönlerini incelemek ve analiz etmekten sorumluyuz.
Eğer değiştirmek ve daha iyisi için yaşadığımız hayatı tanımazsak, incelenmemiş bir hayat yaşamaya değer değildir. İncelenmemiş bir hayat asla bir ‘eudaimonia’ seviyesine ulaşamaz.
“Erdemli olduğunun bir sözden başka bir şey olmadığını anlarsam, kendisini, değeri büyük olana az değer verip değeri küçük olana çok değer verdiğinden ötürü utandıracağım…”
4) “İki yanlış bir şeyi doğru yapmaz.”
Sokrates, savunmasına rağmen duruşmasından sonra ölüme mahkûm edildi. Crito, Sokrates’in haksız yere hapsedildiğine inanıyor ve hapisten kaçmasına yardımcı olabileceğini söylüyor. Ancak Sokrates cezaevinden kaçmanın da haksız olacağını düşünüyor.
Hatalı olduğumuz zaman yanlış ya da ahlaksız bir eylemde bulunmak, bize geçici bir memnuniyet sağlayabilir. Ancak, sorunu kalıcı olarak çözmez ve kalıcı yankılar yaratır. Adaletsizlik karşısında makul ve ihtiyatlı olup, dürtüyle hareket etmemeliyiz.
5) ”Düşünmek, ruhun kendi kendine konuşmasıdır…”
Verdiğimiz kararlar, çevremiz üzerinde etkilere ve yankılara neden olur. Buna karşı olumsuz durumlar ve işin içinden çıkamayacağımız bir durum yaratmamak adına dikkatli olmalıyız. Hatalı olabiliriz. Ancak bu durumlarda rasyonel ve kısıtlı olmalıyız. İşte o zaman, acı çekmemize neden olan olaylardan mantıklı karar alarak çıkabiliriz ya da işleri daha da kötü bir hale sokabiliriz.
“Anlaşmaları bozarak ve yanlış taahhütler vererek kendinize ya da arkadaşlarınıza ne yapacağınızı düşünün. Arkadaşlarınızın ve kendinizin sürgün, itibarsız ve mülk kaybı tehlikesi ile karşı karşıya olacakları çok açık.”
6) “Bildiğimizi varsaysak bile başkalarına bildiremezdik.”
Platon, sahip olduğumuz ve beslendiğimiz bilgileri dikkatli kullanmamızı istiyor. Eğlenceli ve çekici konuşmaları tüketmek yerine, kendimizi eğitmek ve kendi sonuçlarımıza ulaşmak için çaba göstermeliyiz.
Bu bir retorikçinin (örneğin bir politikacı) ya da kamuoyu konuşmacısının, izleyici doğru olandan daha çok ikna etmesi ile ilgilendiğini söylüyor.
“Görünüşe göre retorik, doğru ve yanlış konusundaki talimatlar için değil, inanç için bir ikna üreticisidir… Ve böylece retorikçinin işi bir hukuk mahkemesine veya kamuya açık bir toplantıya haklı ve yanlış konularda talimat vermek değil, yalnızca ‘Onları’ inandırmaktır.”
7) “Çünkü bu aşk…”
Aşk fiziksel bir çekim gibi başlayabilir, ancak amaç sevgiyi daha akıllı ve daha nihai amaç için kullanmak olmalıdır. Bu durum, sevginin fiziksel bir sevgiden nihayetinde güzellik biçiminin sevgisine kadar olup, eğitim ve gelişim biçimi olduğu düşüncesidir. İyi bir hayatın yaşanmasına öncülük edecektir.
“Ah ne iyi olurdu Agathon. İki insan birbirine dokununca bilgi, dolu olandan boş olana akabilseydi!”
8) “Her hoş olan şey iyi, her hoş olmayan şey de kötüdür…”
Bilgi, yaşamımızda ilerlememizi sağlayan güçtür. Bilgelik ise iyi bir yaşam sürdürmek için öğrenmek ve çabalamaktır. Hayatlarımızla ilgili konularda rasyonel düşünmek, sorunlar ile daha kolay başa çıkmamıza yardımca olacak ve yaşam daha tatmin edici bir hale gelecektir.
Bu içerikler de ilginizi çekebilir:
Yorumlar (0) Yorum Yap