Ne İstediğimi Bilmiyorum

Gizem Şahan

Gizem Şahan

Dreamer | Coaching & Consulting | Innovation & Creativity | Dreamcatcher | Entrepreneur

Bana gelen en fazla mesaj ve soru ne ile ilgili biliyor musunuz?
Bana en fazla söylenen cümle şu: ‘Ne istediğimi bilmiyorum?!’
Bunu çok düşündüm ve aslında az önce şunu farkettim. Peki istemeyi biliyor muyuz? Sanki bir şeyleri çok ama çok istemeliyiz, heveslenmeliyiz, amacımız, tutkumuz ve enerjimiz hep o şey üzerinde olmalı. Sadece ona odaklanabilmeliyiz. Ne istediğimizi bilmek zorundayız. İstediğimiz ne ise onun gerçekleşeceğine inanmalıyız. İstediğimizi sürekli tekrar etmek zorundayız.
Hmm… İşte burada denklem biraz karmaşıklaşıyor. Çünkü ‘ne istediğimi bilmiyorum’ cümlesinin altında birden fazla duygu ve anlam gizli.
Çoğumuz ‘isteyemiyor’ hatta yardım ve destek de isteyemiyor. Neden mi? Biraz ego, biraz toplum…Yardım istemenin güçsüzlük ve zayıflık olduğunu sanıyoruz. O zaman siz henüz yardım istemeden, ben sizler için bir liste hazırladım.
‘Ne istediğimi bilmiyorum’ cümlesinin altında aşağıdakilerden hangileri size daha tanıdık geliyor?
1. Kararsızım: Birden fazla seçenek arasında karar veremiyorum.
2. Umutsuzum: Seçeneklerim yok, yetersiz olduğum için sanki bir şey yapamayacakmışım gibi geliyor.
3. Korkuyorum: Mevcut durumumdan mutsuzum fakat yeni bir adım atmak bana korkutucu geliyor.
4. Tükenmişim: Bir şeyler yapmak istiyorum, hatta ‘yapmam gerek’ ama ne zamanım ne enerjim var.
5. Bilmiyorum: Kendimi, yeteneklerimi ve neler yapabileceğimi bilmiyorum. Üzerinde çok düşünmedim, hatta nasıl düşüneceğimi de bilmiyorum. Birinin bana ne yapmam gerektiğini söylesin, buna ihtiyacım var.
6. Maymun İştahlıyım: Yani en azından ailem, etrafımdakiler böyle olduğumu söylüyor. Bir şeye hevesle başlıyorum, ama sonra çabuk sıkılıp bırakıyorum. İç disiplinim yok ve yarım bıraktıklarım beni ‘ya bunu da yarım bırakırsam’ diye paralize ediyor ben de artık hiç başlamıyorum. Her şeyi aynı anda yapmak istiyorum acelem var benim. Mutlaka hemen şimdi bilmem gerek.
7. Tembelim: Ben sadece ilgimi çeken şeyleri yapmayı seviyorum, diğer şeyleri yapmadığım için insanlar, özellikle anne babam tembel olduğumu söylüyor. Oysa ki bana angarya geliyor o işler ondan yapmıyorum. Canım istediğinde hepsini bir çırpıda hızlıca yapıyorum.
8. Kayboldum: Önceleri ne istediğini bilen, hayatımı kontrol edebilen biriydim fakat ne oldu bilmiyorum son yaşadıklarımdan sonra sanki hayatımı kontrol edemiyormuş gibi hissediyorum. Önceden herkes benden tavsiye isterken şimdi kimseye verecek enerjim de tavsiyem de kalmadı. Ben kendi başımın çaresine bakamıyorum, onlara nasıl yardımcı olayım.
9. Parayla bir derdim var: Para kazanmanın şart olduğunu biliyorum. Hatta mevcut işimi de sadece para için yapıyorum ama hakettiğimden az kazanıyorum. Zam da isteyemiyorum terfi de bu yüzden bu durum beni sıkıştırıyor. Nasıl istendiğini, isteneceğini bilmiyorum, ayıp gibi geliyor.
10. Mutsuzum: Şimdiye kadar çok şey denedim. Kişisel gelişim kitapları, eğitimler, seminerler. Hala ne istediğimi bilmiyorum. Diğer insanlara, başarılı insanlara bakıyorum ve onlardan neyim eksik diye düşünüp mutsuz oluyorum. Oysa ki tek ihtiyacım ufacık bir destek, ufak bir itici güç. Ama bunu kendimde bulamıyorum.

11. Zorunluluklarım, sorumluluklarım var: Ben de bilirim öyle girişimci olayım, kendi işimi kurayım ama benim onlar gibi tuzum kuru değil. Kira var, faturalar var, çocukların okulu var, taksitler var. İşimi çok sevdiğim söylenemez ama mecburum. Bizden öncekiler sanki mutlu olarak mı çalışıyorlardı? Bu düzene uymaya mecburum. Çocukça hayallere kapılamam, benim sorumluluklarım ağır basıyor. Ne istediğimi bilmiyorum çünkü istemek bir lüks. Bu lükse sahip değilim ve bu gibi konularda kendini geliştirmeye çalışan insanlara içten içe gıpta etsem de dışarıdan yargılıyor ve küçümsüyorum.
12. Değersizim: Benden hiçbir şey olmaz. Zaten üniversiteyi de vasat bir üniversitede okudum. Yabancı dilim yok. Yeteneğim yok. Aslında hünerliyimdir, çalışkanımdır bir işi verirlerse yaparım ama beni kim ne yapsın? Herkes benden daha iyi onlar varken bana kimse bakmaz.
13. Kriz var, işsizlik var, piyasanın durumu kötü: Bunlar varken benim adım atmaya, istemeye, hakkımı talep etmeye gücüm olamaz ki. Zaten herkes işsiz, ben en iyisi burada mevcut koşullarda devam edeyim. 5 sene burada aynı paraya çalıştırsalar da, arada maaşımı yatırmasalar da sesimi çıkarmayayım. Aslında ne istediğimi bilir gibiyim, keyif aldığım şeyler de var, yapmaya çalışıyorum ama düzenimi bozamam şu an.
Daha çoook sayardım ama 13’te bırakmak istedim malum uğursuz rakam. Oradan aklınızda kalmasını isterim ki tüm bu maddeler aslında bizim sabotajcılarımız.

Eminim ki bu maddelerden biri ya da birkaçı sizde vardır. Bunlar benim karşılaştığım sabotajcılardan birkaçı. Yani iç sesimiz, bizi yapmak istediklerimizden alıkoyan ve bizi hayatta tutmaya çalışan sesimiz. Sabotajcılarımız sayesinde şu an bu yazıyı okuyabiliyorsunuz, yani o kadar da kötü değiller fakat bizi acıdan korurken aynı zamanda tatmin bir hayat yaşamamızı da engellediklerini çoğu zaman fark edemiyoruz.
Ben çoğu zaman sabotajcılarımızı nasıl aşacağımızla ilgili eğitimler veriyor, insanlara destek oluyorum. İnanın o kadar fazlalar ki, ve çoğumuzunki benzer. Kişisel olarak çok öznel olabiliriz, biricik olabiliriz ama bu toplumda yaşıyoruz ve toplum da bizim iç sesimizi şekillendiriyor. Bunları iyileştirerek kararlı bir şekilde geleceğe yönelik kararlar alıp harekete geçmek ise çok kolay değil, fakat sandığımız kadar zor da değil.
Peki, sormak isterim size…Siz ‘Ne istediğimi bilmiyorum’ demeden önce, sabotajcınızın farkında mısınız?
Dilerseniz beni Instagram’dan takip edebilirsiniz: @gizemsahancoaching

This post is also available in: English

Kategoriler: Gelişim

Yorumlar (0) Yorum Yap

/