Genelde erteleme alışkanlığına sahip olan insanların, zaman yönetimi konusunda zayıf olduklarını düşünürüz. Ancak gerçek şudur ki, bu insanlar aslında kendilerini yönetme konusunda zayıflardır.
Erteleme alışkanlığı, insanların bugünkü benliklerini, gelecekteki benliklerinden daha öne koymaları ve bugünün refahını geleceğin refahına tercih etmeleriyle ortaya çıkar. Bugünün refahını garantilemek, anlık rahatlık sağlarken ertelemeyi bir alışkanlık haline getiren insanların uzun vadede daha yoğun stres yaşamalarına ve genel refahlarına zarar vermelerine neden olur.
Öncelikle dilimize “son teslim tarihi” gibi masum bir çeviriyle giren “deadline” kelimesinin kökenine bir bakalım. Bu kelime aslında, cezaevlerinde yere çizilen bir çizgiye ve bir mahkumun bu çizgiyi geçmesi durumunda vurularak öldürülmesine atıfta bulunur. Buradan yola çıkarak basitçe Deadline’ı şu şekilde ağır bir cümleyle ifade edebiliriz: “Bunu yarına kadar yapmazsam ölürüm.” Bu kelime, günümüzde kullanıldığı anlamıyla gerçek bir ölümü simgelemiyor olsa da psikolojilerimiz üzerinde hırpalayıcı bir etkisi olduğu açık.
Son teslim tarihinin psikolojilerimiz üzerinde yarattığı yıkıcı etkiye rağmen hala kendimize son günler ve son saatler belirleyip duruyoruz. Baskıyla birlikte “tamamlayamama” korkusuyla birleşerek gece yarılarına kadar zihnimizi meşgul eden, bizi tüketen bir alışkanlıkla karşı karşıya kalıyoruz.
Deadline’ları ertelemenin ise bizi öncekinden daha kötü bir duruma sokacağını kabul etmemize rağmen gönüllü olarak erteleme eyleminde bulunuyoruz. Calgary Üniversitesi’nden Psikolog Piers Steel, 2002’de “Erteleme Ölçümü ve Doğası” adlı tezinde bunu ifade ediyor. Steel, The New York Times gazetesine verdiği demeçte ise “Ertelemek aslında kendine zarar verme alışkanlığıdır” diyor.
Ertelemek Nasıl Zarar Verir?
Ertelemek, yalnızca kalitesiz işler ortaya koymanıza değil bir dizi olumsuz sağlık sorunuyla karşılaşmanıza neden olabilir. Tahmin edilebileceği gibi, kronik erteleyiciler daha çok stresli olma eğilimindedirler. Fazla stres de çeşitki sağlık sorunlarına neden olabilir.
Yapılan bir çalışma, kronik erteleyicilerin doktora ve dişçiye daha az gittiklerini, bir diğeri çalışma ise kronik erteleyicilerin psikolojik sağlık sorunları için yardım istemediklerini tespit etti.
Ne Yapabiliriz?
Kendinize şefkat gösterin. Dr. Sirois, farklı yaşam alanlarından 700’den fazla kişi üzerinde bir araştırma yaptı ve bireyin kendileri için sahip olduğu şefkat seviyesinin stres ve erteleme seviyeleriyle ilişkilendirilebildiğini keşfetti. Erteleme alışkanlığınız nedeniyle kendinizi eleştirmek yerine kendinize karşı kibar ve anlayışlı olmak olumsuz duygulara karşı bir tampon görevi görebilir.
Kendinizi affedin. Geçen gece gece yarısı yazdığınız korkunç makaleyi okuduğunuzda ve daha önce başlamış olsaydınız daha iyi bir şey yapabileceğinizi fark ettiğinizde kendinizi yerden yere vurmayın. Araştırmalar, sınava daha erken çalışmaya başlamayan ancak kendilerini bu konuda affeden öğrencilerin, bir sonraki sınavlarda erteleme ihtimalinin daha düşük olduğunu göstermiştir.
Farkında olun. Farkındalık, kişinin şu anki düşünce ve hislerinin farkındalığını sağlayarak, stresi azaltır ve kronik erteleme durumundaki insanları rahatlatabilir.
Yorumlar (0) Yorum Yap