Mükemmel bir dünyada, her şey stabildir. Zamanınızın %100’ü için planlar yapabilirsiniz. Her şeyi önceden tahmin edebilirsiniz.
Ama biliyoruz ki gerçek hayat böyle değil.
Gerçek hayatta, tek bir rastgele (veya beklenmeyen) olay, tüm planlarınızı, hedeflerinizi ve iyi niyetlerinizi aniden mahvedebilir. Bir düşünün:
– Vefat eden bir aile üyesi
-Bir trafik kazası
-Aşık olmak
-İşte yaşanan küçük felaketler
Beklenmeyen olayları önlemek için yapabileceğimiz hiçbir şey yoktur. Ayrıca kaostan bahsederken sadece olumsuz olayları düşünmemeliyiz. Bazen, iyi şeyler de odağımızı bozabilir. Hayat gerçekten tahmin edilemezdir.
Ve bu tahmin edilemezliğe rağmen hayatımıza devam etmek zorundayız. Uyanmalı, hayatımızdaki insanlara saygıyla yaklaşmalı, işimizi yapmalı ve içsel sakinliğimizi korumalıyız. İki seçeneğimiz var:
1. Yaşamın bir kaos olduğunu kabul eder ve kendimizi bu yaşama adapte etmenin yolunu buluruz.
2. Uyum sağlamayı reddederiz ve sefil bir şekilde yaşamayı seçeriz çünkü “hayat zordur”.
Peki hayatınız belirsizliklerle dolu iken nasıl üretken olacaksınız? İşte ize bu zorluklarda yardımcı olabilecek 3 ipucu:
1) Görevlerinize odaklanın.
Önemli bir olay hayatınızı etkilediğinde, dar bir bakış açısıyla hayata bakmaya başlarsınız. Diyelim ki aşık oldunuz.
Birdenbire o kişiden başka bir şey düşünemezsiniz. İşinize odaklanamazsınız. Arkadaşlarınızı unutursunuz. Spor salonuna bile gitmezsiniz. Sadece o kişiyle zaman geçirmek istersiniz.
Aşık olmak harika bir şey olsa da hayatta bundan daha fazlası var.
Tabi ki hayattan zevk almak önemli. Ancak hayatta gittiğimiz yolu unutmamız için kendimize izin veremeyiz. İşimizi, ailemizi, dostlarımızı ve sağlığımızı hiçbir koşulda ihmal edemeyiz.
Odaklanmak ve ideallerinizden vazgeçmemek için kendinize neden çabaladığınızı hatırlatmaya devam edin. Hayatınız ne kadar telaşlı olursa olsun, oturup düşünmek için her zaman 10 dakika bulabilirsiniz.
Ayrıca her gün hedeflerinize göz atmayı ihmal etmeyin. Size nereye gitmek istediğinizi hatırlatacaktır. Ve nereye gitmek istediğinizi bildiğinizde devam edeceksiniz. İşte bu kadar basit!
2) Kısa aralıklarla çalışın.
Her zaman çalışmak için hazırlıklı olun. Kendinize zaman ayırdığınız her an telefonunuzla oynamayın, bunun yerine biraz kendinizi sıkın ve çalışın. Sadece 8 dakika olsa bile.
Saatin kaç olduğu, nerede olduğunuz veya ne kadar çalışabileceğiniz önemli değil -şansınız oldukça çalışın.
Ancak kısa aralıklarla çalışmak o kadar kolay değil. Sonuçta gerçekten odaklanamazsınız. Kısa aralıklarla çalışmak yalnızca ne yapmanız gerektiğini biliyorsanız çalışır. Bunun için her zaman yapmanız gereken şeylerin listesini tutabilirsiniz. Böylece kısa aralıklarla çalışırken “Bundan sonra ne yapmalıyım?” diye düşünerek boşa zaman harcamazsınız.
Unutmayın amacınız sonsuza dek böyle çalışmak değil. Fırtına sakinleştiğinde düzenli rutinlerinize geri dönersiniz.
3) Kendi yakıtınızı bulun.
Hayat zorlu olabilir. Dayanacağınız fiziksel ve zihinsel stres ile başa çıkmak için size uygun yakıt gerekir.
Kaos yaşadığınız zamanlarda beslenme düzeninize dikkat edin. Beslenme düzenleri (ne zaman yediğiniz, ne sıklıkta yediğiniz vs.) ve diyetler (protein, yağ, karbonhidrat gibi tükettiğiniz yiyeceklerin türü) arasındaki farkı ayırt edin. Vücudunuza zarar vermeyen şeyleri deneyin. Hangi yiyeceği yedikten sonra nasıl hissettiğinizi not edin. Kendinizi kötü hissettiren şeyleri diyetinize eklemeyin.
Kaos içinde bir düzen oluşturmak
Hepimiz belirsizlikten nefret ederiz. Ve büyürken hep “güvenli bir iş bul!” tavsiyeleri duyarız. Ancak güvenli bir işin sonunda sizi tembel ve zayıf yapacağını söylemezler. Neden? Çünkü güvendesiniz.
Belirsizlik, eylemi zorlar. Belirsizlik, karşılaştığımız her zorlukta bizi çözüm bulmaya zorlar. Ve bir kere hayatınızı böyle yaşadığınızda zorluk çekmeden düzgün bir şekilde yaşayamazsınız. Bu aşamaya ulaştığınızda ise gerçekten güvende olduğunuza emin olabilirsiniz.
This post is also available in: English
Yorumlar (0) Yorum Yap