Facebook, kullanıcıları tarafından en çok içerik üretilen sosyal ağlardan biri. Genel olarak çevrenizdeki kullanıcılar kendi hayatlarından paylaşım yapıyor olabilir ancak Facebook’un büyük bir kısmı uygunsuz içeriklerle de dolu. Her gün milyonlarca şiddet
içerikli ve sapkın cinsellik içeren paylaşımlar yapılıyor.
Peki yüksek paylaşım trafiğine sahip Facebook’un içerikleri nasıl denetlediğini hiç merak etmiş miydiniz?
Facebook’ta yaklaşık 15 bin kişi içerik denetleyiciliği yapıyor. İçerik denetleyicileri, aldıkları düşük maaşların yanında travma dolu hayatlara sahip.
Chloe’nin panik atakları bir adamın öldürülmesini izledikten sonra başladı
“O çığlık atıp hayatı için yalvarırken, biri onu defalarca bıçaklıyordu…”
Chloe, Facebook’ta bir içerik denetleyicisi. Bu unvanı alabilmek için aylarca süren bir eğitimden geçti.
Son üç buçuk haftayı ise çok zor bir eğitime harcadı, işi gereği alışması için birçok rahatsız edici içerik tüketti: şiddetli saldırı, grafik pornografi, nefret konuşmaları…
Birkaç gün sonra tam zamanlı bir Facebook içerik denetleyicisi oldu.
Eğitimlerinden birinde Chloe, kursiyerlerinin önünde bir Facebook gönderisini denetlemek zorunda kalır. Yapması gereken: Bir monitörden dünyanın en büyük sosyal ağına gönderilen ve kimsenin daha önce izlememiş olduğu videoyu izleyip, uygun olup olmadığına karar vermek.
Videoda öldürülen bir adam tasvir ediliyor. Adam canı için yalvarıp çığlık çığlığa bağırırken birisi onu onlarca kez bıçaklıyor.
Chloe, Facebook topluluk standartlarının 13. bölümünde yer alan insan cinayetinin gösterildiği videolarının yasaklı olduğunu belirtmeli. Ancak durumu açıklarken sesi titriyor.
Chloe yerine döndüğünde yüksek bir ağlama dürtüsü hissediyor. Odadan çıkıyor ve nefes almakta zorlanacak kadar sert bir şekilde ağlamaya başlıyor.
Kimse onu rahatlatmaya çalışmıyor. Çünkü yapması gereken iş bu. Chloe’nin çalıştığı eyalette bin kişi Facebook için içerik düzenliyor. Dünya çapında ise 15 bin içerik denetleyicisi var. Yani bu, onlar için sıradan bir mesai gününden fazlası değil.
Chloe onlardan sadece biri. Birçok içerik denetleyicisi benzer senaryolar içinde çok büyük psikolojik travmalara maruz kalıyor.
Cinayet, tecavüz, pornografi, işkence ve nefret söylemi gibi birçok rahatsız edici içerikler, içerik denetleyiciler tarafından filtrelenmek üzere tüketiliyor. Bu durum panik atak, anksiyete bozukluğu, TSSB gibi birçok rahatsızlığa sebep oluyor.
The Verge editörlerinden
Casey Newton bu konunun üstüne gitti ve Arizona’da yaptığı araştırmalar üstüne bazı bulguları gündeme taşıdı.
Yapılan araştırmalar sonucunda içerik denetleyicilerin hayatlarına dair çarpıcı bulgular:
● Ortalama bir Facebook çalışanı yıllık 240 bin dolar kazanırken, içerik denetleyicileri yıllık sadece 28 bin 800 dolar kazanıyor.
● Facebook çalışanlarına verilen avantajların aksine ekip liderleri içerik denetleyicilerinin tuvalet molalarına bile karışıyor. Bununla beraber çalışanlar çok yüksek bir baskı altında çalışıyor: İki Müslüman çalışana günlük dokuz dakika dua etmeyi bırakmaları talimatı verilmiş.
● Çalışanlar en ufak bir hatada işlerinden olabiliyor ve bazı çalışanlar eski meslektaşlarının intikam almak için dönebilme ihtimalinin korkusuyla çalışmaya devam ediyor. Çalışanların çoğu kendilerini korumak için silahlanıyor.
● Çalışanların bazıları anneler için ayrılan emzirme odalarında cinsel ilişkiye giriyor. Bunun sebebi olarak
trauma bonding (travma bağlanması) gösteriliyor.
● İçerik denetleyicileri travmatik görüntülerle baş edebilmek için kara mizaha başvuruyor. Molalarda ise esrar gibi uyuşturucu maddeleri kullanarak duygularını yatıştırmaya çalışıyorlar.
● Çalışanlar, şirketten ayrıldıktan sonra TSSB (Travma Sonrası Stres Bozukluğu) benzeri semptomlar geliştiriyorlar, ancak Facebook bu konunun üstüne gitmiyor.
● Çalışanlar, videoların uç noktalarını ve gereğinden fazla ofansif mizahı kanıksamaya başladı.
Facebook’ta çalışmak uzaktan bakıldığında rüya gibi görünebilir fakat daha düşük ücretlerle ve kötü şartlarda çalışan içerik denetleyicilerinin iş hayatı hiç de parıltılı değil. Facebook kullanımı azalmadıkça her gün dünyanın farklı yerlerindeki yaşanan kötü şeylere tanık olmak zorunda kalan bu çalışanların sayıları da azalmayacak. Ne yazık ki kısa vadede de çalışma şartları iyileşmeyecek.
Yorumlar (0) Yorum Yap