“Dünyanın en büyük problemi, akılsız ve fanatik kişilerin kendilerinden son derece emin olması, buna karşılık zeki insanların sürekli şüpheler içinde olmasıdır.”
-Bertrand Russell
Dunning-Kruger günümüzde pek çok sorunun kaynağı ve kişiye karşı en tehlikeli psikolojik etkilerden biri gösterilen çağımızın problemidir. Kısaca, kişinin az bildiği konu hakkında çok bildiğini hissetmesidir.
Etki toplumun her tabakasından insanda baş gösterebilir durumdadır. Çünkü hiçbir toplumsal ünvana/statüye dayanmaksızın hemen her kesimden insanın bazen bilinçsiz ve farkında olmadan yaptığı davranışlarda bazen nadir de olsa kasıtlı yapıldığı için kendini direkt ele veren bu psikolojik rahatsızlık toplumun genel düzeninden insan ilişkilerine kadar birçok alana son derece zararlı bir sendrom haline gelmiştir.
Dunning – Kruger Etkisi nedir?
“Dunning-Kruger Etkisi” ya da “Dunning-Kruger Sendromu”, Cornell Üniversitesindeki iki psikolog olan Justin Kruger ve David Dunning’in tanımladığı algılamada yanlılık eğilimidir. Daha anlaşılır bir ifadeyle; belli bir konuda beceriksiz veya bilgisiz insanlarda görülen, “hayali (sanrılı) üstünlük hissi”ne verilen isimdir. Bu kişilerde, tipik olarak, beceriksiz/bilgisiz oldukları konulardaki becerileri/bilgileri sorulduğunda, gerçekte olandan çok daha yüksek olduğunu iddia ettikleri görülür. Yani bu kişiler, cehaletlerinden ötürü sahip oldukları cesaret nedeniyle, kendilerini aslında bilgisiz oldukları bir konunun uzmanı ilan edebilirler.
Danning Kruger Etkisi hangi olaya dayanıyor?
1995 yılında 44 yaşındaki McArthur Wheeler isimli şahıs, limon suyunun “tuhaf” olarak tanımladığı kimyası ile ilgili çok derin bilgilere sahip olduğu iddiasıyla, yüzünü limon suyuna buladı ve 2 bankayı üst üste soymaya kalktı. İddiasına göre, limon suyunun görünmez yazılar yazmakta kullanılabilmesini sağlayan “gizemli” kimyası sayesinde, kendisini de “görünmez” kılacak ve bankadaki kameralar onu kaydedemeyecekti. Bankaları soymayı başardı; ancak tabii ki kameralar sorunsuz bir şekilde kaydı yaptı ve aynı gün içerisinde polis, Wheeler’ı kolayca yakaladı. Kimya ve muhtemelen genel kültür hakkında derin bir cehalete sahip olmasına rağmen, cahilliğinin farkında değildi ve kendini bu konuda uzman görüyordu. Dolayısıyla bilgilerinin ortalamadan üstün olduğunu ve polisler ile teknolojiyi kandırabileceğini sandı.
“Beceriksiz ve Farkında Değil: Kişinin Kendisinin Cehaletiyle İlgili Bilgisizliğinin, Kendisini Abartılı Değerlendirmesine Nasıl Neden Olduğu Üzerine…” başlıklı tezlerinde ikiliye 2000 senesinde, Nobel Ödülü’nü satirik bir şekilde alaya alan Iq Nobel Ödülü verildi.
Dunning-Kruger Sendromu Yaşayan Kişiler Nasıl Davranır?
Dünyanın çeşitli üniversitelerinden farklı yüzlerce denek üzerinden yapılan ve sosyal deneylerle desteklenen araştırmalar sonucu bazı ortak izlenimler elde edilmiştir:
► Her şeyin en iyisini kendilerini bildiğini iddia eden bu insanlar genellikle bilgiyi ve eğitimi aşağılama eğilimindedir.
► Yaptıkları işlerde de son derece gürültü çıkarıp çok iş yaptığı havası yaratmaya çalıştığı sanılan bu insanlar çoğunlukla bu durumların farkında değillerdir. Mesela biri sizin verdiğin 10 lira ile başka birine 1 liralık yardımda bulunur ancak 10 liranın 100 katı nkadar gürültü çıkararak dünyanın en büyük işini yapıyormuş gibi davranır ancak farkında değillerdir.
► Normalde kişinin bilgisinin eksik olduğu konularda uzman kişilere o alanı bırakma eğilimindeyken bu sendromdan muzdarip kişilerin matematikten mimariye, kimyadan edebiyata kadar her alanda üstün fikirleri olduğunu düşünür ve kendilerine sorulmadan yapılan her iş onlara göre eksiktir.
► Hakkında hiçbir fikri olmayan, öngöremediği olaylar karşısında bile sanki bu olayı yıllar öncesinden görmüş gibi davranmayı severler. Hiçbir hazırlığının olmadığı konularda sanki bunun geleceğini biliyormuş da ona göre hazırlıklarını yapmış gibi hareket etmeye düşkündürler. Sizi de buna inandırmak için çırpınırlar.
Dunning-Kruger Sendromundan Nasıl Korunulur?
Yine konu hakkında yapılan araştırmalar, bu etkinin iki taraflı olduğunu göstermiştir: Bir konu hakkında gerçekten ortalamanın üzerinde bilgiye sahip veya gerçekten uzman olan kişiler, kendi bilgilerini küçümsemeye ve olduğundan az görmeye meyillidirler. Bu kişilerde daha yoğun olarak alçakgönüllülük, spesifik bir konudaki bilgilerinden (aslında doğru olmasına karşın) emin olmama, mütevazı tavırlar ve konu hakkındaki bilgi düzeylerini önemsememe gibi davranışlar görülür.
Eğitimin kalitesi, insanların ego savaşlarından sıyrılması ve birbirilerini rakip olarak görmek yerine birlikte daha da yükselebilme duygusunun aşılanması ve en önemlisi sürekli öğrenme ve okuma alışkanlığının çocukluktan beri kazandırılması en önemli kişilik niteliği olarak sayılabilir. Üretimden çok kaliteli üretim ve tatmin duygusunun genişletilmesi de toplumsal olarak son derece önemli kriterler arasında gösterilmektedir.
Özet olarak, öğrenmeye çalıştığımız konuda yüzeysel bilgilerin tatlılığına kapılmak yerine, öğrenme şevkimizi kaybetmeden konuya derinlemesine dalmalıyız.
This post is also available in: English
Yorumlar (0) Yorum Yap