“İnsan faydalanmayı maksimum seviyede tutmak ister.” Bu birçok modern ekonomi teorisinin dayanağıdır. Peki, fayda nedir? Faydacılığın mucidi İngiliz felsefeci Jeremy Bentham’a göre birçok insan faydayı mutluluk veya zevk olarak düşünür. Ancak modern ekonomistlere göre böyle değildir. Onların fayda tanımı bir insanın bir şeyi ne kadar istediğidir. Ekonomistlere göre eğer bir kişi ev almak için çok çalışıyor, fedekarlık yapıyorsa bu ev o kişi için çok faydalıdır.
Modern ekonomistler tüketici rantı kavramından bahsederken, sadece tüketicilerin tüketim malları üzerinden iyi bir anlaşma yaptıklarında elde ettikleri faydayı tanımlarlar. Ekonominin insanlığa ne kadar fayda sağladığıyla ilgilenen refah ekonomisi; sosyal refahı, insanların isteklerini ne ölçüde karşıladıklarının bir fonksiyonu olarak algılar. Daha eşitlikçi olan ekonomistler ise yoksulların faydalarına ve dezavantajlarına, varlıklıların faydalarından daha fazla değer verme eğilimindedirler. Ancak temelinde yine insanlara istediklerini vermek yatar.
Bu felsefi yaklaşımın eleştirilecek yanları da var. Her şeyden önce, insanlar bazen pişmanlık duyacakları seçimler de yapabilir. Mesela sigara içenler bırakmaları gerektiğini bilirler fakat sürekli ertelerler. Ancak geri dönüp baktıklarında keşke o zaman bırakma cesaretini gösterebilseydim derler. Peki toplum, insanların şimdiki benliklerini mi yoksa gelecek beniliklerini mi önemsemeli?
Sigaranın zararlı olduğu herkes tarafından biliniyor. Ama sigara aynı zamanda insanlara mutluluk da getiriyor. Bu durumda devlet sigara satışlarını ve kullanımını engellemeli mi?
Toplumun her zaman insan arzularını besleyip beslememesi gerektiğini sorgulamak için daha önemli sebepler var. Bentham’ın faydacılığı, insanlarını mutlu eden iyi bir toplumu ifade ediyor. Ama ya insanların arzu ettiği şeyler onlara mutluluk getirmezse?
Mutluluğun nasıl ölçümlenebileceğine dair net bir fikir birliği yoktur. Bazı sinirbilimciler bunu çeşitli beyin aktivitesi ölçümleriyle ilişkilendirmeye çalıştılar. Fakat ekonomistler çok daha ucuz ve daha hızlı bir yöntem kullanma eğilimindedirler. İnsanlara ne kadar mutlu olduklarını söylemeleri için anketler gönderirler.
Mutluluk araştırması bazı şaşırtıcı ve rahatsız edici bulgular elde etti. İnsanlar kendilerini mutsuz edecek şeylere daha çok güvenerek yaklaşıyorlar. Bunlardan birisi yediden yetmişe herkesin kullandığı Facebook. 2019’da bir grup ekonomist bir araştırma yaptı. Facebook kullanıcılarına, bir ya da iki ay boyunca uygulamayı devre dışı bırakmaları için ne kadar para istediklerini sordular. Ortalama fiyat ise 180 dolar olarak bulundu. Bu kullanıcıların ücretsiz olan Facebook’tan fazlasıyla faydalandığını gösteriyor. Bu, ücretsiz dijital hizmetlerin küresel ekonomiye çok fazla ölçülmemiş veri eklediğine inananların argümanını desteklemektedir.
Facebook’u devre dışı bırakanların daha mutlu olduğunu, daha yüksek yaşam memnuniyeti ve daha düşük depresyon ve kaygı düzeylerini bildirmeleri de bu denemenin başka bir bulgusu oldu.
Mutluluk ve fayda arasındaki kopukluğun bir başka örneği de işe gidip gelme olabilir. Bir araştırmaya göre uzun süre yolda olmak da insanları mutsuz ediyor. Ancak yine de insanlar merkeze uzak yerlerde yaşamak için hala çok fazla para ödüyorlar. Aynı zamanda büyük evlerde yaşamak da mutluluk getirmiyor. Fakat insanlar büyük evlerde oturabilmek için hep daha çok çalışıyorlar.
Başka bir bulguya göre ise insanların para ödedikleri şeylerin, mutluluklarını arttıracağı tahmin ediliyor. Eğer kişi bir şeye para veriyor ise ona bedava sahip olduğundan daha çok mutlu oluyor. Tabii her zaman değil.
Peki, toplum fayda ile mutluluk arasındaki kopukluk hakkında ne yapmalı? Mutlulukla ilgili anketler baz almak yanıltıcı olabilir çünkü gerçek mutluluğun ölçütleri kültüre, sosyoekonomik duruma, yaşam koşullarına vb. şeylere bağlı olarak değişebilir.
Fakat mutluluğu ölçmek zor diye bunu faydacılıktan bağımsız tutmak da akıllıca değildir. Eğer insanlar toplumu daha mutsuz hale götürecek hatalar yapıyorlarsa bu sorunlar ele alınmalı.
This post is also available in: English
Yorumlar (0) Yorum Yap