İnsan türünün nereden geldiği, nereye gittiği, dünyadaki yeri ve önemi konuları zamanın başlangıcından bu yana ısrarla tartışılan konular. Bu tarz ‘büyük’ ve zor sorular tarihimiz boyunca dini inanışlar, mitoloji, felsefi düşünceler ve bilimsel açıklamalar aracılığıyla cevaplanmaya çalışılmış. Charles Darwin’in ‘Türlerin Kökeni’ isimli eserinin yazılmasından uzun süre sonra, günümüzde evrensel olarak kabul gören açıklama, insanların ve tüm türlerin doğal seçilim yoluyla adaptasyon ve evrim geçirmesidir.
İşte bu teorinin perspektifiyle denilebilir ki; insan türünü tarih boyunca diğer türlerden ayıran, onların tüm dünyada hüküm sürmesini sağlayan üç önemli evrensel devrim vardır: 70 bin yıl önce gerçekleşen Bilişsel Devrim, 12 bin yıl önceki Tarım Devrimi ve 500 yıl önce gerçekleşen Bilimsel Devrim.
1) Bilişsel Devrim
Bilindiği gibi bizim türümüz olan Homo Sapiens dışında Homo Neandertel, Homo Denisovo gibi farklı insan türleri de vardı – biz onlardan üstün hale gelerek hepsinin soyunun tükenmesine sebep olmadan önce. Bu üstünlüğü bize veren en önemli şey, düşünme becerilerimiz ve beynimizin büyüklüğüydü. Yaygın teoriye göre türümüz olan Homo Sapiens, bize çok benzeyen hatta daha güçlü vücutlara sahip olan, ateşi kullanan, alet üreten Homo Neandertellerle karşılaştığında, onlardan daha iyi avlanarak, daha ileri aletler kullanarak, daha iyi örgütlenerek onları yenilgiye uğratmış ve soylarının tükenmesini sağlamış oldu. Homo Sapiens’in kas gücü, boy uzunluğu giderek düşerken çok önemli bir organı günden güne büyüyor ve güçleniyordu: beyni. Bu da bize, bilişsel bir üstünlük sağladı.
2) Tarım Devrimi
Avcı toplayıcılıktan tarım yapan insanlara dönüşmemiz, yerleşik hayata geçişi başlatan bir yenilikti. Avcı-toplayıcı bir insan gününün çoğunu yemeğini arayarak, bulursa da beslenerek geçiriyordu. Tarıma başlayınca toprağı ekmeye, onunla ilgilenmeye ve yemeğimizi kendimiz üretmeye başladık. En önemlisi de doğaya ilk kez tam anlamıyla hükmetmiş olduk. Tarım, bizim bildiğimiz anlamıyla medeniyetin, yani uygarlıkların, paranın, dinlerin, sanatın ve dilin de gelişmesini sağladı.
3) Bilimsel Devrim
Yaklaşık 500 yıl önce insanlar şu sözü söylemeye ve bundan utanmamayı öğrenmeye başladı: Bilmiyorum. Bu farkındalık bilimi ateşleyen şey oldu. Öncesinde Araplar, Hintliler, Uzak Doğulular gibi birçok medeniyet tarafından çoktan ulaşılmış olan bilimsel keşifler, metotsuz ve “not alınmamış” halleriyle evrensel bir fayda sağlayamadılar. Batı’nın bilimsel görüşleri bu noktada devreye girdi. Rönesans ve Reform, kilisenin gücünün ve skolastik düşüncenin zayıflaması, Coğrafi keşifler bu devrimin birtakım kollarıdır. Sömürgeci devletlerin diğer toplumları daha kolay manipüle etmesi, endüstri devriminin başlaması, hümanizmin ortaya çıkması, bilimsel devrimin getirileridir.
Yorumlar (0) Yorum Yap