Ölümlere Bile Sebep Olabilen Çağımızın En Büyük İlişki Problemi: Kıskançlık

Kıskançlık hepimizin yaşadığı oldukça sinsi bir duygudur ve en güçlü insanların bile zihnine sızmayı başarır. Hepimizin hayatının bir döneminde ciddi bir problem haline gelmiş hatta ilişkilerimizin sonunu getirmiştir. Ancak bilimsel araştırmalara göre, güçlü iletişim becerilerine sahip olma arzusu ve kendinize karşı dürüst olmak bu duygunun üstesinden gelmenizi sağlıyor. Yani bu karmaşık duygunun hayatınızı kontrol etmesine izin vermenize hiç gerek yok.
Kıskançlığın temelinde yatan şey kaybetme korkusudur. Bu kaygının oluşması sıkça bir ilişkinin kaybıyla ilişkilendirilebilir. Aşk romanı ya da filmlerinde tutku adı altında tasvir edilen kıskançlık kavramı o kadar yaygın hale geldi ki, çoğu insan onu zehirli bir özellik olarak değil, normal bir aşk işareti olarak görüyor.
İnsanlar kıskançlığı gerçekten rahatsız edici eylemler gerçekleştirmek için bir bahane olarak kullanırlar. Gözetleme, izleme ve sonu gelmeyen istilalara kadar gider. Bu yazıda kıskançlığın köküne nasıl ulaşacağımızı ve nasıl üstesinden geleceğimize bakacağız.

Kıskançlık bazı duyguların maskesidir

Kıskançlık yıkıcı hale geldiğinde, artan paranoya ve kızgınlık veya huzursuzluk duyguları ortaya çıkabilir. Birçoğu kıskançlığı kendi duyguları olarak görür, aslında açığa çıkarması çok daha zor olan diğer olumsuz duygular için bir maskedir. Yani:
Öfke
Düşük Özsaygı
Korku
Yetersizlik
Güven eksikliği
Kıskançlık diğer insanlarla ilgili bir durum değil, seninle ilgili oluşan bir durumdur. Kıskanç hissetsek bile bu ortaklarımızın veya arkadaşlarımızın yanlış bir şey yaptığı anlamına gelmemektedir. Tabii ki, şüphenin haklı olduğu zamanlar vardır, ancak irrasyonel kıskançlık durumunda, bu duygu kendi kendine kök salmıştır.


Geçici bir durum olduğunu fark edin

Duygular sonsuza kadar sürmez, kötü olanlar bile. Kıskançlık sizi tüketmek üzere gibi görünse de, rahatsız edici duyguların sizi öldüremeyeceğini unutmayın. Ancak sizi daha güçlü hale getirebilirler.
Bazen en iyi seçeneğimiz duygularımızla baş başa kalmak ve onları tam olarak deneyimlemektir. Duygularınızı yaşamanıza ne kadar çok izin verirseniz, uzun vadede sizin üzerinizde o kadar az güç olacaktır.
Kıskançlık duygunuzun tam ortasındayken mantıklı düşünmeniz imkansızdır. Çevrenizdeki dünyayı çarpık bir mercekle görmeye başlarsınız. En küçük şeyler tehdit edici görünmeye başlar ve diğer insanlarla olan bağlarımıza zarar vermeye başlarız.
Kıskanç olma durumu halindeyseniz, sakinleşmek için bir dakikanızı ayırın. Bu, kıskançlık sürecine yardımcı olmak amacıyla başa çıkma mekanizmalarınızı oluşturmak için harika bir zamandır. Meditasyon, fiziksel aktivite gibi faaliyetlerle bu süreci daha basit hale getirebilirsiniz.


İletişim ve güven ile kıskançlığı yenin

Kıskanç duygular karşısında her zaman kontrole sahip değilizdir ancak bu duygulara karşı tepki söz konusu olduğunda kontrol bizdedir. İlişkinizde güvensiz hissediyorsanız eğer bu konuda konuşabilirsiniz. Bu duyguları sağlıklı bir şekilde karşı tarafa ilettiğinizde karşı taraf sizi gerçekten önemsiyorsa, sizi dinleyecek ve anlayacaktır.
Korkularımızı sağlıklı bir şekilde iletmenin yanı sıra, ilişkilerimizde karşı tarafa güven vermeliyiz. Güven, kıskançlığın zehirli doğasına karşı bir panzehirdir. Her şeyin yolunda olduğuna dair güvence için sürekli karşı tarafı sorgular durumda olmak, ilişki üzerinde aşırı gerginlik yaratabilir ve sevdiklerimizde bize karşı kızgınlık yaratabilir.
Önemsediğiniz insanlara kendi hayatlarını yaşama özgürlüğü vermeyi öğrenin; onları yakınınızda tutacak olan şey budur. Tüm bunlar olurken kendi hayatını yaşamayı ihmal etmemelisin. Arkadaşlığınızın tadını çıkarın ve sizi gerçekten mutlu edecek aktiviteler bulun… Romantik hayatınızla hiçbir ilgisi olmayan şeyler!


İlişkilerimizdeki insanların sahibi değiliz

Sahiplik, güvensizliğin nihai işaretidir. Kıskançlık, eşiniz üzerindeki “sahiplik” duygunuzun tehdit altında olduğunu hissettiğinizde ortaya çıkabilir. Yıllardır süregelen aşk=sahiplik fikri medya tarafından zihinlerimize empoze edildi.
Bu kıskanç düşüncelerin üstesinden gelmek istiyorsanız, bu zehirli düşünce kalıplarını öğrenmeniz gerekir. Bunu yapmanın en iyi yolunun güçlü bir benlik duygusunu tetiklemekten geçtiğine inanıyorum. Kendimize güvenirsek ve gerçekten sevgiyi hak ettiğimize inanırsak kıskanç olma durumu o kadar da baskın olmayacaktır.
İlişkilerin birlikte olmayı seçen iki özerk bireyle ilgili olduğunu hatırlamalıyız. Hiç kimse bir ilişki içinde olmak zorunda hissetmemeli ya da korunacak bir mülk parçasıymış gibi hissetmemelidir. Her birey kendi özelinde bir yaşama sahiptir.

Yalnız Değilsiniz

Bazen çok çaba harcamamıza rağmen, kıskançlığın üstesinden gelemeyebiliriz. Fakat bu bir problem olmamakla birlikte ihtiyaç olması halinde yardım almanız gerektiğini gösterir. Yardım kısmını biraz açmak gerekirse, güvenilir bir arkadaşınızla konuşmak veya bir terapist aramak size oldukça fayda sağlayacaktır. Birçok bireysel ya da çift danışmanı, aynı duygu durumunu yaşayan pek çok insanın sorununa çözüm oluyor.
Kıskançlık aşılması gereken bir süreçtir. Bu süreçte kendinize karşı nazik olmanız size daha iyi hissettirecek ve süreci kolaylaştıracaktır. Bu hislerinizi kabullenmeniz sizi birkaç adım öne taşıyacak ve bu hisleri aşmanız kolaylaşacak. Süreç sonunda yolunuzu mutlaka bulacaksınız.
Kaynak.
Kategoriler: Yaşam

Yorumlar (0) Yorum Yap

/