19. yüzyıl Rus edebiyatında kültürlü ve soylu kesimden gelen yazarlar adından söz ettiriyordu. Fakat taşradan ve fakir kesimden gelen Dostoyevski, bu yazarların çoğunun arasından sıyrılmayı başardı. Hayatı sürekli bir iyi bir kötü geçen ünlü yazar, sürgünde borç batağı içinde de yaşadı, ülkesinde refah içinde de… Rus toplumsal edebiyatının öncüsü olan Dostoyevski, büyük idealleri olan bir insandı.
Fakat Sovyet devletinin ve toplumun ezici baskıları Dostoyevski’nin bu ideallerinin altında ezilmesi ile sonuçlandı. Daha sonra bu sert ve ezici gerçekçilik, Dostoyevski’nin romanlarının yapı taşlarından birini oluşturdu. Bu içeriğimizde Dostoyevski kimdir? Sorusunu yanıtlamaya çalışıyor ve ünlü yazarın hayatından kesitlere yakından bakıyoruz.
Dostoyevski’nin çocukluğu ve gençliği:
Kendisiyle aynı dönem eser veren birçok Rus yazara göre Dostoyevski oldukça farklı bir sosyal gruptan geliyordu. Babası eski bir askeri cerrah, annesi ise küçük bir tüccarın kızıydı. Babası askeri cerrahlıktan emekli olduktan sonra Moskova’nın kenar mahallelerinde bulunan Mariinskiy Hastanesi’nde yoksullara yardım etmeye başlamıştı. Tam adıyla Fyodor Mihayloviç Dostoyevski de 1821 yılında bu hastanede doğdu.
Dostoyevski’nin babası gaddar ve alkol bağımlısı bir adamdı. Annesi ise iyi yürekli fakat sürekli nükseden hastalıklar ile boğuşan bir kadındı. Dostoyevski’nin erken hayatı ise bu iki kişiliğin arasında kalmak ile geçti. Ta ki 15 yaşında annesini kaybedene kadar…
16 yaşında Petersburg Askeri Mühendislik Okulu’na giren Fyodor, buradaki öğrenimi sürdürürken babasını da kaybetti. Dostoyevski’nin babasının, aile çiftliklerinin bulunduğu köydeki köylüler tarafından öldürüldüğü de söylenir. Fyodor teknik okuldan mezun olduktan sonra asker olarak görev yapmaya ise sadece bir yıl dayanabildi.
İşinden istifa eden Dostoyevski edebiyata atılmak için kolları sıvadı. Fakat önünde önemli bir problem vardı. Ailesi varlıklı değildi ve babasından ise çok küçük bir miras kalmıştı. Yani Fyodor işinden istifa edip beş parasız şekilde yazarlığa atıldığında hayatının ilk büyük kumarını oynamış oldu. Fakat bu kendisinin oynadığı ne tek kumar olacaktı ne de en büyüğü.
Dostoyevski ve ilk edebiyat dönemi:
Dostoyevski’nin büyük idealleri olduğundan bahsetmiştik. Fyodor bu ideallerini gerçekleştirmek için ilk adımı 1846 yılında yazdığı İnsancıklar romanı ile attı. Bir arkadaşı aracılığıyla bu romanı Belinski’ye ulaştırdı. Dönemin ünlü eleştirmeni Belinski ise İnsancıklar’ı epey bir beğenmiş, kendisine övgüler yağdırmıştı. Fyodor bu sayede hayalini kurduğu edebiyat çevresine girmeyi başarmıştı.
Sosyetenin bir anda tam ortasına düşen Fyodor ise hem dış görünümü hem de kişiliği ile çevresini etkilemeyi başaramamıştı. Zira kendisi ufak tefek boyu, kirli küçük gözleri ve babasından geçen sinir yüzünden sürekli seğiren dudakları ile vahşi bir görünüme sahipti. Sinirli kişiliği ve sakarlıkları da sosyal imajını epey bir zedeliyordu. Dostoyevski çok istediği salonlardan bu nedenle uzaklaşıp kendini iyice edebiyata vermeye başlamıştı.
Fakat burada da işler istediği gibi gitmedi. Gogol’dan bir hayli esinlenen Fyodor, ikinci romanı Öteki’yi yine aynı yıl yayınladı. Çift kişilik fenomeninin romanın merkezine koyan Fyodor, bu romanından beklediği geri dönüşü alamadı. Hatta Belinski dâhil herkes tarafından dalga geçildi. Dostoyevski edebiyat camiasından ilk darbesini bu şekilde almış oldu fakat ideallerinden vazgeçmedi.
1847 yılında Ev Sahibesi romanını yazdı. Bu roman da oldukça olumsuz geri dönüşler aldı. Yılmayan Dostoyevski 1848 yılında Beyaz Geceler ve Bir Yufka Yürekli kitaplarını yayınladı. Bir Yufka Yürekli eleştirmenler tarafından beğenilse de kendisinin istediği başarıyı elde edemedi. Edebiyatta umudu sonunda kırılan Dostoyevski, politikaya yönelmeye başladı.
Politika ve Sibirya’ya sürgün yılları:
Dostoyevski son romanlarını yayınlattığı sırada Çar I. Nikolay’ın baskıcı rejimine karşıt görüşler beslemeye başlamıştı. Fransız ekolünden gelen ütopyacı sosyalistlerin görüşlerine yakınlaşan Fyodor, devrimci Mihail Petraşevski’nin evinde düzenlenen toplantılara katılmaya başladı. Bir başka grubun da gizli toplantılarına katılan Fyodor, bu dönem belki de yazar olarak ününü geri kazandıracak bir başka romanını yayınlamaya başlamıştı.
Fakat bu romanın sadece üç bölümü yayınlanabildi. Zira Dostoyevski bu sırada devlet düzenini yıkmaya çalıştığı nedeniyle diğer Petraşevski Grubu üyeleri ile birlikte tutuklandı. 1849 yılında tutuklanan Fyodor, 1850 yılında yakalandığı arkadaşlarıyla birlikte ölüm cezasına çarptırıldı. Fakat tam kurşuna dizilecekken Çar tarafından af geldi ve cezası değiştirildi. Bu nedenle Fyodor, 1850 yılında 4 yıllık kürek cezasını çekmek için Sibirya’daki Omsk Kalesi’ne sürüldü.
Burada 4 yıl boyunca taş ocaklarına çalışan Dostoyevski hayatının en zor dönemlerini yaşadı ve dine bağlandı. Bu dönem boyunca ise aklının bir köşesinde meşhur “Suç ve Ceza” kavram olarak belirmeye başlamıştı. Ayrıca ara sıra hayatında nükseden sara nöbetleri de bu yıllarda kalıcı hâle geldi.
4 yıl boyunca Omsk Kalesi’nde çalışan Fyodor Mihayloviç, ikinci cezasını çekmek için Doğu Kazakistan’a gönderildi. Burada Rus ordusunda er olarak 5 yıl daha görev yaptı. İş disiplini ve hırsı nedeniyle ceza çekmesine rağmen subay rütbesine kadar yükseldi. Fyodor Mihayloviç ilk evliliğini de sürüldüğü köyde yaptı.
Dostoyevski ve ikinci edebiyat dönemi:
Fyodor Mihayloviç 1859 yılında zorunlu askerlikten terhis oldu ve 10 yıl sonra ilk defa vatanının topraklarına yeniden adım attı. Çok sevdiği St. Petersburg’a yerleşen Dostoyevski, burada kardeşi Mihail ile bir dergi çıkarmaya başladı. Reformcu ve din karşıtı radikalcilere tamamen sırtını dönen Fyodor, devrimden çok görüşlerin kardeşliğini temel alan bir tutum benimsedi.
Kardeşi ile çıkardığı Vremya dergisi de Batı ve Slav görüşlerini tek bir potada eriten bir tutuma sahipti. Bu nedenle Vremya dergisi çok tutuldu ve Dostoyevski yeniden edebiyat dünyasına dönmüş oldu. Fyodor bunu ardından tekrardan yazmaya başladı. Kendi dergisinde yayınladığı Ölüler Evinin Hatıraları, hapishane yıllarının çarpıcı bir yansımasıydı.
Bu kitap kendisine eski ününden de fazlasını kazandırmış, Turgenyev ve Tolstoy gibi ustalardan da büyük övgüler almıştı. Bu kitabın ardından yazdığı Ezilenler ise eleştirmenler tarafından beğenilmemişti. Fakat halk ise Ezilenler’e adeta bayılmıştı. Dostoyevski, 1862 yılında dergi gelirlerinden biriktirdiği para ile çok istediği Avrupa gezisine çıktı.
Vremya Dergisi kapanıyor:
Fyodor Mihayloviç geziden döndükten sonra dergide yayınlanan bir yazı nedeniyle Vremya, Çarlık yönetimi tarafından kapatıldı. Bu durum ise Dostoyevski’yi eski bunalımlı hâline ve dönemine geri döndürdü. Bu bunalımlı dönemde ise kendisi tamamen farklı bir türde hastalık olan kumarbazlığa yakalandı. Hatta sara tedavisi görme nedeniyle çevresinden borç para alıp Almanya’ya bile kaçmıştı.
Bunun sebebi ise ünlü Wiesbaden kentinde kumar masalarına dadanmak ve dergiden tanıştığı Polina Suslova ile görüşmekti. Fakat Dostoyevski’nin bu iki konuda da şansı yaver gitmedi. Tüm parasını kumar masalarında kaybeden yazar, aşk konusunda da eli boş ve kalbi kırık şekilde Petersburg’a geri döndü.
Dostoyevski yeni bir dergi ile edebiyata dönüyor:
Nihayet Petersburg’a geri dönen Dostoyevski’nin eline küçük bir miras geçmişti. Bu mirası ise kardeşi ile yeni bir dergi çıkarmak için kullandı. Epoha isimli yeni dergi, 1864 yılında Yeraltından Notlar kitabının ilk bölümüyle birlikte yayın hayatına başladı.
Fakat yeni derginin ömrü çok uzun sürmedi. Önce karısını ve kardeşini kaybeden Dostoyevski, ardından borçlar yüzünden kapanan dergisini de kaybetti. Fyodor bunun üzerine bir yayıncıdan aldığı avansla birlikte yeniden Almanya’ya, Polina Suslova’nın yanına kaçtı. Fakat Polina’nın kendisini kandırarak terk etmesi sonucunda kendisini iyice kumar masalarında kaybetmeye başladı.
En sonunda Fyodor beş parasız bir şekilde kıyafetlerini bile rehin bırakarak Wiesbaden’deki otel odasına geri döndü. Burada Rusya’daki bir derginin yöneticisine mektup yazdı. Bu mektupta yazmayı düşündüğü Suç ve Ceza romanından bahsediyordu ve avans istiyordu. Beklediği avans nihayet geldiğinde ise Dostoyevski Rusya’ya 1865 yılında geri döndü.
Dostoyevski ve büyük romanlar dönemi:
Fyodor Mihayloviç Rusya’ya döndüğünde Almanya’ya kaçarken aldığı avans için söz verdiği kitabı yazmaya koyuldu. Bu kitabın teslim tarihine ise aşağı yukarı bir ay kalmıştı. Bizim Kumarbaz olarak bildiğimiz bu kitap biraz geç de olsa 1866 yılında yayınlandı. Bu kitapta tahmin edebileceğiniz üzere Dostoyevski’nin Almanya’da Polina ile yaşadığı toksik dönem anlatılıyordu.
Bu romanın ardından Dostoyevski’nin bilinen asıl kült ve büyük romanları ardı ardına çıkmaya başladı. 1866 yılında çıkan Suç ve Ceza ise büyük başarı yakaladı. 1867 yılında sekreteri Anna Grigoriyevna Snitkina ile evlendi. Fakat Dostoyevski her ne kadar romanlarıyla başarı yakalasa da kumar bağımlılığı her geçen gün yeni borçlara yol açıyordu.
Bu nedenle Snitkina ile alacaklılar ve yardım isteyen akrabalardan uzaklaşmak için Rusya’dan kaçtı. Dört yıl boyunca büyük yoksulluk içinde yaşayan Dostoyevski, bu dönemde ülke ülke dolaşmak zorunda kaldı. Yine de yılmayan yazarımız 1868 yılında Budala’yı yazdı. Budala büyük başarı yakalamasına rağmen Dostoyevski roman için aldığı parayı roman basılmadan bitirmişti. Yine parasız kalan Fyodor 1870 yılında Ebedi Koca kitabını yazdı.
Dostoyevski’nin son dönemleri:
Ebedi Koca romanından sonra Fyodor, Büyük Bir Günahkarın Yaşamı isimli beş kitaplık bir antoloji üzerinde çalışmaya başladı. Ne yazık ki Dostoyevski’nin ömrü bu antolojiyi yazmaya yetmedi yine de 1872 yılında çıkan Ecinniler bu antolojide işlemek istediği suç ve ceza kavramlarına epey bir değiniyordu.
Ecinniler kitabının başarısıyla Fyodor, tekrar Petersburg’a döndü. Aydın çevrede yeniden kabul edilen Dostoyevski Grajdanin isimli derginin başına getirildi. Derginin sahibiyle bir türlü anlaşamayan Fyodor bir yıl sonra görevinden istifa etti. Bu sırada ise eşinin akıllıca yayınladığı toplama eserleri sayesinde eline büyük miktarda para geçmişti.
Bu Dostoyevski’nin artık inzivaya çekilmesi için gereken işaret oldu. Dostoyevski bu dönemden 1876 yılına kadar aylık yazılar yayınlayarak günlerini geçirmeye başladı. Yine bu sırada Delikanlı isimli romanını yazdı ve yayınlattı.
1879 ve 1880 yıllarında ise Büyük Bir Günahkarın Yaşamı antolojisinin belki de ilk kitabı olacak Karamazov Kardeşler’i yazdı ve yayınladı. Zira bu kitaptaki Alyosha Karamazov karakteri antolojinin diğer kitaplarında da yer alacaktı.
Fyodor Mihayloviç Dostoyevski hayata gözlerini yumuyor:
Dostoyevski sonunda uzun süre romanlarında boy gösterecek bir karakter yarattı. Fakat ömrü diğer kitaplara başlamaya yetmedi. Son dönemlerinde dünyaca tanınan saygın bir yazar olan Dostoyevski ideallerine kavuşmuş bir şekilde 1881 yılında ciğer kanaması nedeniyle hayatını kaybetti.
Henüz 59 yaşında iken hayatını kaybeden Dostoyevski, oldukça çetin ve zorlu bir hayat geçirmişti. Kendi “budalalıkları” ve topluma bir türlü ayak uyduramaması da sürekli ruhsal hastalıklar çekmesine neden olmuştu.
Her ne kadar sefasını süremese de Fyodor Mihayloviç ideallerine tırnakları ile kazıyarak sahip oldu. 28 Ocak 1881 yılında hayata gözlerini yuman Dostoyevski’nin cenazesine 30 binden fazla insan katıldı.
Psikanaliz Biliminin Kurucusu Freud’un Hayatı ve Teorileri
Stefan Zweig ve Hayat: Nazi Almanyası’ndan Eşsiz Bir Edebiyat Hikâyesi
This post is also available in: English Français Español Deutsch
Yorumlar (0) Yorum Yap