Fırsat Maliyeti

Hüseyin GÜZEL

Hüseyin GÜZEL

EEE / PM / MSc / huseyinguzel.net

Tercihlerinizde ve kariyerinizde ustalaşın…
Bir şeye evet dediğinizde, diğer olasılıklara ve potansiyel faydalarına otomatik olarak “hayır” diyorsunuzdur. Ve buna “Fırsat Maliyeti” denir.
Bir çoğumuz bunu duymuşuzdur ya da bilinçaltımızda bir düzeye kadar olsa bu kavramın farkındayızdır. İstediğimiz her şeyi aynı anda yapamayacağımız aşikar. Ancak fırsat maliyeti, hayatınız ve kariyeriniz için düşündüğünüzden çok daha önemlidir. Son yıllarda bu kavramın daha çok farkındayım ve sonuç olarak kariyerim de bu yönde önemli ölçüde gelişti.
Bu makalede, daha iyi kararlar alabilmeniz için fırsat maliyeti kavramını nasıl kullanabileceğinizi anlatmak istiyorum. Fakat öncelikle fırsat maliyetinin ne olduğu hakkında konuşalım, ne dersiniz?

1| Fırsat Maliyetinin Basit Bir Tanım
Ekonomide kullanılagelen önemli bir kavramdır bu. Basitçe, fırsat maliyeti, bir seçeneği diğerine tercih ederek kaçırdığımız potansiyel faydaları temsil eder.
İki tür fırsat maliyeti vardır: Açık ve Örtük. Muhasebe maliyetleri olarak da adlandırılan açık maliyetler, genellikle ticari ve ekonomik terimlerle birlikte kullanılır. Biz burada ikincisine, yani örtük olanına odaklanacağız.
Örtük maliyetler genellikle görünmezdir. Örneğin zaman, soyut bir maliyettir. Bu makaleyi yazmak yerine bir YouTube videosu oluşturabilirdim mesela. Karar vermeliyim: Hangi eylemim blogum için bana daha iyi sonuçlar doğurur?
2| Fırsat Maliyetini Göz Ardı Etmenin Riskleri

Genellikle somut bir bedel söz konusu olmadığından ötürü, varsayımsal fırsatların maliyetini göz ardı etmek kolaydır. Ancak farkında olmasak bile her gün bu maliyetlerle karşı karşıya kalıyoruz. İhmal edilirse eğer, fırsat maliyeti hayatımızı, kariyerimizi ve ilişkilerimizi olumsuz yönde etkiler. İki ana risk vardır bu noktada.
a) Otopilotta Çalışma
Otomatik pilotta olan bir kariyer, hiçbir hedefe varmadan çalıştığınız anlamına gelir. Ben bunu yaşadım ve günün sonunda bu beni umutsuz hissettirdi. Kendinizi ortaya koyarsınız, çalışma saatlerinizi planlar ve uygular, sonra eve gider ve paranızı alırsınız. Durulayın, yıkayın, tekrarlayın misali. Ama sonuçta hiçbir şey elde edemezsiniz; yani önemli bir bilgi, deneyim ya da varlık yoktur elinize geçen.
Otopilota geçmek bu noktada cazip gelebilir çünkü günün sonunda hepimizin faturalarını ödemesi gerekiyor. Ancak günün sonunda size içsel tatmin sağlayan bir kariyere sahip olmak istersiniz, ve bu bunu sağlayamaz.
Kendime neyin önemli olduğunu hatırlatmak için her zaman Peter Drucker’ın “Kendini Yönetmek” adlı kitabına başvururum. Kitabın sayfaları arasında geçtiği üzere:
“Kesinlikle yapılmaması gereken bir şeyi büyük bir verimlilikle yapmak kadar yararsız hiçbir şey yoktur.”
b) Kaçırılan Yatırım Getirisi (ROI: Return On Investment)
Şu anda daha etkili ve faydalı bir şeye mi yoksa size hiç bir fayda sağlamayan bir şeye mi zaman ayırırsınız? Zira bize yatırım getirisi sağlamayan birçok şey vardır. Bizim zamanımız ve kaynaklarımız: Yatırımlardır.
Haberleri art arda okumak, sosyal medyada gezinmek, e-postaları kontrol etmek, web sitenizin istatistiklerini belirli bir neden olmadan gözden geçirmek vs. bu gibi eylemlerin tümü zaman tüketicidir.
Uyanırsınız bu gidişata, ve sadece “bir şeyi kontrol edeceğinizi” söylersiniz ve farkına varmadan üzerinden 2 saat zaman geçer ve üretken hiçbir şey yapmazsınız.
Sonuç? Cevap: Hiçbir şey elde edemezsiniz.
3| Tercihlerinize Öncelik Verin
Peki tüm bunlar ne demektir? Kariyerinizde fırsat maliyetinin daha fazla farkında olmak istiyorsanız, işiniz açısından önemli olan şeylere öncelik vermeye başlamalısınız.
Kendi websitemi ele alalım. İçeriğine her zaman tasarımdan daha öncelik veririm. Elbette hem içerik hem de tasarım önemli. Dağınık bir blog sitesi, okuma deneyimini yok eder; ancak gereksiz bir içerik de hiçbir okuyucuda ilgi uyandırmaz. Anlıyorsunuz değil mi? Biri diğerinden daha önemli. Ama bu, websitemin tasarımını ihmal ettiğim anlamına gelmez. İçeriğim üzerinde çalışmaya daha fazla enerji harcıyorum, zira blogumun ana önceliği bu.
Önceliklendirme, liste yapmak kadar basittir. Blog sitem söz konusu olduğunda benim öncelik listem şu şekildedir:
1. Haftada bir kaliteli makale yayınlayın, zira bu benim tek işim. Blogum için en önemli şey bu. Makale yoksa? Blog da yoktur.
2. Kaliteli ürünler sunun. Zira blogum kurslar ve kitaplar sunarak gelir elde ediyor. Gelir yoksa? Blog da yoktur.
3. Yeni bilgiler edinin. Sürekli yeni şeyler öğreniyorum. Bunlar olmadan yeni makaleler, kitaplar ve kurslar yayınlayamam zira.
4. Okuyucuları dinleyin. Bu, blogumu okuyan kişilerle bağlantıda kalmama yardımcı oluyor. Okuyuculardan gelen bilgiler ve geri bildirimler gelişmeye devam etmem için bana ilham veriyor.
5. Diğer şeyler… Listem daha uzun, ancak sıralama açısından bu en iyi 4’ü dışındakiler o kadar önemli değil. Önceliklendirmem, neyin en önemli olduğunu bilmemle ilgilidir zaten.
Kariyeriniz için daha mantıklı geliyorsa, ilk 5 önceliğinizin bir listesini yapabilirsiniz. Ancak 10 veya daha fazla öğeden oluşan uzun bir liste oluşturmanızı pek önermiyorum açıkçası. Gerçekçi olmak gerekirse, aynı anda çok fazla şeye odaklanamayız. Ve açıklığa kavuşturmak gerekirse, yukarıdaki örnekte sıraldığım listenin ilk 4 maddesi kariyerimle ilgili sadece, yoksa tüm hayatımla değil.
Bu stratejiyi denemek istiyorsanız, bir liste yapın, görünür bir yerde tutun ve bu önceliklere göre yaşayın. En önemli önceliklerinize gerçekten katkısı olmayan bir takım fırsatları kovalayarak da zamanınızı boşa harcamayın derim.
4| Kişisel Bir Örnek: Kendinizin Önüne Geçmeyin
Fırsat maliyetinde ustalaşmanın ne kadar zor olduğunu gözler önüne serecek bir örnek vereyim. Önceliklerim doğru olsa da, yine de yeni fikirler buluyorum ve hemen üzerinde çalışmaya başlıyorum. Ancak bu arada, en önemli önceliklerime uymadığımın farkına vardım. Ve o zaman başka bir şey yapabilirdim.
Covid salgını başladığında, uzaktan çalışma hakkında çevrimiçi bir kurs fikri aklıma geldi. Birkaç kişiye ne düşündüklerini sordum ve herkes olumluydu açıkçası, bu yüzden hemen kursu oluşturmaya başladım. Ancak okuyucularımı dinlemek için yeterince zaman ayırmadım.
Ayrıca unuttuğum başka bir şey daha vardı. Çevrimiçi bir iş kurmakla ilgili başka bir kurs üzerinde de çalışıyordum. Bu digitalbusiness.school idi. Yaklaşık bir yıldır bu kurs üzerinde kafa patlatıyordum. Ve okuyucularımın bir çoğunun gerçekten istediği bir şeydi bu.
Ancak kendimin önüne geçtiğim için (yani 4. önceliği unuttuğum için), digitalbusiness.school’daki çalışmalarımı yaklaşık üç ay boyunca duraksatmak zorunda kaldım. İş kursumu bitirebilir, başlatabilir ve uzaktan çalışma kursundan daha fazla kâr elde edebilirdim işin doğrusu.
Buradaki fırsat maliyeti işte budur. Ancak bunun yerine, aynı sonuçları vermeyen küçük bir kurs oluşturdum. Aslında, digitalbusiness.school, uzaktan çalışma dersinden çok daha fazla ilgi gördü.
5| Tercihleri Ortadan Kaldırın
İlk fikirlerimiz her zaman en iyisi değildir. Tıpkı bir kursu diğeri üzerine oluşturma kararımda olduğu gibi. İşe koyulmadan önce tercihlerimi daha stratejik bir şekilde tartmalıydım. Bu durumda, belirleyici faktör olarak önceliğim “okuyucuları dinlemek” olmalıydı. Uzaktan çalışmayla ilgili kursu oluştururken bunu görmezden geldim. Okurlarım aslında iş kursunu daha çok istediler.
Herhangi bir dönemde, zamanınızı harcamanız söz konusu olduğunda birçok seçeneğiniz olabilir. Arkadaşlarla içmeye mi gitmelisiniz yoksa evde kalıp yatırım hakkındaki kitabınızı mı bitirmelisiniz? E-postalarınızı sabah kontrol mü etmelisiniz yoksa günlüğünüze mi yazmalısınız? İşe gitmek için otobüse binerek daha az para ve daha çok zaman mı harcamalısınız yoksa bir araba mı satın almalısınız?
İstediğimiz her şeyi aynı anda yapamayız, ki bu bir gerçek. İllaki bir tercihte bulunmalıyız. Tercih etme paradoksu, daha fazla seçeneğin her zaman daha iyi olmadığını gösterir. Bugünlerde çeşitli olasılıklarla bombardıman altındayız. Peki hangisini tercih etmemiz gerektiğini nasıl bilebiliriz?
Önceliklerinizi netleştirmek birçok olasılığı ortadan kaldırmanıza yardımcı olacaktır. Daha iyi karar vermenin sırrı budur.
Bizi heyecanlandıracak her zaman farklı fikirler veya kapılarımızı çalan yeni fırsatlar olacaktır. Bu fikirleri ve fırsatları doğru şekilde analiz etmek bize kalmış. Bir kararla karşı karşıya kaldığınızda her zaman kendinize şu soruyu sorun: “Bu fırsat, tüm önceliklerime gerçekten uyuyor mu?” Zira güvenle “Evet” cevabını veriyorsanız, peşinden gidiniz…
Darius Foroux

This post is also available in: English

Kategoriler: Gelişim

Yorumlar (0) Yorum Yap

/