Bir belgesel filmini önemli yapan nedir? Onlardan referans almayı, hatırlamayı hatta izlemeyi gerektiren şey nedir? Belgesel filmler izlemesi zor yapımlar olarak görülebilir ancak yıllar geçtikçe belgeseller tüketimi artan bir gerçeklik haline geliyor. Bir zamanlar katı ve zorunlu bir şey olarak görülen belgesel filmler, son yıllarda izleme listelerinin üst sıralarında olmaya başladı.
Burada adı geçen çarpıcı, iğneleyici ve nihayetinde dünyayı değiştiren filmler aşk, ölüm, savaş, sanat ve hayatın içindeki diğer tüm gerçekliklere değiniyor. Listedeki tüm filmler herkesin bilmesi gereken, eleştirmenlerce beğenilen ve tarihsel açıdan önemli olduğu için seçildi. Hazırsanız belgesel filmler listemize hep birlikte yakından bakalım.
1) Hoop Dreams (1994) | IMDb: 8.3
Her okul günü, Afrikalı-Amerikalı gençler William Gates ve Arthur Agee, Chicago şehir merkezinden basketbol programının mükemmelliği ile tanınan, ağırlıklı olarak beyaz bir banliyö okulu olan Illinois’deki St. Joseph Lisesi’ne 90 dakika seyahat ederler.
Bu iki sıradan Chicago çocuğu, umut ve inancın bu destansı tarihçesinde imkansıza, profesyonel basketbol zaferine ulaşmaya cesaretli bir şekilde karar veriyor. Steve James, Frederick Marx ve Peter Gilbert tarafından beş yıllık bir süre içinde çekilen Hoop Dreams, genç Arthur Agee ve William Gates ve ailelerini ev yaşamlarında ve mahallelerinde gözetlerken, çocuklar yoğun baskılarla uğraşıp skolastik atletizmin karmaşık, rekabetçi dünyasında geziniyor.
Bu aydınlatıcı film izleyicileri eğitmeye ve onlara ilham vermeye devam ediyor ve yaygın olarak Amerikan belgesel filmler sinemasının en büyük eserlerinden biri olarak kabul ediliyor.
2) Super Size Me – Şişir Beni (2004) | IMDb: 7.2
Türkiye’deki çoğu kişinin belgesel denildiğinde aklına gelen ilklerden olan Super Size Me, tüm dünyadaki fast food kültürünün bizleri nasıl etkilediğini gözler önüne seriyor. Film yapımcısı Morgan Spurlock, fast food endüstrisi hakkında bu filmde kobay olarak yer alıyor. Amerika’nın obezite salgınından esinlenerek, fast food tüketiminin beden ve zihin üzerindeki etkilerini incelemek için otuz gün boyunca günde üç kez McDonald’s diyeti yapıyor.
Deneyin etkileri üzücü: Vücut kütlesi %13 artıyor, kolesterol seviyeleri fırlıyor, karaciğerinde yağ birikiyor ve ruh hali değişimleri ve libido kaybı yaşıyor. Super Size Me, yemek ve yaşam konusundaki düşüncelerinizi tamamen değiştirecek. Super Size Me, hem eğlenceli hem de korkunç olma başarısını gösteriyor.
Okullarda, şirketlerde ve siyasetteki fast food kültürünün ülke çapında obeziteyi nasıl tetiklediğini araştırıyor. Öğün aralarında Spurlock ülke çapında araba kullanıyor ve bir dizi sağlık ve beslenme uzmanı, avukat, okul çalışanı ve 19.000’den fazla Big Mac yemiş, ancak sağlıklı bir kolesterol seviyesini koruyan şaşırtıcı derecede kilolu bir adamla röportaj yapıyor. Tüketicilerin beslenme konusunda eğitilmesi gerektiğini belirten ve şaşırtıcı bir şekilde “sorunun ve çözümün bir parçası olduğumuzu” söyleyen bir endüstri lobicisiyle de karşılaşıyoruz.
3) Koyaanisqatsi: Life Out of Balance – Qatsi Üçlemesi (1982) | IMDb: 8.3
Her yönden alışılmadık bir eser olan Godfrey Reggio’nun Koyaanisqatsi’si 1983’te piyasaya sürüldüğünde o dönemde sansasyon yarattı. Qatsi Üçlemesi’nin bu ilk çalışması, yönetmen, görüntü yönetmeni Ron Fricke ve besteci Philip Glass tarafından yaratılan şaşırtıcı bir kolajda, Kuzey Yarımküre’nin hızla değişen çevrelerini sözsüz bir şekilde inceliyor
İzleyicileri nefes kesici bir vizyondan bir diğerine aktaran Koyaanisqatsi, el değmemiş doğanın görüntülerinden, insanoğlunun teknolojiye olan bağımlılığını betimleyen görüntülere bir anda geçerek dünyamıza gerçek ve benzersiz bir bakış açısından bakıyor. Filmde kullanılan hipnoz edici hızlandırılmış fotoğrafçılık teknikleri bu bakış açısını her anlamıyla süslüyor.
Bizi ABD’nin dört bir yanındaki yerlere götürüyor ve bize modern teknolojinin insanlar ve dünya üzerindeki ağır bedelini gösteriyor. Görsel tonlu şiir ne diyalog ne de sesli bir anlatım içeriyor. Koyaanisqatsi, şüphesiz belgesel filmler listemizin en garip yapımlarından biri.
4) When We Were Kings – Kelebek Gibi Uçar Arı Gibi Sokarım (1996) | IMDb: 8.0
Yıl 1974. Muhammed Ali 32 yaşında ve birçok kişi tarafından asıl dönemini geride bıraktığı düşünülüyor. George Foreman on yaş daha genç ve dünya ağır sıklet şampiyonu. Organizatör Don King, kendisi için bir isim yapmak istiyor ve her iki dövüşçüye de birbirleriyle dövüşmeleri için beş milyon dolar teklif ediyor; kabul ettiklerinde, King’in tek yapması gereken parayı bulmak oluyor.
Zaire diktatörü Mobutu Sese Suko’da istekli bir destekçi olarak King tarafından bulunur. James Brown ve B.B. King gibi Amerika’nın en iyi siyah sanatçılarından bazılarının yer aldığı bir müzik festivali olmak üzere “Rumble in the Jungle” ayarlanır.
Yapım aşamasındaki yirmi yılda, When We Were Kings bize Ali’nin cazibesini, zarafetini ve meydan okumasını Akademi Ödüllü bir portre ile sunuyor. Boks dünyası ile ilgiliyseniz belgesel filmler listemizin size en uygun yapımı When We Were Kings olacaktır.
5) Man On Wire – Teldeki Adam (2008) | IMDb: 7.7
7 Ağustos 1974’te, Fransız ip cambazı Philippe Petit, New York’taki Dünya Ticaret Merkezi yani diğer adıyla ikiz kulelerde, o zamanlar dünyanın en yüksek binaları arasına yasadışı bir şekilde yerleştirilmiş yüksek bir tele adım attı. Manhattan’ın kaldırımlarının 1,350 fit yukarısında, tel üzerinde yaklaşık bir saat performans sergiledikten sonra tutuklandı.
Bu eğlenceli ve büyüleyici belgesel, Philippe Petit’in “en yüksek” başarısını anlatıyor. Man On Wire belgesel filmler alanında soluk kesen bir yapım olarak karşımıza çıkıyor.
6) O.J.: Made in America (2016) | IMDb: 8.9
O.J. Simpson, belgesel filmler türünde sıklıkla karşımıza çıkan bir isim. O.J.: Made in America da Amerikan kültürünün yapı taşlarından O.J.’in yükselişinin ve düşüşünün bir tarihi. Yüksek profilli cinayet davası ile Amerikan ırksal gerilimlerinin boyutunu ortaya çıkaran ve bölünmüş bir ulus ortaya çıkaran Simpson tüm detaylarıyla bu belgeselde inceleniyor. Birçok ünlü ve yüksek profilli ismin adının da geçtiği bu dava, görülmesinin ardından seneler geçmiş olsa bile yeni gelişmeler ile kendini yenilemeye ve sansasyonel etkisini korumaya devam ediyor.
7) Baraka (1992) | IMDb: 8.6
Baraka, insan yaşamı ve din üzerine profesyonelce çekilmiş fotoğraflar koleksiyonu. Dünyanın dört bir yanından olağanüstü anların görüntülerinden oluşan bu film, günlük dini törenlerden, olağanüstü güzellikteki aşırı kontrastlara ve çok acımasız görüntülerin yanı sıra, bugün karmaşık gezegenimizde yaşamakta olan insanların çeşitliliğini kapsar.
Ron Fricke’nin 1992 tarihli belgeseli Baraka, hoş bir sinematik rahatlama sunuyor. Bizi dünyanın harikalarını görmek için destansı bir görsel yolculuğa çıkaran canlandırıcı bir deneyde sinematik geleneklere meydan okuyor. Baraka, Hogwarts kadar büyüleyici, Gondor krallığı kadar büyük, ancak CGI hilelerinin geniş alanlarına ihtiyaç duymadan gerçek, kurgusal olmayan bir harikalar diyarı sunuyor. Baraka belgesel filmler denilince ilk akla gelen ilginç yapımlardan biri oluyor.
8) Samsara (2011) | IMDb: 8.5
Beş kıtada yirmi beş ülkede yaklaşık beş yılda çekilen Ron Fricke’in Samsara’sı bizi kutsal toprakların, afet bölgelerinin, endüstriyel komplekslerin ve doğa harikalarının çeşitli dünyalarına götürüyor. Samsara, “hayatın sürekli dönen çarkı” anlamına gelen Tibetçe bir kelime.
Hinduizm, Budizm ve Sihizm gibi Hint dinlerinde “tekrarlanan doğum, yaşam, ölüm ve yeniden doğuş döngüsü” anlamında kullanılmaktadır. Fricke, ve yapımcı işbirlikçisi Mark Magidson için Samsara, gezegenimizin tuhaflığını ve harikasını yoğun bir şekilde ele alan “Baraka”da (1992) kullandıkları meditatif görüntülerin bir devamı.
Her iki film de doğanın huşu içerisindeki dünyası ile insan iradesi arasında keskin kontrastın altını sinematografisiyle çizer. Özellikle ilginç belgesel filmler ilgi alanınız ise Baraka’yı izledikten sonra bu büyülü belgeseli de izlemenizi şiddetle tavsiye ediyoruz.
9) Dominion (2018) | IMDb: 9.0
Avustralya çıkışlı bir belgesel filmi, hayvanların nasıl ve hangi yöntemlerle insanlık tarafından istismar edildiğini gözler önüne seriyor. Drone’lar, gizli kameralar ve el kameraları aracılığıyla modern hayvan tarımının karanlık yüzünü açığa çıkaran uzun metrajlı film, hayvanlar krallığı üzerindeki egemenliğimizin ahlakını ve geçerliliğini araştırıyor. Dominion’u izledikten sonra günlük yaşantınızı sorgulamaya başlayacaksınız. Belgesel filmler türüne yeni bir soluk getiren bu yapımı Joaquin Phoenix ve Sia başta olmak üzere birçok ünlü isim sunuyor.
10) Grizzly Man (2005) | IMDb: 7.8
Doğada bazı sınırlar vardır fakat bu belgeselde göreceğiniz adam tam on üç yıl boyunca bu sınırların ötesinde yaşadı.
Werner Herzog’un “Grizzly Man” Timothy Treadwell hakkındaki belgesel filmi ve Alaska’daki bir Ulusal Parkta geçen on üç yaz, aslında bir adamın boz ayıları koruma girişiminin görüntüleri idi. Film eşsiz görüntülerle ve kendini doğa için feda eden insanların ruhuna bir bakışla çerçeveleniyor. Bu bakış, Alaska’da nesli tükenmekte olan hayvanlar arasında yaşarken 2003 yılının Ekim ayında öldürülen boz ayı aktivistleri Timothy Treadwell ve Amie Huguenard’a yıkıcı ama aydınlatıcı bir bakış.
11) Häxan – Cadılar (1922) | IMDb: 7.7
1922 senesinde sinemaseverlerin beğenisine çıkan antik belgesellerden Häxan, aslında Orta Çağ’da cadılar ile ilgili yazılmış bir kitap olan Malleus Malleficarum yani Cadı Çekici’nden esinlenerek oluşturulmuş bir yapıt.
Mezar soygunculuğu, işkence, ele geçirilmiş rahibeler ve şeytani bir kült: Benjamin Christensen’in efsanevi filmi, Orta Çağ cadılarının 1900’lerin başındaki psikiyatri hastalarıyla aynı histeriye maruz kaldığına dair bilimsel hipotezi keşfetmek için bir dizi dramatik vinyet kullanıyor.
Ancak filmin kendisi ciddi olmaktan çok uzak – bunun yerine korkunç, iğrenç ve kara mizahtan oluşan bir cadı kazanı. Christensen’in türe yönelik karıştır ve eşleştir yaklaşımı, gotik korku ve belgeselciliği birleştirerek sinema tarihinde başka hiçbir şeye benzemeyen bir deneyim sunuyor.
12) Waltz With Bashir – Beşir’le Vals (2008) | IMDb: 8.0
‘Beşir’le Vals’, binlerce masum sivilin, onları durduracak güce sahip olanlar harekete geçmediği için nasıl ve neden katledildiğini yeniden kurgulamaya çalışan yıkıcı bir animasyon filmi. Neden harekete geçmediklerini söylemek zor. Görmediler mi? Farkında mı değillerdi?
Direktör ve İsrail ordusu gazisi Ari Folman arkadaşları ve eski askerlerle 1982 Lübnan savaşı ve özellikle Beyrut’taki Sabra ve Şatila katliamıyla ilgili anıları hakkında röportaj yapıyor. Animasyon kullanımı Folman’ın kişisel anılarını ve hayallerini resmetmesini sağladı.
13) Icarus – İkarus (2017) | IMDb: 7.9
Yönetmen Bryan Fogel, sporda yasadışı dopingin gizli dünyasını araştırırken, ülkesinin “anti-doping” programının bir ayağı olan dönek Rus bilim adamı Dr. Grigory Rodchenkov ile bağlantı kurar. Düzinelerce Skype araması, idrar örneği ve kötü uygulanan hormon enjeksiyonları, Rodchenkov’u Rusya’nın devlet destekli Olimpiyat doping programının merkezine yerleştiren şok edici iddialara rağmen Fogel ve Rodchenkov daha da yakınlaşıyor.
14) Stories We Tell – Anlattığımız Hikayeler (2012) | IMDb: 7.6
Gerçek nedir? Ne doğru? Ne hatırlıyoruz? Sarah Polley, evde çekilen filmler, fotoğraflar ve röportajlar kullanarak, yaratıcı ama ketum bir kadın olan annesinin hayatını araştırıyor. Ancak akrabalarıyla konuşurken, ilgisini çeken, ailelerin gerçek olarak tuttuklarının büyük resminde yatıyor.
Kanadalı aktris ve film yapımcısı Sarah Polley, annesiyle ilgili bazı sırları araştırıyor ve farklı şekillerde hatırlanan olaylardaki etkilerine göre güvenilirlikleri değişen bir grup aile üyesi ve arkadaşıyla röportaj yapıyor; bu sırada cevaplanması gereken bir soru dizisi kalıyor, çünkü hafıza her zaman değişiyor ve gerçeğin keşfi genellikle hikayeyi kimin anlattığına bağlı kalıyor.
15) LA 92 (2017) | IMDb: 8.2
Rodney King’in dövülmesinin Los Angeles’ta bir protesto, ayaklanma ve yangın dalgası başlatmasından yirmi beş yıldan fazla bir süre sonra, bu şiddet patlamasına yol açan temeldeki yanıcı koşullar devam ediyor.
1992’de Los Angeles’ta, kısa bir araba kovalamacasının ardından polis, silahsız Rodney King’i arabasından çıkardı ve onu vahşice dövdü. Olay, yakınlarda yaşayan bir fotoğrafçı tarafından kaydedildi ve videosu haber medyasına yayınlandı ve benzeri görülmemiş bir dizi yürüyüş, protesto ve ayaklanma ortaya çıktı. Akademi Ödülü sahibi Dan Lindsay ve TJ Martin’in eleştirmenlerce beğenilen filmi LA 92, o döneme ait haber görüntüleri ve fotoğraflarında King’in tutuklanması, dövülmesi, yargılanması ve ardından Los Angeles şehrini sarsan olayları tüm ayrıntılarıyla anlatıyor.
16) Demirkırat: Bir Demokrasinin Doğuşu (1991) | IMDb: 8.9
Listemize Türkiye’den bir belgesel almasak olmazdı. Türk belgeselciliği tarihinin en önemli yapımlarından birisi olan Demirkırat, Türk siyasi tarihini Mehmet Ali Birand’ın nefes kesici hikaye anlatıcılığı ile birlikte izleyici ile buluşturuyor.
Çok partili dönem, Demokrat Parti hükümeti ve 27 Mayıs darbesini konu alan Türk siyasi tarihinin belgeseli. Gazeteciler, memurlar, politikacılar ve aile üyeleri ile görgü tanığı röportajları da belgeselin içinde yer alıyor. Hatta bu röportajlar çoğu zaman direkt bu tarihi olayların failleri tarafından veriliyor.
Bir 32. Gün serisi olan Demirkırat, aslında sonrasında gelecek olan Türk siyasi tarihi belgesellerinin başlangıcı niteliğinde. Bu seriyi bitirdikten sonra yine 32. Gün’ün belgesellerinden oluşan 12 Mart, Özallı Yıllar gibi belgesellerle siyasi tarihimizi yakından tanımaya devam edebilirsiniz.
17) The Last Dance – Son Dans (2020) | IMDb: 9.1
Michael Jordan ve Chicago Bulls hanedanının anlatılmamış hikayesini, 1997-98 şampiyonluk sezonundan ender, daha önce hiç görülmemiş görüntü ve seslerle, ayrıca ünlü figürler ve basketbolun en büyük isimleriyle 100’den fazla röportajla anlatan 10 bölümlük bir belgesel.
Belgeselde NBA tarihine imza atmış birçok efsanevi isimden Michael Jordan ile ilgili hikayeler dinleme fırsatına sahip oluyorsunuz. Michael Jordan’ın NBA performansına ve Chicago Bulls ile olan duygusal bağına bir ışık tutan Last Dance, bu hikayelerin ardındaki birçok dramatik olayın da aslında düşünülenden çok farklı olduğunu gözler önüne seriyor.
18) Secrets of the Saqqara Tomb – Sakkara’nın Sırları (2020) | IMDb: 7.2
Bu belgesel, daha önce hiç keşfedilmemiş geçitleri, kuyuları ve mezarları keşfeden yerel arkeologlardan oluşan bir ekibin peşinden gidiyor ve Mısır’ın Saqqara’da yaklaşık 50 yılda en önemli keşfinin sırlarını bir araya getiriyor.
19) Three Identical Strangers (2018) | IMDb: 7.6
New York, 1980. Birbirine tamamen yabancı olan üç kişi, tesadüfen doğduklarında birbirlerinden ayrılan aynı üçüzler olduklarını keşfederler. 19 yaşındakilerin neşeli buluşması onları uluslararası üne kavuşturur, ancak aynı zamanda kendi hayatlarının ötesine geçen ve insan doğasına dair anlayışımızı sonsuza dek değiştirebilecek olağanüstü ve rahatsız edici bir sırrın kilidini açar.
20) Won’t You Be My Neighbor? – Komşum Olmaz Mısın? (2018) | IMDb: 8.4
Fred Rogers, karmaşık sosyal sorunları keşfetmek için kuklaları ve oyunları kullandı: ırk, sakatlık, eşitlik ve trajedi, Amerikan çocukluk kavramının oluşmasına yardımcı oldu. Doğrudan çocuklarla konuştu ve çocuklar da onu coşkuyla yanıtladılar. Ancak bugün, etkisi hala belirsiz. Fred’in iyi komşular idealine ulaştık mı?
21) Metal: A Headbanger’s Journey – Bir Metalcinin Yolculuğu (2005) | IMDb: 8.1
Film, New Wave of British Heavy Metal, power metal, Nu metal, glam metal, thrash metal, black metal ve death metal dahil olmak üzere metalin birçok alt türünün özelliklerini ve yaratıcılarını tartışıyor. Dunn, en popüler metal alt türlerinden bazılarını belgelemek için aile ağacı tipi bir akış şeması kullanır. Film ayrıca ağır metal kültürünün çeşitli yönlerini araştırıyor.
22) Food, Inc. – Gıda Inc. (2008) | IMDb: 7.8
Yemeğe bir daha aynı şekilde bakamayacaksınız. Belgesel film yapımcısı Robert Kenner, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki gıda zincirinin tüm yönlerini, gıdalarımızın yetiştirildiği çiftliklerden, zincir restoranlara ve satıldığı süpermarketlere kadar devasa şirketlerin nasıl ele geçirdiğini inceliyor.
Yazar ve aktivist Eric Schlosser tarafından anlatılan filmde, ortalama Amerikalılarla beslenme alışkanlıkları hakkında röportajlar, Michael Pollan gibi gıda uzmanlarının yorumları ve büyük ölçekli hayvan işleme tesislerinde çekilen rahatsız edici görüntüler yer alıyor.
23) Earthlings – Dünyalılar (2005) | IMDb: 8.7
Gizli kameralar ve daha önce hiç görülmemiş görüntüler kullanan Earthlings, dünyanın en büyük endüstrilerinin, tamamı kâr için hayvanlara dayanan günlük uygulamalarını anlatıyor.
24) Until The Light Takes Us – Işık Bizi Alana Kadar (2008) | IMDb: 7.1
Eşsiz müzikal ve görsel estetiğiyle olduğu kadar bir dizi cinayet ve kilise kundaklamalarıyla da ün salmış bir müzikal altkültür olan Norveç black metalinin tarihini, ideolojisini ve estetiğini anlatıyor. Bu belgesel, şimdiye kadar söylentilerle örtülen ve yanlış ve sığ tasvirlerle gizlenen bir harekete, gerçekten ışık tutan ilk film. Müzisyenlerin kendileriyle özel röportajlar içeren, Until The Light Takes Us, dünyanın dikkatini çeken tartışmalı black metal hareketinin her yönünü araştırıyor.
25) Burden of Dreams – Düşlerin Ağırlığı (1982) | IMDb: 7.9
Amazon yağmur ormanı, 1979. Alman yönetmen Werner Herzog’un yönettiği bir film olan Fitzcarraldo’nun (1982) ekibi, çok geçmeden diğer birçok aksiliğin yanı sıra oyuncu seçimi, kabile mücadeleleri ve kazalarla ilgili sorunlarla karşılaşır; ama büyük bir vapuru bir dağa sürüklemeye kıyasla hiçbir şey yokken, Herzog vizyonunu gerçeğe dönüştürmek için belli bir çılgınlığın yolunu benimsiyor.
Yaklaşık beş yıl boyunca, ünlü Alman belgesel film yapımcısı Werner Herzog, bir adamın Amazon ormanlarının derinliklerinde bir opera binası inşa etme girişiminin hikayesini anlatan, kariyerinin en iddialı ve zorlu filmlerinden biri olan Fitzcarraldo’yu umutsuzca tamamlamaya çalıştı.
Belgesel film yapımcısı Les Blank, Herzog’un en göz korkutucu sahneleri modeller veya özel efektler olmadan çekme kararlılığıyla daha da tehlikeli hale gelen, yüzlerce yerli Perulu’nun tam boyutlu, 320 tonluk bir buharlı gemiyi bir dağın tepesinden geçirmesini gerektiren bir sekans da dahil olmak üzere, bu prodüksiyonun gelişimini yakaladı. Sonuç, film yapım sürecinin olağanüstü bir belgesi ve sinemanın en korkusuz yönetmenlerinden birinin kararlı misyonuna benzersiz bir bakış.
26) Gates of Heaven – Cennet Kapıları (1978) | IMDb: 7.4
1970’lerin ortalarında, hiç film yapmamış olan Morris, Los Altos, California’daki Foothill Pet Mezarlığı’nın mali çöküşü hakkında gazete makaleleri okudu. Birçok yasal tatsızlıktan sonra, ölü hayvanlar kazıldı ve Bubbling Well Pet’e taşındı. Napa Vadisi’ndeki Memorial Park. Bu olaylarda bir film olabileceğini düşünen Morris, görüntü yönetmeni Ned Burgess ile ilk mezarlığın belden aşağısı felçli operatörü Floyd McClure ve Bubbling Well’in Calvin Harberts ailesiyle röportaj yapmaya gitti.
Yaptıkları belgesel film; ciddi mi hicivli mi, komik mi hüzünlü mü, sempatik mi yoksa alaycı mı olduğuna karar veremeyen izleyiciler için bir yeraltı efsanesi ve turnusol testi haline geldi. Morris, “The Thin Blue Line”, “A Brief History of Time” ve yeni albümü “Fast, Cheap and Out of Control” gibi yapımlarla Amerika’nın en tanınmış belgeselcilerinden biri oldu. Ama “Cennetin Kapıları” tek başına sınıflandırılamaz, kışkırtıcı, baştan çıkarıcı bir kategoride kalır.
Göz atmanız gereken bir diğer içerik:
Her Girişimcinin ve Girişimci Adayının Büyük Bir Keyifle İzleyeceği 10 Belgesel
This post is also available in: English
Yorumlar (0) Yorum Yap