Bilim tarihine baktığımız zaman, ülkece göğsümüzü kabartan birçok isim karşımıza çıkıyor. Araştırmaları sonucunda bulduklarıyla hayatımıza değer katıyorlar ve yeni gelişmelerin kapılarını bizler için aralıyorlar. O isimlerden birisi de Mete Atatüre. Birçok otoritenin imkansız olarak nitelediği ölçümü gerçekleştirdi ve büyük bir başarıya imza atarak bizi gururlandırdı. Mete Atatüre’nin hikayesine biraz daha yakından bakalım ve onu tanımaya çalışalım.
Mete Atatüre, 1975’te Kayseri’de dünyaya geldi. Babasının mesleği sebebiyle çok farklı okullarda okudu. Ortaokula geçtiğinde Amerika’ya taşındılar ve lisede Türkiye’ye geri döndüler.
Ortaokulda fizik dersini hiç sevmiyordu. Öğretmeni ona bir anlaşma sundu, bu anlaşma sonucunda fiziğe olan merakı arttı.
Ortaokul öğretmeni, Atatüre’ye bir kitap verdi ve bu kitaptan sınav olacağını söyledi. Eğer Atatüre sınavı geçerse bir sene boyunca fizik dersine ve sınavlarına girmeyecekti. Sıkıcı bir fizik kitabı olduğunu düşündüğü kitabın II. Dünya Savaşı sırasındaki nükleer çalışmalarının yürütüldüğü Manhattan Projesi’ni ve bu projenin başında bulunan Robert Oppenheimer’ın hayatını anlattığını gördü. Sınavı geçememiş olsa da kitap sayesinde fiziğe bakış açısı değişmişti.
Fiziğe olan ilgisinin artmasıyla pilot olma hayalinden vazgeçti ve Bilkent Üniversitesi Fizik Bölümü’ne girdi. Yüksek dereceyle mezun olduktan sonra, Boston Üniversitesi Kuantum Görüntüleme Laboratuvarı’na katılarak doktora çalışmalarına başladı.
2002 senesinde doktora sonrasında araştırmacı olarak gittiği İsviçre Federal Teknoloji Enstitüsü’nde, göğsümüzü kabartan bir diğer biliminsanı Ataç İmamoğlu’nun çalışma grubunda yer aldı.
Ataç İmamoğlu Kuantum optiği ve kuantum hesaplama konularında yaptığı çalışmalarıyla tanınan, akademik ilgi alanları yarı iletkenler fiziği ve doğrusal-olmayan optik olan Amerikalı-Türk bilim insanı ve fizikçisi.
2007 senesinden beri, dünyanın önde gelen üniversitelerinden biri olan Cambridge Üniversitesi’nde kuantum fiziği üzerine çalışıyor. Burada, Atomsal, Mezoskopik ve Optik Fizik Çalışma Grubu’nun başında yer alıyor. 2015 senesinde profesörlük ünvanını elde etti.
“Türk Einstein” olarak anılan Atatüre, 2015 senesinde bilim dünyasında imkansız olarak geçen ışık seviyesinin gürültülü ölçümünü gerçekleştirdi. On beş kişilik ekibiyle birlikte, 35 yıldır üzerinde çalışılan deneyi sonuca ulaştırdı.
Araştırmaları sırasında, ışıkla etkileşimi bir atomdan 100 kat daha fazla olan bir “süper atom” da keşfetti.
Amy Winehouse’un kedisi Mietzi’yi sahiplenerek ona yuva olan Atatüre, sosyal medyada kedisine oldukça yer veriyor.
Atatüre, her gün çalıştığını, bilime tutkuyla bağlı olduğunu ve bilimden emekli olunamayacağını da belirtiyor.
Hatırlarsanız bu Temmuz’da, Atatüre’nin de içinde yer aldığı şu eğlenceli Twitter sohbeti oldukça fenomen olmuştu. ?
insan laf atacağı kişinin profiline bakar önce pic.twitter.com/oFtt7KulEk
— tmr (@tamersenn) 29 Temmuz 2018
Yorumlar (0) Yorum Yap