“Plato Etkisi” adı verilen dönemden hepimiz mutlaka geçmişizdir. Bu dönem günlük yaşantımızda “donukluk, can sıkıntısı ve tıkandığını hissetmek” duygularının en yoğun yaşandığı zaman dilimini oluşturuyor. Bu dönemde, ruhunuz sıkılır ve çoğunlukla rutin hayatınızdan da artık bıkmışsınızdır. Herhangi bir işi yapmak sizin için o an külfetten başka bir şey değildir.
Bu durum günlük yaşantımızda bizi oldukça etkiler fakat bununla ve daha birçok şeyle savaşan vücudumuzun savunma mekanizması imdadımıza yetişir. Çünkü vücut, hayatımızda süreklilik gösteren şeyleri (mesela şehrin gürültüsüne bir süre sonra alışmamız ve bunu duymayışımız gibi) yok sayar. Ve bu sayede değişime ve yeniliklere odaklanmaya adapte eder kendini.
Buraya kadar herhangi bir sorun yok gibi gözükse de savunma mekanizmamızı kendimiz için devreden çıkarmamız gerektiği zamanlar da oluyor. Sebebiyse “alışkanlık” gibi bir duygunun var oluşunu engellemek. Alışkanlık, günlük yaşantımızda bizi duyarsızlaşmaya ve sıradanlaşmaya iten bir güdü. Bir zaman sonra sırf bu sebepten, eriştiğimiz başarılar bile bize haz vermekten çok uzaklaşabilirler.
Bu konuda Bob Sullivan ve Hugh Thompson bir takım araştırmalar içerisindeler. Plato etkisinin yarattığı; başarıdan başarıya koşan birinin bir anda tıkanmasının ve önündeki engelleri aşamamasının sebeplerini bulmaya çalışıyor, bir çözüm arıyorlar.
Bu ikiliye göre çözüm plato etkisinin içinde olduğumuzun farkına varmak. Peki nasıl farkına varacağız? Sullivan ve Thompson’ a göre plato etkisini anlamak için 8 maddeye ihtiyacımız var. İşte o maddeler:
1) Yanlış Zamanlama: Çoğu zaman çok çalışıp karşılığını almayı bekleriz. Fakat her zaman beklenen olmaz. Bu noktada doğru zamanı sessizce beklemek ve doğru zamanda doğru atağı yapmak gerekir.
2) Kaynak Akışı: İhtiyaç duyulduğunda kaynakların tükenmiş olduğunu fark etmek hepimizi bir çıkmaza sürükler. Bu para, nitelikli insan veya güçlü bağlantılar olabilir. Bu noktada Sullivan ve Thompson’ın “Sihirli Malzemeler” adını verdikleri kaynakların yerini dolduracak farklı materyallerin arayışına girmek gerekir.
3) Açgözlü Algoritması: Kısa vadede büyük kazançları hepimiz isteriz. Fakat bu yolda ilerlediğimizde kısa vadede kazanılan kazançları kısa vadede de kaybederiz. Bu durumu aşmanın yolu ise, ufkumuzu açmayı denemek ve daha uzun vadede bizi mutlu edecek yollar seçmek olacaktır.
4) Hatalı Bilgiler: Ulaşmaya çalıştığımız hedef ne olursa olsun varış noktasına giden yolun bizim için ne kadar önemli olduğunun ve bize neler kattığının bilincinde olmak ve bu yolu asla terk etmemek gerekir.
5) Bağışıklık: Süreklilik bir zaman sonra hayal gücünüzü ve isteğinizi kısıtlar. Hayatınızda değişimlere yer vermelisiniz.
6) Geciken Başarısızlık: Bazı insanlar başarısızlıklarını bir türlü kabullenemez ve bunu ertelemek için ellerinden geleni yaparlar. Bu noktada açık görüşlü olmayı kendimize aşılamalı ve başarısızlıklarımızı ertelemeyip, onlarla yüzleşmeliyiz. Çünkü ne kadar çabuk başarısızlığımızın farkında olursak o kadar çabuk bunu telafi eder ve başarmak için daha sağlam adımlı bir yolu kat edebiliriz.
7) Mükemmeliyetçilik: Mükemmeliyetçilikten kurtulmanın en iyi yolu, hedeflerimize adım adım gitmek ve atılan her adımı iyi değerlendirmekten geçer.
8) Dikkatin Dağılması: Bu soruna müdahale etmek için bir süre durup kendimizi dinlemek ve sonrasında da harekete geçmemiz gerekiyor.
This post is also available in: English
Yorumlar (0) Yorum Yap