1 Sene Ömür Biçildi, Ölümsüz Oldu: 40 Yaşından Sonra 6 Roman Yazan Anthony Burgess’in Başarı Hikayesi

Edanaz Aksoy

Edanaz Aksoy

Editör - Bilgi Hukuk

Anthony Burgess İngiliz yazar, şair ve besteci. Biz onu ‘Otomatik Portakal’ romanıyla tanırız. Kırk yaşına kadar bir İngiliz nasıl yaşayabilirse öyle yaşamış, hayallerinin farkında olsa dahi bazılarını arka planda tutmuştu. Bunlardan biri ise; roman yazmaktı.

Burgess beyninde tümör olduğunu öğrendiğinde 40 yaşındaydı. Doktorlar için, Burgess’in bir senelik ömrü kalmıştı. Maddi durumu iyi değildi ve öldüğünde eşi Lynne için bırakabilecek bir birikimi bulunmamaktaydı. Arka plana attığı hayallerini su yüzüne çıkarma vakti gelmişti. Yazı makinesine kağıtları yerleştirdi ve ilk romanını bu şekilde yazmaya başladı. Yazdığının basılacağı kesin değildi ancak denemekten de başka şansı yoktu.

“1960 Ocağıydı ve konulan tanıya göre, önümde yaşayabileceğim bir kış, bir ilkbahar ve bir yaz vardı. O yıl, yapraklar dökülmeye başladığında ben de ölmüş olacaktım.”

Burgess bahsettiği o yıl yazmaktan vazgeçmedi ve altıya yakın roman yazdı. Burgess kendine olan inancını yitirmekten korkmuştu, bu yüzden hep yapmak istediği şeye verdi kendini. Çoğu yazara oranla bir yıla fazlasıyla roman sığdırmayı başarmıştı.
O yıl sonuna, Burgess ölmedi. Aksine tümörü geriledi ve bir süre sonra da ortadan kalktı. Hayatının geri kalan yıllarında yetmiş üzerinde yapıt üretti. Otomatik Portakal ise en çok ses getiren yapıtlarından biri oldu. Kanser onun için hayatının sonu değil, bir başlangıç noktası olmuştu.
Biz de hayatımızda bazı dönüm noktalarıyla karşılaşıyoruz. Ömrümüzü belli rakamlarla ölçmesek de bazen varsayımlarımız vaktimizin az olduğuna dair olsa, belki de yapabileceğimiz çoğu şeyi daha rahat fark ederiz.

“Sınırlamak her zaman güçtür. Dünya bir bütündür, hayat bir bütündür.”
-Anthony Burgess


Bu içerikler de ilginizi çekebilir: ?

Kategoriler: Başarı

Yorumlar (0) Yorum Yap

/