Geçenlerde merak uyandırıcı bir fikirle karşılaştım. Eğer doğruysa, yoksulluktan düşündüğümüzden daha hızlı kurtulabiliriz. Merak uyandıran fikir esasında şu: Teknoloji, esasında yoksulları daha az fakir hale getirerek değil ancak zenginlik deneyimini daha kolay hale getirerek yoksulluğu yok edebilir.
Kaynakların yeniden dağıtımı yoluyla yoksulluğu yok etmeye çalışmak yerine, deneyim eşitliği karşılığında finansal eşitsizliği göz ardı edebiliriz.
Finansal Eşitsizlik
Teknoloji, finansal eşitsizlik yaratıyor.
Ucuza mal olarak ve hızlı yayılarak tekel oluşturuyor.
Ürünler hızlı ve ucuza dünyaya dağıtılırsa, çoğu insan bu ürünlere daha kolay sahip olabiliyor. Bu sayede, aynı mobil uygulamalar herkes tarafından kullanılarak aynı şekilde popüler olabiliyor.
Bu yüzden de bu işten en kazançlı çıkanlar rakiplerine kıyasla daha büyük miktarda ürün siparişi alanlardır.
Teknoloji yaygınlaştıkça daha fazla tekel oluşumu ve daha fazla finansal eşitsizlik söz konusu olacaktır.
Deneyim Eşitliği
İşte asıl püf nokta: Teknoloji yaratıcılarını zengin eder ama kullanıcılarına aynı seviyede deneyim yaşamalarını sağlar.
240 milyon Hintli, Facebook kullanıyor ama nispeten az da olsa yaklaşık 19 milyon Türk de Facebook kullanıcısı.
Ve Mark Zuckerberg’in banka hesabında, ortalama Hintlilere oranla 10.000.000 kat fazla para bulunurken Facebook hesabı herkese aynı deneyimi sunuyor.
Hızlı ve ucuz dağıtım her iki yönde de etki gösterir. Yani finansal eşitsizlik yaratırken deneyim eşitliği yaşatır. Daha iyi bir Facebook deneyimi için daha fazla ödeme yapamazsınız özetle.
Teknolojiye erişim her zaman her yerde aynı seviyede olmaz, ancak teknolojiyi zaman içinde dağıtmak daha hızlı ve daha ucuza gelecek. Sonuçta ne kadar zengin olduğunuzun bir önemi yok: herkes aynı deneyimi yaşar.
Teknoloji yaygınlaştıkça, deneyimlere erişim daha eşit hale gelecektir.
Şirketler, maliyeti aşan bir şeyleri bizlere sunmak isteyebilirler. Ve bir kez üretildikten sonra teknoloji çok da maliyetli değildir esasında.
Sonuçta ne olursa olsun bu teknolojiye erişmek için bir şekilde ödeme yaparız.
Ve maliyetler düşündüğünüzden daha iyi seviyede, insanlar katılmasa da. Uber, San Francisco’da olduğu kadar Hindistan’da da kullanılıyor. İnsanlar sadece para öder ve San Francisco’ya kıyasla daha az para kazanılır.
Teknik işler bittiğinde, kazanılan para farklıdır ancak deneyim aynıdır.
Yapay Deneyimler
Teknoloji, finansal eşitsizliğe yol açar ancak deneyim eşitliği yaşatıyorsa, ne olur?
Facebook ve Uber yoksulluğu yok edemez.
Fakat bunlar sadece ‘gerçek’ olandan yapay deneyim olan dijitale geçişin bir başlangıcıdır.
Prensipte bazı şeyler teknoloji yoluyla sağlanamaz.
Bir gün en zengin insanın dahi suni bir VR dünyasında yaşamayı tercih etmesi mümkün mü? Duyularını kandırmak için mi? Kendilerini deneyim makinesine bağlamak için mi?
Kesinlikle.
Bu önemli bir tarihi an. En zenginler bile paralarının alabileceği her şeyin üzerinde yapay bir deneyim tercih etseler, onlar da fakirler olmazlar mı? 🙂
Zenginler bile yapay deneyimleri tercih ettikten sonra deneyim eşitliği mümkün hale gelir.
Eğer bu teknoloji en zenginlerin sadece erişimi için var olursa, bir gün fakirler de ona erişebilir. Zira teknoloji zamanımızda daha ucuz ve daha hızlı dağıtılmaktadır.
Seçtiğimiz deneyimlerin eşit olup olmamalarına bakılmaksızın, deneyimlerimize hepimiz eşit erişim sağlayacağız.
Yapay deneyimleri tercih ettiğimizde ve herkes onlara erişebildiğinde, dünyada ki finansal açıdan eşitsizlik çok daha az olacaktır.
Sonuçta, ne olursa olsun ödeme yapacağız. Ve bu noktada neden daha zengin olmaya çalışalım? Sonuçta yapay ve sanal dünyada herkes aynı deneyimleri yaşayacak 🙂
Yorumlar (0) Yorum Yap