Survivorship Bias; özellikle bir işte başarılı olanların dikkatleri üzerine çektiği, çabalayanların ise göz ardı edildiği bilişsel duruma verilen isim. Yani başarıya ulaşan kişilerin hayatta kalanlar olarak sınıflandırılması, başarısız olanların neden başarısız olduklarını göz ardı etmemize sebep oluyor. Çünkü birey kendini en üst sınıfta, yani başarının olduğu yerde görmek istiyor.
Survivorship Bias’ın tam olarak olmasa da Türkçe karşılığı ‘Sağ Kalma Önyargısı’ olarak çevrilebilir. Sağ kalma duyusu insanoğlunun dünyaya adımını ilk attığı andan bu yana olan bir güç. Yeni bir sektöre giriş yaptığımızda ayakta kalabilmek adına her türlü riski almamız gerekebilir. Ancak bizden önce bu işleri başarmış insanlar bizim aldığımız riskleri almayarak başarmış olabilirler. Bu durumda onlar risk almadı diye bizim risk almamız bilişsel önyargımızla hareket edip sağ kalma duyumuzu köreltmemiz anlamına geliyor. Bir girişimin, girişim dünyasına attığı ilk adım onu son adıma taşımayacaktır.
Survivorship Bias’ın tarihteki örneklerinden biri de İkinci Dünya Savaşı’nda geçiyor. İngiliz ordusu yeni bir strateji geliştirmek ve uçaklarının düşürülme oranları azaltmak için sağ kalma önyargısını kullanıyor. Sağ kalan ve geri dönen uçakları inceliyorlar. Uçakların tüm bölgelerini kaplama imkanları olmadıkları için en çok mermi deliklerinin saplandıkları yerleri tespit ediyorlar ve sonraki uçaklarda o kısımları zırh ile kaplıyorlar. Ancak bu yöntemin geri dönen uçak sayısında bir değişiklik yaratmadığını fark ediyorlar.
Abraham Wald adlı Romanyalı bir istatistikçi, bardağın diğer tarafına bakarak işi çözmeye çalışıyor. Kendisi geri dönen uçaklarda asıl yapılması gerekenin uçakların mermi yediği değil de yemediği bölgelerini zırh kaplamak olduğunu iddia ediyor. Aslında dönen uçakların mermi aldığı yerler, uçakların düşmesine sebep olan yerler değil. Mermi almayan yerleri sağlama almaları gerektiğini savunuyor.
Başarılı insanların başarıları bizleri etkilediği gibi, bilmediğiniz duymadığınız insanların da bir dolu başarı hikayesi olacaktır. Bu hikayeler herkesin yaptığını yaparak değil, uygulamada fark koyarak elde ettikleri başarılar olacaktır. Bizim de yapmamız gereken, bildiğimiz doğruları yorumlayarak uygulamada bir adım ileriye taşımak olacaktır.
Yorumlar (0) Yorum Yap