RTÜK tarafından, geçtiğimiz Mart ayında radyo ve televizyon kuruluşlarının internet yayınlarına sıkı bir denetim zorunluluğu gelmişti.
Bu denetim sadece radyo ve televizyon kanalları için geçerliydi, internet yayınlarının denetimine ilişkin bir madde yoktu.
25 Eylül’de gerçekleştirilen son toplantıda ise, izleyicinin istediği içeriği istediği zaman izleyebildiği internet platformlarını kapsayan 24 yeni karar alındı. Sıkı denetim ve sansür yetkisi getiren düzenleme kabul edildi.
RTÜK, internet yayınlarına da televizyonlardaki gibi sansür uygulanması konusunda net adımlar atmak istiyor. RTÜK’ün bu tarz platformlar üzerinde etkilerini önümüzdeki günlerde gözlemleyeceğiz gibi görünüyor.
Avrupa Birliği tarafından internet yayınlarıyla ilgili kısa süre önce yapılan düzenlemelere uygun olarak gerçekleştirildiği söylenen bu yeni yönetmeliğe göre ilk şart; internet yayıncılarının RTÜK’ten lisans almaları.
Yeni yönetmelik; Netflix,
BluTV gibi platformlardan, kullanıcı bilgilerinin de RTÜK’le paylaşılmasını talep ediyor ve abonelerin her türlü kişisel bilgisini isteme ve kayıt altına alma şartı getiriyor.
…
Bir başka önemli madde ise; bu platformların yayınlarında minimum %30’luk bir oranda yerli yapımlara yer vermeleri.
Uzmanların görüşü, yönetmeliğin Türkiye’de internet yayınlarına büyük sansür getireceği yönünde. Konu hakkındaki ilk değerlendirmeyi Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaman Akdeniz gerçekleştirdi:
“Türkiye, Netflix’i yasaklayan ilk ülke olabilir. Şimdi bakalım Netflix ya da Amazon Prime gibi platformlar kendi içeriklerinde buzlama, çiçek koyma gibi talepleri kabul edecek mi?”
Akdeniz, hazırlanan bu taslak için özellikle anlaşılmayacak şekilde yazıldığını, ifadelerin muğlak bırakıldığını ve Avrupa Birliği düzenlemeleriyle hiçbir ilgisi olmadığını öne sürdü.
Yönetmeliği eleştirenler arasında RTÜK üyesi İlhan Taşçı da yer alıyordu. O da konuyla ilgili şunları söyledi:
“Yönetmeliğin iki boyutu var: İlki yayınlar için lisans alınması, ikincisi de denetim aşaması. İlk kez internet mecrasından televizyon, radyo ve isteğe bağlı yayınlar denetim altına alıyor. Muhalefet etme nedenlerimizin birisi bazı ifadelerin belirsiz ve yoruma açık olması. Kişisel olarak bunun ileride bir baskı aracı kullanılmak üzere bir enstrüman olması için bir tercih olduğunu düşünüyorum.”
Yönetmeliğin kabul edilmesi yönünde oy veren RTÜK üyesi Doç. Dr. Hamit Ersoy ise eleştiri ve kaygıların haksız olduğu görüşünde.
Önümüzdeki aylarda yasallaşması beklenen yeni düzenlemelerin ne gibi değişiklikler getirdiğini zamanla göreceğiz.
Yorumlar (0) Yorum Yap