Mutlu Bir İş Hayatı İçin: Ofisi Zamanında Terk Edin ve Asla Eve İş Götürmeyin

Philippe Dumas

Philippe Dumas

Yeni nesil iş insanı

Girişimci, yazar ve podcast yayıncısı Darius Foroux kendi deneyimleri üzerinden mutlu ve tatmin edici bir kariyer isteyenlere önemli tavsiyelerde bulunuyor:
Başlıktaki bu iki öneri uzun, mutlu ve tatmin edici bir kariyer isteyen herkes için geçerli. Ancak bu tavsiyeleri uygulamaya koymak oldukça zordur. Bunu çözmem kariyerimin ilk altı yılını aldı. Ve yine de hayatın işten daha önemli olduğunu kendime hatırlatmak zorundayım.
Geçmişte çalıştığım hemen hemen her yerde, algılar insanların gerçekliğe bakış açılarını doğrudan etkiliyordu. Bu kültür, görüntünün gerçeklikten daha önemli olduğu anlamına geliyor.
Başka bir deyişle: ofiste en uzun süre çalışan kişi en çalışkan kişi olarak görünür. Bu elbette doğru olabilir. Ama önemli olan bu değil. Hepimiz önemli olan tek şeyin sonuç olduğunu biliyoruz. Bununla birlikte, toplu olarak toplantılara katılım, ofiste geçirilen saatler ve insanların e-postalara ne kadar hızlı yanıt verdikleri gibi nezaket faktörlerine bakmak konusunda ısrarcıyız.
Bu acınası bir durum! Şu anki aile şirketimizde, herkese işlerini bitirdiklerinde ofisten ayrılmaları gerektiğini söylüyoruz. Önceliklere odaklanmanın, sadece birinin çalıştığı saatlere bakmaktan çok daha iyi bir ölçüm olduğunu fark ettik.
Ve yine de insanlar “Önceliklerimi bitirdim, eve gidiyorum” demekten rahatsızlık duyuyorlar. Çünkü bir ekiple çalışıyorlar ve diğerlerinin kötü hissetmelerini istemiyorlar. Ama ilk etapta neden orada çalıştığınızı düşünün. Katkıda bulunmak için oradasınız. Kendi şirketinize veya çalıştığınız şirkete.

Çok uzun çalışmak verimli değildir

Eminim insanlar günde 10 saat sizinle çalışmayı seviyorlar, ancak bu verimli olamayacağın kadar uzun süre orada kalman anlamına gelmez.
Uzun saatler çalışmanın verimsiz olduğu artık kanıtlanmış bir gerçek.
İlgili İçerik: Araştırmalara Göre Daha Az Çalışmak Verimi Arttırıyor
Çok fazla çalışmanın yarattığı stres depresyona, uyku problemlerine, hafızanın zarar görmesine ve hatta kalp hastalıklarına neden olabilir.
O yüzden ilk çalışma kuralım şudur:

Zamanında ayrılın

Geçen mentorumla işinizi sevmenin ne kadar önemli olduğu hakkında konuşuyordum. Dedi ki: “Hayatımda hiç sevmediğim bir işim olmadı. Bu, hayattaki en tatmin edici şeylerden biri. ”
Hemen annemin hep söylediği bir şey aklıma geldi: “çok iyi şeyler zamanla kötüleşir.”
Yani sıkı çalışmayı iyi bilen birinin en büyük sırrı, çalışmayı ne zaman sonlandıracağını bilmesidir. Mentorum da sözlerinin devamında annemin söylediği şeyi onayladı: “Ama en büyük sorunum çok çalışmamdı. Sabah 7’de evden ayrılırdım ve 23:00’da geri dönerdim. Bu çok fazlaydı.”
Kendinizi çok fazla çalışmaya karşı korumanız gerekiyor. Ve çözümü basit: ofisten zamanında ayrılmak.
İşini aşkla yapıyor bile olsan bir önemi yok! Eve gitme zamanı geldiğinde, gideceksin.
Kimsenin 7/24 ofiste olmasına gerek yok. Sadece senin egonun buna ihtiyacı var. Ofis yarın burada olacak. İş arkadaşlarınız hala hayatta olacak. Ve şirket iflas etmeyecek.
İş, sonuçlara ulaşmakla ilgilidir. Bunu günde 6-8 saatte yapamıyorsanız verimsiz ve etkisiz bir çalışansınız. Bu yüzden fazla mesai yapmak yerine, kişisel verimlilik hakkında bir kitap okuyun veya verimlilik eğitimi alın.

İşi işte bırakın

Eve gidip işinizi yanınızda getirmeyin. Bu, tüm amacı mahveder.
Akşam yemeği sırasında telefonda iş konuşmaları yaptığınız anların kimseye faydası yoktur. Ayrıca, evdeyken sürekli çalışmayı ve işi düşünerek kendinize iyi bir şey yapmış olmuyorsunuz.
Rahatlayın biraz. Call of Duty oynayın. Eşiniz için akşam yemeği yapın. Çocukları yürüyüşe çıkarın. Her neyse…
Bakın, mutlu bir hayat yaşamak çok basit. Hepsi kontrolümüz dahilinde. Bizi neyin mutlu ettiğine karar verebiliriz. Marcus Aurelius’un şu sözüne bayılırım:

“Mutlu bir yaşam için çok az şeye ihtiyaç var; hepsi senin içinde, düşünme tarzında.”

Hepimiz biliyoruz ki, para, başarı, şöhret bizzat bizi mutlu etmiyor. Ve buna rağmen bizi daha da mutlu etmeyen şeyleri elde etmek için çok çalışıyoruz.
Peki neden bizi incitecek kadar çok çalışıyoruz?
Belki sorun egomuz olabilir. Belki başka bir şey… Şahsen nedenini umursamıyorum. Tek bildiğim, çok fazla çalışmanın yaşamınızın ve işinizin kalitesini olumsuz yönde etkilediği.
Önemli olan kendimizi aptallığımızdan korumamız. Tıpkı çocuklar gibiyiz. Mutlu ve güvenli yaşamak için kurallara ihtiyacımız var.
Bu yüzden ilk çalışma kuralı, ofisten zamanında ayrılmak. İkinci kural ise işi eve götürmemek.
Kategoriler: Kariyer

Yorumlar (0) Yorum Yap

/